♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Film Kritikleri

Kitap Kritikleri

Dizi Kritikleri

Son Yazılar

Çağrı Dörter Tasavvufun Evrensel Kapıları Bir Kez Daha Aralıyor: Bugünün Tasavvufu

Salı, Temmuz 01, 2025

Çağımızın insanına, çağımızın diliyle hitap eden bir tasavvuf eseri yeniden okurlarla buluşuyor. Çağrı Dörter’in kaleme aldığı Bugünün Tasavvufu, güncellenmiş ve genişletilmiş baskısıyla raflarda yerini aldı.

İlk olarak 2018’de yayımlanan kitap, geçen yedi yıl içinde yoğun ilgi görerek tasavvufla tanışmak isteyen binlerce okurun yol arkadaşı oldu. 2025 yılında yayımlanan genişletilmiş 2. baskı, yalnızca “tasavvufa giriş” ile sınırlı kalmıyor; aynı zamanda “tasavvufta derinleşme” ve “yürüyüş” süreçlerini de kapsayarak okuru çok daha derin bir içsel keşfe davet ediyor.

Tüm Dinlerin ve Öğretilerin Özüne Yolculuk
Bugünün Tasavvufu, tasavvufu yalnızca bir inanç sistemi olarak değil, hakikate ulaşmanın evrensel yolu olarak tanımlıyor. Çağrı Dörter, her inanç sistemini ve tüm manevi yolları kapsayan Kadim Tasavvuf Yolu’nu sade, anlaşılır ve katmanlı bir anlatımla ele alıyor. Eser, hem yeni başlayanlar hem de derinleşmek isteyen okuyucular için yol haritası niteliğinde.

Yazar Hakkında
Mimar Sinan Üniversitesi mezunu olan Çağrı Dörter, çocukluk yaşlarından itibaren sorduğu varoluşsal soruların peşine düşmüş, uzun yıllar boyunca farklı manevi geleneklerde derinleşmiş ve sonunda tasavvuf yolunda kemalat kazanmış bir arayıcı. 25 yılı aşkın süredir herhangi bir maddi karşılık beklemeden tasavvuf seminerleri, konferanslar ve buluşmalar düzenleyen yazar, eserleriyle geniş bir okur kitlesine ulaşmayı sürdürüyor.


Arka Kapak Yazısı:
Hakikat’in Anahtarı İçindedir
Tasavvuf, diri bir gelenektir. Her daim tazedir. Her devirde temsilcileri tarafından o devre uygun olarak aktarılır. Bu nedenle de insanlar üzerinde gerçek dönüşümler yaratır. Ancak zaman değiştikçe, yaşam ve insan da değişir. Bununla birlikte zorluklar, engeller ve sıkıntılar da değişir. Birliktelikler, ev yaşamı, iş yaşamı, sosyal yaşam, hayatın ritmi ve zihnin yapısı da değişir. Ve tıpkı bir çocuğun yetişkinliğe geçerken ebeveynleriyle ilişkisinin değiştiği gibi, insanların O’nunla ilişkisi de değişir. Geriye gerçekleşmesi zorunlu bir değişim daha kalır. Değişen yaşama, değişen insana ve onun değişen sıkıntılarına cevap verecek ilacın değişimi. Elbette özü sabit tutularak...

Bugünün Tasavvufu; ağır tasavvuf kitaplarıyla hafif romanlar arasında kalan ve onu bulunduğu yerden alıp dengeli bir şekilde karşıya geçirecek köprünün arayışında olanların talebiyle yazılmıştır. Hakikat Okyanusu’na önce kıyıdan bakmak, sonra sahillerinde dolaşmak, kendini hazır hissettiğinde ağır ağır içine girmek ve dilediği zaman da derinleşmek isteyen bugünün insanı için; bugünün yașantısı, bugünün örnekleri ve bugünün çözümleri üzerinden yalın bir dil kullanılarak kaleme alınmıştır. Bu alanda daha önce değinilmemiş detayları içeren ve “Tasavvufa Giriş” temasıyla sunulan ilk basımının üzerinden geçen yedi sene boyunca okurlarından gelen yoğun talep üzerine, “Tasavvufta Derinleşme” başlıklarının da içine katıldığı büyük bir genişletmeyle yeniden düzenlenerek son halini almış ve serinin diğer kitapları için de anahtar kitap haline gelmiştir...

İnsanın en büyük macerası “kendini bilme macerası”dır. Ve bu maceraya girenin yaşamı, bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır...

Bugünün Tasavvufu / Çağrı Dörter
Alt Başlık: Tasavvufa Giriş ve Derinleşme
Türü: Tasavvuf 
Yayınevi: Destek Yayınları
Sayfa Sayısı: 256
Fiyatı:  290 TL

Güç Kodlarda Gizli: Yeni Çağın Görünmeyen Savaşı Destek Yayınları’nda

Salı, Temmuz 01, 2025

Dijital çağ, yalnızca iletişim ve bilgi değil; aynı zamanda çatışma, casusluk ve küresel rekabetin de eksenini değiştirdi. Destek Yayınları, bu kritik dönüşümün en can alıcı boyutlarını mercek altına alan, alanında öncü bir çalışmayı okurlarla buluşturuyor: “Siber İstihbarat Savaşları”. Siber istihbarat, siber suçlar ve devlet destekli siber saldırılar alanındaki akademik çalışmalarıyla tanınan Ersin Çahmutoğlu, bu kitabında siber savaşların bugünkü korkutucu boyutunu, istihbarat servislerinin dijitalleşen yüzünü ve casus yazılım endüstrisinin çarpıcı yükselişini kapsamlı bir bakış açısıyla aktarıyor.

Yalnızca teknik bir mesele değil; siyasi, stratejik ve toplumsal bir meydan okuma olarak ele alınan siber savaşlar, artık uluslararası sistemin merkezinde yer alıyor. Çahmutoğlu’nun kitabı, dünyadaki siber savaşların geldiği korkutucu boyutu belgelerle, vaka analizleriyle ve akademik yorumlarla ortaya koyuyor. Geleneksel savaş sahalarının yerini sanal cepheler alırken  devletler dijital saldırılarla birbirlerine üstünlük kurmaya çalışıyor.

Kitapta özellikle İsrail’in siber istihbarat faaliyetleri derinlemesine ele alınıyor. NSO Group’un Pegasus yazılımı örneği üzerinden, özel sektör ile devlet destekli operasyonlar arasındaki çizginin nasıl silikleştiği gözler önüne seriliyor. Mossad’ın stratejik siber açılımları, teknoloji şirketleriyle kurduğu ilişkiler ve İsrail’in dijital istihbaratta neden bu kadar etkili bir aktöre dönüştüğü, somut örneklerle detaylandırılıyor.

