Doksanların ilk yarısını Oscar adayı oyuncu olarak geçiren Liam Neeson’un misyonu milenyumla birlikte değişti. 2008 yapımı “Taken”dan itibaren her filminde elinde silah koşturup ailesini koruyor. Gördüğü ilgi ile seriye de dönüşen bu aksiyonların dışına da pek taşmıyor Neeson. Her yıl bir gişe aksiyonunda ailesini ya da insanları kurtaran profilin dışına çıkmıyor. Çoğu zaman ya alkolik ya da eski ajan… 2015 yapımı “Run All Night” da bu kez eski bir tetikçi olarak oğlunu korumakla mükellef. Tek gecelik babalık “Gece Takibi” adıyla vizyonda.
Senaryoyu yakında adını daha sık duyacağımız Brad Ingelsby kotarmış. Ödüllü iki kısa filmin senaryosuyla parlayan Ingelsby, ilk uzun metraj sınavını da Scott Cooper ile birlikte “Out of the Furnace” ile vermiş ve iyi iş çıkarmıştı. İkinci uzun metraj senaryosunda bildik formülü kolayca kurmuş ve bir iki süsleme ile detaylandırmayı planlamış. Yönetmen koltuğundaysa bir katalan oturuyor. Yeniden çevrim “House of Wax” ile yönetmenliğe başlayan, futbol aşkına yönettiği “Goal II: Living the Dream”den sonra “Orphan” ile çok iyi iş çıkararak sınıf atlayan Jaume Collet-Serra, gişe aksiyonlarına geçiş yaparak “Unknown” ve “Non-Stop” ile beklentileri de karşılamıştı. Collet-Serra ile üçüncü kez birlikte çalışan Neeson’a, “The Killing”le yıldızı parlayan Joel Kinnaman, Ed Harris, Boyd Holbrook, Bruce McGill, Genesis Rodriguez ve Vincent D'Onofrio eşlik ediyor.
Jimmy Conlon ile tanışıyoruz… Mafya tetikçisi olarak geçirdiği günlerin kefaretini çeken yalnız ve mutsuz bir adam… Ailesiyle bağlarını koparmış kendini alkole vermiş ve uykusuzluk sorunuyla boğuşuyor. Mafyanın başındaki Shawn Maguire ile ilişkisi tetikçilikten de öte, çocukluk arkadaşları… İkisinin de yetişkin oğulları babalarından kopmuş ve yeni bir hayat hazırlığında… Mike Conlon ailesini kurmuş, bir yandan boksla uğraşıyor bir yandan da limuzin şöförü olarak çalışıyor. Himayesindeki genci de koruyup kollayan mafya tablosunun dışına çıkmayı başarmış bir adam. Danny Maguire ise tam bir çıkıntı… Babasından işleri devralmak için kendini göstermeye çabalıyor ama sürekli arızalar çıkaran delişmen bir adam ve tüm klişeleri barındıran oğul… Bir girişimi babasının itirazıyla sonuçlanınca bu başarısızlığı ikiliyi karşı karşıya getiriyor. Jimmy’nin oğlunu korumak için Danny’i vurmasıyla başlayan uzun gecede silahlar çekiliyor…
Basit formülünü süslü cümleler ve küçük yan öykülerle süslemeye çalışan bir film “Run All Night”… Yeni bir şey denemeyi aklına bile getirmiyor, karakter yaratmakla da uğraşmadan tipik babalar ve oğullar konusuyla işliyor… Tek gecede geçen film için malzemesi bol görünse de Ingelsby dengeyi tutturamamış ve bolca dağıtmış senaryosunu. “Onu almana izin vermeyeceğim, Shawn.” “Seçim hakkın yok. Varımla yoğumla oğlunun peşindeyim, Jimmy.” gibi karşılıklı sözlerle karakterlerini çarpıştırarak heyecan ve gerilim yaratmaya çalışsa da bir etki yaratmaktan uzak. Zaten ana yapısı formüle olan senaryonun tahmin edilebilir bir işleyişle ilerlemesi de daha önce izlemiştim hissiyle yorgunluk verince sıradan finaline ilerlemek de hayli zor.
Prömiyerini 9 Mart’ta yapan film aynı hafta dünya sinemalarında kendi salon bulup gösterime çıktıysa da 50 milyon dolarlık bütçesinin ancak yarısını çıkarabilmiş durumda. İzleyici bulmaya devam etmesini de o meşhur oylamalardaki yüksek notuna borçlu.
Oğlunun intikamını alma peşindeki baba ile oğlunu korumaya çalışan babanın bir gecelik mücadelesini afili cümlelerle anlatmaya çalışırken bildik yolları tercih eden “Run All Night”, ikinci yarısında tempo sıkıntısı çekerek zor geçen 114 dakikasıyla vasat bir film… Boşa harcayacak zamanınız yoksa ilişmeyin…
Yorum Gönder