Ayrıca kitap, yalnızca tekil aktörleri değil, küresel siber casusluk ve siber silah endüstrisinin geldiği noktayı da gözler önüne seriyor. ABD’den Çin’e, Rusya’dan Suudi Arabistan’a kadar birçok ülkenin siber stratejileri, diplomasi ve güvenlik politikalarıyla birlikte ele alınıyor. Bu endüstri, artık milyar dolarlık pazarlara ulaşan ve yalnızca savunma değil, baskı ve müdahale aracı olarak kullanılan bir güç alanı haline gelmiş durumda.

En dikkat çeken bölümlerden biri ise, casus yazılım dünyasının en büyük ve en güçlü aktörleriyle devlet istihbarat servisleri arasındaki ilişkilerin derinlemesine analiz edildiği sayfalar. Kitapta, istihbarat servislerinin yalnızca bilgi toplamadığı, aynı zamanda siber araçlarla algı operasyonları yürüttüğü, diplomatik baskı kurduğu ve zaman zaman özel şirketleri bu süreçte aktif rol almaya ittiği net biçimde ortaya konuyor.

Siber İstihbarat Savaşları, güvenlik politikalarına ilgi duyan araştırmacılardan gazetecilere, akademisyenlerden teknoloji meraklılarına kadar herkes için kritik bir başvuru kaynağı. Dijital çağda güç artık veride ve bu kitap, o verinin nasıl bir silaha dönüştüğünü tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor.

Arka Kapak Yazısı:
KODLAR, MODERN ÇAĞIN MERMİLERİDİR.

Savaşlar artık çoğunlukla ekranlarda başlıyor ve bu cephede hiç silah sesi duyulmuyor. Tankların ve casusların yerini giderek algoritmalar ve satır aralarına gizlenmiş kodlar alıyor. Devletler çoğu zaman konvansiyonel cephelerde değil; veri merkezlerinde, sunucu odalarında ve dijital altyapılarda çarpışıyor.
Ersin Çahmutoğlu, siber casusluğun en çarpıcı operasyonlarını, perde arkasındaki devletleri ve teknolojik silahları deşifre ediyor. Dijital istihbaratın nasıl bir küresel oyuna dönüştüğünü, istihbarat servislerinin ve teknoloji şirketlerinin işbirliğiyle örülen gizli ağı gözler önüne seriyor.

Bu kitap, bugünü anlamak için geçmişe bakıyor; yarını inşa etmek içinse bilinmeyenle yüzleşmeye davet ediyor. Çünkü artık düşman görünmez, savaş alanı sınırsız ve bilgi en ölümcül silahtır.

Stuxnet’ten SolarWinds’e, Pegasus’tan PROMIS skandalına... Bu kitap, devletlerin görünmeyen savaşlarına açılan karanlık bir penceredir.


Yazar Hakkında:
Ersin Çahmutoğlu, siber güvenlik, istihbarat ve uluslararası ilişkiler alanlarında uzmanlaşmış bir akademisyen ve araştırmacıdır. Milli Savunma Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamıştır. Halihazırda Sakarya Üniversitesi’nde doktora adayı olarak eğitimine devam etmektedir. 

Akademik kariyeri ve sektördeki çalışmalarında, siber casusluk, dijital istihbarat ve uluslararası güvenlik politikaları üzerine odaklanmıştır. Bu konularda çeşitli makaleler ve analizler kaleme almıştır. Özellikle İsrail'in siber istihbarat faaliyetleri ve Pegasus, Predator casus yazılımları üzerine yaptığı çalışmalarla dikkat çekmektedir.

Ayrıca, İran Araştırmaları Merkezi (İRAM), Türkiye Araştırmaları Vakfı ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) gibi düşünce kuruluşlarında, Anadolu Ajansı başta olmak üzere çeşitli basın ve medya kuruluşlarında analizleri yayınlanmaktadır. Pek çok televizyon programlarında ve çeşitli dergi ve yayınlarda da alanına ilişkin yorumları bulunmaktadır” Geçmiş yıllarda bir süre İRAM bünyesinde yer almış ve İran’ın siber gücünü anlatan kapsamlı bir çalışma yayınlamıştır.

En son yayımlanan eseri olan “Siber İstihbarat Savaşları”, dijital silahlanma çağında casusluk operasyonlarını ve siber istihbaratın uluslararası ilişkilerdeki rolünü derinlemesine analiz etmektedir.

Ersin Çahmutoğlu'nun çalışmaları, siber güvenlik ve istihbarat alanlarında politika yapıcılar, akademisyenler ve güvenlik uzmanları için önemli bir kaynak teşkil etmektedir.


Efsanenin Mitolojik Derinliklerine Yolculuk: Timuçin

Salı, Temmuz 01, 2025

Karakarga Yayınları, çizgi roman dünyasının iki usta ismi Antoine Ozanam ve Antoine Carrion tarafından yaratılan Temudjin’i Türkçeye kazandırıyor: TİMUÇİN, okurları büyüleyici bir görsel anlatıyla, Moğol efsanelerinin karanlık sularına doğru eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor.

GİZEM, MİTOLOJİ VE GÖRSEL ANLATININ BÜTÜNLÜĞÜ
Antoine Carrion’un hayranlık uyandıran çizimleri, Ozanam’ın sembollerle yüklü anlatımıyla birleşerek ortaya etkileyici bir eser çıkarıyor. Timuçin, yalnızca Cengiz Han’ın tarihsel figürüne değil, onun doğumuna, kaderine ve ruhani mirasına dair mitolojik bir yeniden kurgulamaya odaklanıyor.

Gizemli Şaman Özbey’in kehanetiyle başlayan hikâye, Timuçin’in doğumunun doğaüstü bir olayla ilişkilendirilmesi üzerinden ilerliyor. Kadim doğa inançları, rüyalar, korku ve hayranlıkla harmanlanmış bu anlatı, çizgi roman sanatına yepyeni bir soluk getiriyor.

Karakarga Yayınları tarafından hazırlanan Türkçe baskı, Mehmet Cem Ülgen’in özenli çevirisiyle yayımlandı. Görsel yönetmenliğini Sedat Gösterikli’nin üstlendiği bu baskı, orijinal sanatın tüm ruhunu koruyor.

İlk bölümü “Güzel Ölüm” adını taşıyan eser, Timuçin’in doğumuyla ilgili efsanevi anlatıya odaklanıyor. Ormanın derinliklerinde şekillenen doğaüstü sahneler, karakterlerin ruh halleriyle bütünleşen renk paletleriyle birleşerek unutulmaz bir görsel deneyim sunuyor.

Timuçin, yalnızca bir çizgi roman değil; tarih, mitoloji ve sanatın iç içe geçtiği şiirsel bir anlatı. Bu eser, çizgi romanın edebi derinliğini keşfetmek isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat.

Arka Kapak Yazısı:
O ŞİMDİ ÖZGÜR VE KENDİ YOLUNU KENDİSİ SEÇECEK.
HİÇ KİMSE NE YAPACAĞINI BİLMESE DE BİZ ONUN PEŞİNDEN GİDECEĞİZ. 
ÇÜNKÜ O BİZİM HAN’IMIZ.

Eser Adı: Timuçin / Antoine Ozanam & Antoine Carrion
Orijinal Adı: Temudjin
Fransızcadan Çeviren: Mehmet Cem Ülgen
Yayınevi: Kara Karga Yayınları
Türü: Çizgi Roman
Sayfa Sayısı: 200
Fiyatı: 1000 TL

Uketsu’dan Gerilim Dolu Bir Manga Deneyimi: Tuhaf Ev

Salı, Temmuz 01, 2025

Athica ve NOX, Japon korku anlatısının en çarpıcı ve sıradışı örneklerinden biriyle karşınızda: Tuhaf Ev. Gizemli hikâyeleriyle Japonya’da büyük ilgi gören UKETSU, bu kez okuru tanıdık görünen ama adım attıkça yabancılaşan bir eve davet ediyor. Çizimlerini uki’nin üstlendiği bu manga, klasik korku ögelerini zekice altüst eden kurgusuyla raflardaki yerini alıyor.

Burası Bir Ev Değil… Ya Bir Tuzaksa?
Ana karakter, basit bir ev ziyareti için gittiği yerde hiç tahmin etmediği bir gerçekle karşılaşır: Evin odaları değişmekte, kurallar kaymaktadır. Gerçeklik ile hayal arasındaki çizgiler silinirken, her sayfa okura tekinsiz bir atmosferin içinden seslenir.

Korku burada sadece canavarlarla ya da karanlıkla değil, mekânın kendisiyle kurulur. Zemin kayar, tavanlar daralır, koridorlar uzar… Bu ev sizi içine çeker ve bir daha bırakmaz.

UKETSU’dan Gerilim Dolu Bir Manga Deneyimi
Modern Japon korku mangasının yükselen isimlerinden UKETSU, okuyucusunu yalnızca korkutmakla kalmıyor; aynı zamanda psikolojik sınırları da zorluyor. Tuhaf Ev, Junji Ito’nun izinden giden ama kendi tedirgin edici dilini kuran bir yazarın kaleminden çıkma.

Korkunun Yeni Adresi
“Tuhaf Ev”, yalnızca bir korku hikâyesi değil, aynı zamanda mekânın karakterleştiği, okurun yön duygusunu ve güven hissini sürekli sorgulayan bir deneyim sunuyor. Uykusuz gecelerinize yeni bir sebep arıyorsanız, bu evin kapısını aralayın.
 
Arka Kapak Yazısı:
Japonya’da milyonlarca okura ulaşan, beyaz perdeye taşınan ve ulusal bir fenomene dönüşen Tuhaf Ev, gizemli doğasıyla okurlara şu soruyu sorduruyor:

EVİM DEDİĞİNİZ YERİ GERÇEKTEN TANIYOR MUSUZ?

Okült ve gizemli konularla ilgilenen yazar, eski bir arkadaşının satın almayı düşündüğü evin planını incelediğinde bir tuhaflık fark eder. Mutfakta akla mantığa sığmayan gizemli bir boşluk, üst katta ise evin tam ortasında yer alan penceresiz bir çocuk odası vardır. İlk bakışta sadece eğlenceli bir mimari bilmeceden ibaret gibi görünen bu durum, kısa sürede çok daha karanlık ve ürkütücü bir hal alır. Merakı iyice artan yazar, bu tuhaf yapıyı anlamlandırmak için zeki ve sıra dışı bir mimar olan Kurihara Bey’den yardım ister. İkili, evin mimari garipliklerini inceledikçe geçmişe dair çarpıcı sırları gün yüzüne çıkarırlar. 

Evin farklı inşası neyi gizlemeye çalışıyor?
Burada yaşayanlara ne oldu?
Ve neden her oda sanki konfor için değil de kontrol için tasarlanmış gibi duruyor?
 

Desen Yayınları’ndan her yudumda ayrı bir keşif yaratacak grafik roman: Şarap 101

Perşembe, Haziran 19, 2025

Grafik roman okurlarının göz bebeği Desen Yayınları’ndan Haziran müjdesi sonunda geldi. Yayımladıkları aylık bültenden beri merakla radarımıza giren “Şarap 101” nihayet raflara yerleşiyor. Seçtikleri kitaplarla okuru da yükselten Desen, iştahımızı arttıran sofra güzellikleri “Bir Şef Gibi” ve “Büyük Şefler”in ardından bu kez de elimize şarap kadehi tutturuyor. Hafızam beni yanıltmıyorsa bu konseptte ilk kez yayımlanacak grafik roman alanında da ödüllü aynı zamanda. Grafik romanın fantastik abur cuburla dolu olmadığını bilen okurlar için bir ana yemek var karşımızda. Ön izlemeleri de doyurucu. Merakla okurken bilgileneceğimiz bir kitap bizi bekliyor. Eğlencesi de cabası. Pası bültene atmadan önce yayınevinin sayfasındaki önizlemeye bakmadan geçmeyin ısrarında bulunmak isterim. “Fransa'nın şarap haritasını eğlenceli bir hikâyeyle keşfedin!” çağrısına uymamak zor. Çıksın da hemen okuyalım…

Gastronomi alanında prestijli bir yeri bulunan Gourmand Dünya Yemek Kitabı Ödülleri tarafından ''En İyi Kitap'' ödülüne layık görülen grafik roman, şimdi Türkçede!

Tutkulu bir şarap eksperi olan François Bachelot'nun kaleme aldığı Şarap 101: Fransa Şarapları; şarabın kimyası, üretimi, saklaması ve tadımına dair merak edilenleri Vincent Burgeon'un mizahi çizimleri eşliğinde eğlenceli bir keşif yolculuğuna dönüştürüyor.

Gerek şarap tutkunlarına gerekse şaraba yeni merak salanlara kadeh dolusu bilgi vadeden kitap; Fransa'nın şarapla özdeşleşmiş bölgelerini gezdirirken şarabın yalnızca bir içecek değil, kültürüyle, tarihiyle, coğrafyasıyla koskoca bir dünyaya açıldığını da gösteriyor.

Dünyanın en iyi şaraplarının Fransa'da üretildiğini düşünenlerdenseniz, kadehimizi size kaldırıyoruz!

Kırmızı şarap neden ''kırmızı''dır? Şampanya kabarcıklarının ardında hangi bilim yatıyor? İyi bir mahzenin yedi anahtarı nedir? Doğal şarapla organik şarap arasında fark var mıdır? Yemek şarap eşleşmesinde altın kurallar nelerdir?

Lucien, şarap kültürü hakkında pek de bilgi sahibi olmamasına rağmen şarap alanında uzmanlaşmış bir iletişim ajansında sanat yönetmeni olarak işe girer. Neyse ki, yeni iş arkadaşları Charlotte ve Jean onun ''gönüllü'' eğitmenliğini üstlenirler. Çeşitli projeler ve etkinlikler kapsamında Fransa'nın üzüm bağlarını ziyarete çıkan bu üç kahraman, şarap üzerine uzun uzun konuşma ve tartışma fırsatı bulurlar. Lucien zihnini kurcalayan soruların yanıtını öğrendikçe, şarabın ruhunu da anlamaya başlar.  

Damakta iz bırakacak bir başlangıç kitabı olan Şarap 101: Fransa Şarapları'nı okuduktan sonra şarap şişesi etiketlerindeki şifreleri kolayca çözmenin rahatlığına kavuşmakla kalmayacak; şarabın neden sinemaya benzediğini ve bisikletin Burgonya şaraplarını anlamamıza nasıl yardımcı olabileceğini de keşfedeceksiniz.

Şarap 101: Fransa Şarapları
Yazan: François Bachelot
Resimleyen: Vincent Burgeon
Türkçeleştiren: Hasan Can Utku
144 sayfa
Satış Fiyatı: 350,00 TL

Bedia Ceylan Güzelce’den Belleğe, Zamanın Ruhuna ve İç Sesimize Yolculuk: “Bu Çağın İnsanı” Raflarda

Çarşamba, Haziran 18, 2025

Gazeteci- yazar Bedia Ceylan Güzelce’nin yeni kitabı Bu Çağın İnsanı Çınar Yayınları etiketiyle hem bireyin iç sesine hem de kolektif hafızamıza yönelen şiirsel ve düşündürücü bir anlatıyla raflardaki yerini aldı. Deneme türündeki eseriyle Güzelce, hızla dönüşen dünyada insan olmanın yolculuğuna ışık tutuyor. Toplumun hızla değişen ruh hâlini, yakın tarihimizde iz bırakan meselelerin izleğinden takip eden Bu Çağın İnsanı, bir yandan insan olmaya çalışırken, diğer taraftan bu uğurda verilen iç çatışmalara, küçük hayatlarımızın büyük mücadelelerine de dikkat çekiyor. Ekranların hafızamız ve yegâne odağımız haline geldiği bu çağda, git gide hissizleştiğimize dikkat çeken kitap, inadına yaşamak, inadına insan olmak ve inadına hatırlamak üzerine hem bir durup soluklanma hem de bir hatırlama seansı niteliği taşıyor.

Günümüz yalnızlığının şiirsel bir kaydı
Kitap, sosyal medyadan yapay zekâya, pandemiden depreme, ayrılıktan ölüme kadar pek çok güncel konuyu ele alıyor. Kadın olmak, çocuk olmak, görünürlük arzusu, fark edilmek isteği, kayıplar ve umut… Tüm bu temalar, Güzelce’nin şiirle örülmüş diliyle içten, zarif ve etkileyici bir şekilde okura sunuluyor.

Bedia Ceylan Güzelce, kitabıyla ilgili olarak şu görüşleri paylaştı: “Her şey boş demenin içi, hiç bu kadar dolu olmamıştı. Yaşamı ekrandan takip ediyoruz. Hepimiz gizli birer bağımlıyız artık. Birbirimize ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir zamanda, bu denli yalnızlaşmamız nasıl açıklanabilir? Herkes kendi içine kapanırken, toplumsal hafızamız da dijital belleğe teslim oluyor. Dünya tarihinde ilk kez bir kuşak, kendinden önceki kuşaktan daha kısıtlı imkânlarla büyüyor. Savaşlar, gündelik siyaset, kimlik arayışları, değerlerin sorgulanması, yıkılması ve yerine yenilerinin konamaması gibi meselelere bir de memleket dertleri ekleniyor. Pandemi, deprem, yangınlar, afetler, yitip giden hayatlarla birlikte kaybettiğimiz şey sadece gözyaşlarımız olabilir mi? Peki, kaybettiklerimizi nasıl geri kazanırız? Elbette hatırlayarak.”

Bu Çağın İnsanı’nı hem bu çağın insanına ayna tutmak hem de unuttuklarımızı hatırlatmak amacıyla kaleme aldığını belirten Güzelce, kitabını sessizliğin arttığı bir dönemde iç sesimizi duyurmanın bir yolu olarak tanımlıyor. Öte yandan Güzelce, kitabın; hızla değişen değerler, ilişkiler ve yaşam biçimleri karşısında savrulan insana bir hatırlatma seansı niteliği taşıdığını ve bu çağın meselelerine dair hislerimizi görünür kılan bir anlatı olduğunu da ifade ediyor.

Deneme, şiir ve söyleşi arasında bir geçiş
Güzelce’nin kaleminden çıkan Bu Çağın İnsanı, türler arasında özgürce dolaşan bir eser olarak konumlanıyor. Kimi zaman şiire yaklaşan, kimi zaman okurla birebir konuşan bölümleriyle deneme türünün güncel bir örneği olarak öne çıkıyor. Duyguları ve düşünceleri bir bütün olarak işleyen eser, çağımız insanının his dünyasına anlamlı bir bakış sunuyor.

Çınar Yayınları’ndan çıkan 144 sayfalık kitap, kitapçılarda ve internet satış noktalarında okuyucularla buluşmayı bekliyor.


Bedia Ceylan Güzelce Hakkında:
Edebiyat dergilerinde şiirlerinin yayımlanmasıyla başlayan yolculuğu, ilk romanından itibaren onu edebiyatta da özgün bir ses olarak öne çıkarıyor. İlk kitabı, iki kirpinin gözünden Otlukbeli Savaşı’nı anlatan 1473 adlı romanı, İngiltere’de Kingston Üniversitesi tarafından yayımlanan ilk çeviri eser oldu ve dünyanın hafızası olarak bilinen The British Library koleksiyona kabul edildi. İran’da da yayımlanan eserin uluslararası yolculuğu devam ediyor.

Ölümsüz bir insanın, hiçbir çocuğun ölmediği bir çocuk hastanesinde ölümü arayışını ele alan Göğün Bütün Çeyrekleri ve hiç sevilmemiş bir kadının büyüme hikayesine odaklanan Soyka ile toplamda üç romana imza attı. Yeni kitabı Bu Çağın İnsanı ise roman türünün dışına çıktığı, kimi zaman şiire, kimi zaman öyküye, kimi zaman da okuruyla sohbet eden, sorular soran bir formla, deneme türünün güncel bir örneği niteliğinde.

Çocuk yaşta başlayan yazma serüveni, muhabirlikle adım attığı yayıncılık hayatı ile devam etti. Gazete, dergi, televizyonlarda farklı editoryal görevlerde yer aldı. Gazeteci olarak hem Türkiye’den hem dünyadan sayısız isimle röportajlara imza attı.

Bugüne dek kültür sanat alanında sayısız yayın ve çalışmaya imza atan Güzelce, aynı zamanda Kafa Radyo’da “Bedia ile Güzel Şeyler” programıyla dinleyicilerine ilham verirken, sanat ve edebiyatın yanı sıra mutfak sanatlarına duyduğu ilgiyi de Le Cordon Bleu’da aldığı eğitimle sürdürdü. ‘Anlattığımız hikayeler, nasıl bir hayat yaşadığımızı ele verir’ fikrinden yola çıkarak, anlatılası hikayeler ve yaşamlar üzerine çalışan Bedia Ceylan Güzelce, günümüz insanının hikayesini anlamaya ve anlatmaya devam ediyor. Deneyim tasarımı ve deneyim ekonomisi alanında uluslararası yetkinliğe sahip olan Güzelce, insanların hayal dünyasını beslemek ve yaşama olumlu deneyimler katmak adına bu alanda danışmanlıklar veriyor.

Unutulmuş aşkların, ağır yüklerin ve derin yaraların hikâyesi: Hayatımızın En Uzun Kışı

Pazartesi, Nisan 21, 2025

Dilek Karaaslan’ın ikinci öykü kitabı Hayatımızın En Uzun Kışı nisan ayında Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor. Yoksunları, türlü zorluğa rağmen yaşama tutunmaya çalışanlar, açmazda kalanları, yol ayrımında bekleyenleri anlatan öyküler, bugünün kaydını tutarken okuru büyük bir hesaplaşmaya davet ediyor.

Dilek Karaaslan’ın kaleminden çıkan Hayatımızın En Uzun Kışı, Can Yayınları etiketiyle raflarda yerini alıyor.  

Bu sarsıcı, yakıcı, öfkeli kitapta yazar, iyi, kötü, sıradan ya da zalim karakterleri olduğu gibi, abartmadan veya eksiltmeden okura yansıtmanın meramındayken daha fazlasınıysa okura bırakıyor. Kitaptaki öyküler, adına “çocukluk” dediğimiz, ne kadar kaçsak da her defasında unutmak ya da yeniden bulmak istediğimiz, masaldan ya da kâbustan o evlere dönebilenlerden ya da dönemeyenlerden bahsediyor. Yoksunları, türlü zorluğa rağmen yaşama tutunmaya çalışanları, açmazda kalanları, yol ayrımında bekleyenleri anlatan öyküler, bugünün kaydını tutarken okuru büyük bir hesaplaşmaya davet ediyor.

“Hayatımızın en uzun kışı,” demişti annem. Üşümekten, bir de babamın yokluğundan uzayan günler, geceler, haftalar için. Anneannemin dediği kadar vardı, küflenmiş limon renginde, nemli, pis kokan bir şeydi kader dedikleri. Evin mavi badanası yeşermişti. Duvarlara sürttüğüm ellerim ip gibi sızan çivit mavisi bir sıvıyla boyanıyordu. Eğer bir şeyler yapılmazsa ev havuza dönecekti. Bulaşık bir sıvıyla dolu, küflü, yeşil bir havuz. Kader evimizi usulca ele geçiriyordu. Divanlara, somyalara, yatağa, yastığa, halıya, marleylerin çatlaklarına varıncaya kadar bulduğu her gediğe, oyuğa bulaşıp yamyaş ediyordu, arkasında kokusunu bırakarak.

#travma #aile #geçmiş #yüzleşme #göç

Hayatımızın En Uzun Kışı / Dilek Karaaslan 
Yayınevi: Can Yayınları  
Dizi: Çağdaş
Tür: Öykü
Sayfa Sayısı: 136
Fiyatı: 150 TL  

John Bart’tan cesur bir fikir romanı: Yolun Sonu

Pazartesi, Nisan 21, 2025

Kendi jenerasyonun en etkili Amerikan yazarlarından biri kabul edilen John Barth’ın ilk kez 1958’de yayımlanan ikinci kitabı Yolun Sonu, nisan ayında Can Yayınları’nda okurla buluşuyor.  Barth bu eserinde, dönemin ırkçılık, kürtaj gibi sorunlarına cesur bir bakış yöneltirken, hiciv ve trajediyi ustalıkla birleştirerek bir felsefi roman ortaya koyuyor.

Amerikan yazınının en önemli temsilcilerinden John Bart, Yolun Sonu romanında dönemin ırkçılık, kürtaj gibi sorunlarına cesur bir bakış yöneltirken, hiciv ve trajediyi ustalıkla birleştirerek bir felsefi roman ortaya koyuyor. 

Genç Jake Horner, postmodern edebiyatın en karşı konulmaz antikahramanlarından biridir ve zihni karanlık düşüncelerle giderek felç edici bir örümcek ağına dönüşmüştür. Yardım için yarı aziz, yarı şeytan, hem dâhi hem şifacı hem de sihirbazdan müteşekkil olağanüstü bir doktora başvurur. Bu doktor sayesinde başladığı yeni işindeyse rasyonel varoluşçu Joe Morgan ve karısı Rennie’yle arkadaş olur ve trajik sonuçlara yol açacak bir ilişkiye sürüklenir. 

“Düşünüyordum da her iki Morgan’ı da en sonunda yok edecek olan şey, hayal gücü eksikliğiydi belki de. Başımı kaldırıp Laocoön’e baktım: Çektiği acı, soyut ve anlamsızdı.” 

“Amerikan edebiyatında nadir bulunan bir şey; gerçek bir fikir romanı.” Time

#amerikanedebiyatı #nihilizm #ilişkiler #kürtaj #sadakat #hastalık

Yolun Sonu / John Barth
Çeviri:Seda Erol Le Morellec
Yayınevi: Can Yayınları  
Dizi:Modern 
Tür:Roman
Sayfa Sayısı: 248
Fiyatı: 270TL  

Bu toprakların hikâyesi 'Kırmızı Buğday' kitapseverlerle buluştu

Pazartesi, Nisan 21, 2025

Türk edebiyatının Cumhuriyet dönemi yazarlarından olan Ahmet Büke’nin son romanı ‘Kırmızı Buğday’, raflarda yerini aldı. Kaleme döktüğü öykü türündeki eserleri ile tanınan yazar Ahmet Büke, toprakların hikayesini anlattığı ve Deli İbram Divanı adlı ilk roman türündeki eserinin ardından ikinci romanı Kırmızı Buğday’ı kitap severlerin beğenisine sundu.

Yazar Ahmet Büke’nin yine çok ses getirecek 496 sayfalık romanı ‘Kırmızı Buğday’, Can Yayınları’ndan çıktı.

İlk roman türündeki eseri olan Deli İbram Divanı’nıyla ‘Vedat Türkali Roman Ödülü’nü kazanan Ahmet Büke, Ege insanının doğayla, tarihle, efsanelerle beslenen hayatlarını anlatmıştı. ‘Kırmızı Buğday’da ise konuya bu kez bambaşka bir açıdan yaklaşan Ahmet Büke, kaderini memleketine bağlamış, ölümden yaşam doğuran insanların hikayesini kaleme dökmüş bulunuyor. Kırmızı Buğday, Arap Ali, Adnan Bey, Gani Dayı, Teğmen Cemil, Dünya ve Maya gibi unutulmaz karakterlerle hem tarihsel hem de toplumsal bir anlatının izini sürüyor. 2007 yılında, Viyana’da yayınlanan Wespennest isimli edebiyat dergisinin hazırladığı Türk Edebiyatı özel sayısında Büke’nin bir öyküsü Almancaya çevrildi ve Murat Gülsoy, Sema Kaygusuz, Birhan Keskin, Elif Şafak, Hasan Ali Toptaş, Ayfer Tunç, Ahmet Ümit isimleriyle birlikte çağdaş Türk edebiyatının temsilcisi olarak anıldı. Yazar Ahmet Büke, 2008 yılı sonbaharında düzenlenen dünyanın en büyük kitap fuarı olan Frankfurt Kitap Fuarı’nda onur konuğu ülke Türkiye’nin genç dönem Türk yazarları kataloğunda yer aldı. Büke, ayrıca 2010 yılında Newsweek Türkiye Dergisi’nce Kırk Yaş Altı Türkiye’nin En İyi 20 Yazarı listesine girdi.

Kırmızı Buğday / Ahmet Büke
Tür: Roman
Dizi: Çağdaş 
Yayınevi: Can Yayınları  
Sayfa Sayısı: 496
Fiyatı: 420 TL  

Adil Yıldırım’dan cesur ve sarsıcı bir kitap: Z kuşağının ilişkilerine, flört alışkanlıklarına ve dijital dünyadaki kimlik arayışlarına içeriden bir bakış!

Pazartesi, Nisan 21, 2025

Adil Yıldırım, insan ilişkileri, flört ve sosyal dinamikler üzerine yaptığı tespitlerle geniş bir okur kitlesi tarafından ilgiyle takip edilen bir yazar. Yeni kitabı Bana Gelsene ile okuyucularını bu kez Z kuşağının sıra dışı ve kimi zaman tartışmalı gerçeklikleriyle baş başa bırakıyor.

Sokak gözlemlerinden, kişisel deneyimlerinden ve gerçek hayatta karşılaştığı hikâyelerden beslenen Yıldırım, kitabında cinsellik, bireysellik, özgürlük, dijitalleşme, sosyal medya ve geleneksel değer yargıları arasındaki çarpışmayı samimi, cesur ve kimi zaman mizahi bir dille ele alıyor.
 
Kitaptan Öne Çıkan Temalar:
Z kuşağının ilişkilerdeki yeni kodları
Poliamori, sexting, açık ilişkiler, flört uygulamaları
Yalnızlık ve birey olma arayışı
Aile içi baskılar ve özgürlük çatışmaları
Seksin dijitalleşmesi ve "duygu" yoksunluğu
Mizah ve ironiyle bezenmiş, kimi zaman da çarpıcı anlatılar
 
Arka Kapak Yazısı:
BU HİKÂYELER ŞAKA MI?

“Bu kitabı akvaryumda yaşayanlar için yazmadım. Onlar kim? Üç dört arkadaşıyla ve dünyaya dair okuduğu birkaç kitaptan arakladığı ve asla değiştirmediği birkaç entel görüşüyle fanatik biçimde yaşamını sürdürenler. Farklı görüşlere ve değişimlere kapalı, aynı hayat biçimini, gittiği mekânları, içkisini, sigarasını ya da bağımlı olduğu diğer şeyleri, tuttuğu takıma olan sevdasıyla birlikte sımsıkı korumaya çalışan fanatikler. Onlar yaşadıkları dünyanın tamamen değişmiş olduğunu anlayacak durumda değiller...” 

Uyarı: Bu kitapta bolca seks, kahkaha, şok edici hikâyeler ve Z kuşağı var! 

Fanteziler değil, yaşananlar konuşuluyor. Cesaretin varsa, buyur içeri.

Z kuşağının kafa yapısını çözdüğünü sananlara kötü bir haberimiz var: Henüz hiçbir şey görmediniz.

Bana Gelsene, bugünün gençlerinin flört, ilişki, seks ve birey olma deneyimlerine doğrudan bir bakış sunuyor. Tabii bol argo, sürprizli olaylar ve yer yer ağzınızı açık bırakacak diyaloglarla birlikte!

Adil Yıldırım, bu defa Z kuşağının kapısını çalıyor. Hatta çalmıyor, direkt içeri dalıyor!

Yeni dünyanın kurallarıyla tanışmaya hazırsan, hadi bakalım... BANA GELSENE!
 
Yazar Hakkında
Adil Yıldırım, Marmara Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve kamu yönetimi eğitimi aldıktan sonra İtalya’da yüksek lisans yaptı. Davranış bilimleri, flört dinamikleri ve insan psikolojisi alanında çalışmalarını sürdürdü. “Şeytan Tüyü”, “Elli Maddede İlişkiler”, “Flört Etme Sanatı” gibi çok satan kitapların yazarı olan Yıldırım, aynı zamanda sosyal medyada ve YouTube'da milyonlara hitap ediyor.
 
Bana Gelsene / Adil Yıldırım
Türü: Deneme
Yayınevi: Destek Yayınları
Sayfa Sayısı: 192
Fiyatı: 230 TL
 

Sağlıklı Yaşamın Yeni Rehberi: “Tabağın Değişsin, Sen Değiş” Raflarda!

Pazartesi, Nisan 21, 2025

Detoks değil, sürdürülebilir bir sağlıklı yaşam modeli… Ebru Zeynep Altay’dan bütünsel sağlığa uzanan bir tarif ve farkındalık yolculuğu

Destek Yayınları etiketiyle yayımlanan “Longevity Tariflerle Tabağın Değişsin, Sen Değiş”, yalnızca bir tarif kitabı değil; sağlıklı beslenme, yaşam dengesi, şekerden arınma ve uzun ömürlü alışkanlıklar üzerine kapsamlı bir başvuru eseri olarak okurların karşısına çıkıyor.

Yazar, beslenmenin yalnızca tabaktaki yiyeceklerle sınırlı olmadığını vurgularken; sosyal çevre, kariyer, fiziksel aktivite ve maneviyat gibi “birincil besinler”in de sağlıklı yaşamın temel taşları olduğunu savunuyor. Kitapta hem bilimsel temelli açıklamalar hem de şifa dolu, glütensiz, rafine şekersiz ve lezzetli tarifler bir araya geliyor.

İçerdiği bölümlerle okura 360 derece bir yaşam dönüşümü vaat eden eser, 21 Günde Şekersizsiniz programının temel taşlarını oluşturuyor. Kitapta ayrıca, katılımcı deneyimleriyle şekillenen uygulamalar, alışveriş listeleri, günlük planlama rehberi ve kişisel notlar da yer alıyor.
 
Arka Kapak Yazısı:
“Tabağındaki küçük değişimlerle hayatında büyük farklar yaratmaya hazır mısın?
Sevgili Ebrucuğum, sağlıklı yaşam yalnızca bir hedef değil, bir yolculuktur. Pek çoğumuz genel kuralları bilsek de nereden başlayacağımız konusunda kendimizi çaresiz hissediyoruz. Şekersiz beslenme gruplarınla birçok insanın hayatına dokundun, sayısız insana da ilham oldun. Şimdi bu kitabın ile daha çok kişiye ulaşacaksın. Bu kitap, yalnızca tabakları değil, bakış açılarını da değiştirecek bir rehber olacaktır. Sevgilerimle.”
Tıp Doktoru, Fizyoloji Profesörü Nazan Uysal Harzadin
 
“Sürdürülebilir iyi yaşam alışkanlıklarını hayatınıza kazandırmak ve kendinizin en iyi versiyonuna ulaşmak istiyorsanız doğru yerdesiniz: Ebru’nun Sağlıklı Dünyası’na hoş geldiniz. Ebru’nun bilgi birikimi, yüksek enerjisi, içtenliği ve şefkat dolu rehberliği sayesinde sağlıklı yaşam yolculuğu hem keyifli hem de kolay bir hale geliyor… Elinizde tuttuğunuz bu kitap da sağlıklı ve dengeli bir yaşam için size ilham verecek. Şimdi niyetinizi kalbinize koyun ve Ebru’nun rehberliğiyle dönüşüm yolculuğunuza başlayın…”
Acıbadem Sağlık Grubu YK Üyesi Zeynep Aydınlar Eröğüt
 
“Ebru Zeynep Altay, sağlık koçu olarak yüzlerce kişinin hayatına dokundu ve dokunuyor.
Ebru işini öğreterek, keyif alarak yapıyor ve wellbeing ile sağlıklı yaşamanın çok güzel bir örneği. Hayatı böyle yaşayınca danışanlarına da geçiyor bu ışıltı… Bu harika kitap ile daha çok kişiye ulaşacak bu değerli bilgiler…”
 İletişim Duayeni Mine Kalpakçıoğlu
 
“Sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam için @ebrununsagliklidunyasi hesabı çok önemli ve etkili bir kaynak oldu. Ebru’nun kişisel ilgi ve merakı fonksiyonel tıp alanında öncü bir kuruluş olan IFM’den koçluk eğitimi alarak profesyonel bir düzeye ilerledi. “Şekersizsiniz” programlarıyla pek çok kişiye koçluk yaparak sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmalarını sağlıyor, pek çok kişinin kronik hastalıklardan kurtulmalarına ve korunmalarına yardımcı oluyor. Otoimmün ve kronik hastalığı olanların olduğu kadar sağlıklı yaş almak isteyen herkesin bu kitabı okuması dileklerimizle.
Ebru’ya emeklerine sağlık diyoruz.”
Sağlıklı Yaşıyoruz Kurucuları Nurçin & A. Okan Çağlar
 
Yazar Hakkında:
Ebru Zeynep Altay, Bütünsel Beslenme ve Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu, eğitmen ve motivasyon konuşmacısıdır. New York’taki Institute for Integrative Nutrition ve Functional Medicine Coaching Academy mezunu olan Altay, yıllardır binlerce bireyin sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmasına rehberlik etmektedir. Bein Gurme'deki “Sağlıklı Mutfak” programı ve “21 Günde Şekersizsiniz” kampanyasıyla tanınmaktadır.

Longevity Tariflerle Tabağın Değişsin Sen Değiş / Ebru Zeynep Altay
Türü: Sağlıklı Beslenme
Yayınevi: Destek Yayınları
Sayfa Sayısı: 292
Fiyatı: 640 TL

2023 Booker Ödülü finalisti “Western Lane” şimdi raflarda!

Salı, Nisan 15, 2025

Yalın dili ve zarif üslubu seven okurlar için sevindiren haber DeliDolu’dan geldi. 2023 Booker Ödülü Finalisti olarak adını duyuran “Western Lane” aynı zamanda bizi yeni bir yazarla da tanıştırıyor. İlk kez dilimizde okuyacağımız Chetna Maroo, çeşitli mecralarda yayımlanan öykülerinden sonra ilk romanıyla eleştirmenlerin gözdesi olmuş bir kalem. Konusuna bakıldığında son yıllarda üzerine daha çok düşünür olduğumuz yas sürecini ele alması, tadımlıktan görüldüğü kadarıyla dili ve üslubu dolayısıyla merakla beklediğimiz romanlardan biri. Yayınevinin bültenlerinde de sırf satsın diye yalandan ifadeler yer almaz. “Yaşadığı yıkıcı kaybı sporla sağaltmaya çalışan genç bir kızın kendini aşma mücadelesini okurda derin yankılar uyandıracak bir duygu senfonisine dönüştürüyor.” diyorlarsa gerçekten de öyledir. Bir an önce okumak üzere listelerinize alın diyerek pası bültene atıyorum. 

Sessizliğin ortasında bir kendini gerçekleştirme yolculuğu...

2023 Booker Ödülü finalisti Chetna Maroo'nun ilk romanı Western Lane, yaşadığı yıkıcı kaybı sporla sağaltmaya çalışan genç bir kızın kendini aşma mücadelesini okurda derin yankılar uyandıracak bir duygu senfonisine dönüştürüyor.

Yas, büyüme, kardeş ilişkileri, kaybetme ve kazanma üstüne derinlikli bir metne imza atan yazar; kederle başa çıkarken hayatı yeniden anlamlı kılmanın yolları hakkında sorgulatıyor.

İngiltere'de yaşayan Hint kökenli bir ailenin en küçük kızı Gopi, kendini bildi bileli elinde raket, ablalarıyla birlikte antrenmanlara katılır. Annelerinin ölümünden sonra ise babaları, onları sessiz ve sıkı bir çalışma rutinine sokar; böylece duvar tenisi bu üç kız kardeşin bütün dünyası hâline gelir. Servisler, sert vuruşlar ve düşüşler arasında yeteneğiyle gitgide ablalarından ayrılan Gopi bir yandan duygularını keşfederken bir yandan da etrafındaki insanları gözlemleyerek anlamayı öğrenir.

Travma ve acıyı sporun ''iyileştirici'' gücüyle yenen 11 yaşındaki bir kızın dokunaklı ama bir o kadar da ilham verici hikâyesini anlatan bu sarsıcı roman, her şeye rağmen aile birliğini korumanın önemini yineliyor.

Yalın dili ve zarif üslubuyla öne çıkan kitap, olanca sessizliğin ortasında hayatın T noktasını arayan yalnız ruhların yolunu ışıtacak bir kendini gerçekleştirme yolculuğuna çıkarıyor.

''Kederle boğuşan bir ailenin hikâyesini berrak bir anlatımla, derin çağrışımlar yaparak aktaran bir ilk roman.'' Booker Ödülü Jürisi

Kenya'da doğan ve Londra'da yaşayan İngiliz yazar Chetna Maroo, kendini tamamen edebiyata adamadan önce muhasebeci olarak çalışıyordu. Yazarın öyküleri çeşitli antolojilerde, ayrıca Paris Review, Stinging Fly ve Dublin Review'da yayımlandı. 2022 yılında Paris Review'ın kurmaca dalında verdiği Plimpton Ödülü'nü aldı. Yazar ilk romanı Western Lane'in yalın anlatım dili nedeniyle eleştirmenlerden övgüler alırken 2023 yılında Booker Ödülü'nün de finalistlerinden biri oldu.

Western Lane / Chetna Maroo
Türkçeleştiren: Mert Doğruer
136 sayfa
Satış Fiyatı: 230,00 TL

Mitoloji ve Edebiyatı Buluşturan Büyüleyici Roman “Milanolu Kız” İnkılâp Kitabevi’nden Raflarda!

Salı, Nisan 15, 2025

Ölüm ve aşkın iç içe geçtiği etkileyici bir anlatı: “Milanolu Kız”, İnkılâp Kitabevi etiketiyle okurlarla buluştu. Mitolojiden ilham alan bu roman, Napoli’nin dar sokaklarından ölüler diyarına uzanan unutulmaz bir hikâye sunuyor.

İnkılâp Kitabevi etiketiyle okurlarla buluşan Milanolu Kız, Orpheus ile Eurydike’nin zamansız mitini çağdaş bir kurguyla harmanlıyor. Roman, okula gidip gelirken anneannesinden duyduğu efsanelerle büyüyen bir genç kızın hikâyesine odaklanıyor. 

Napoli’nin mezarlıkları, sokakları ve eşsiz atmosferi eşliğinde, dilbilim, mitoloji ve edebiyat arasında salınan bu anlatı; ölüm ve yaşam, seçiş ve terk ediş gibi derin temaları işliyor.Milanolu Kız, mitolojiyle örülü güçlü kurgusu, duygu yüklü anlatımı ve Napoli lehçesinin sunduğu zenginliklerle okuru bambaşka bir dünyaya davet ediyor.

Ona anlatılanlara göre, civardaki bir kapak ölüler çukuruna, çukur ise doğrudan ölüler diyarına açılmaktadır. Ancak bir gün denize giden Milanolu Kız, geri dönemez. Fakat bir gün, zihnin derinliklerine gömülen bu anı yeniden gün yüzüne çıkar. 

Arka kapak
Napoli’nin bir mahallesinde sokakta oynayan çocuklar ne denli hayal kurabilir? Bu hayalin bir sınırı var mıdır? Elbette yoktur. Hele ki etrafta onların ilgisini çekebilecek bir gizem varsa. Usta yazar Domenico Starnone, antik mitlerin büyüsüyle ufak bir apartmanda yaşayan bir çocuğun hayatını harmanlayarak çarpıcı bir hikâye anlatıyor. Anneannesinin anlatılarıyla kafasında İlahi Komedya’yı andıran bir yer altı dünyası kurgulayan çocuğun hayatı, karşı apartmanda oturan ve balkonda dans eden “Milanolu Kız’ı”  gördüğünde daha da değişir. Çocukluk masumiyeti ile ölümün kaçınılmazlığı arasındaki o ince çizgide gezinen bu hikâyenin sadece anlatanla değil, okuyanla da hayat bulduğunu keşfedeceksiniz.

Milanolu Kız, Domenico Starnone, İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2025, 136 sayfa, 180 TL



Fabien Toulmé’nin ''Dünyadan Yansımalar'' serisi sürüyor: Çalışmak için mi yaşamalı yoksa yaşamak için mi çalışmalı?

Perşembe, Nisan 10, 2025

Çağımızın önemli çizerlerinden Fabien Toulmé’nin ''Dünyadan Yansımalar'' serisi ikinci kitapla sürüyor. Yolunu gözlediğimiz kitaplardan biri olan “Çalışmak ve Yaşamak” pandeminin yarattığı yansımalar üzerine kafa yordurtuyor. Gözlem gücü ve duyarlılığı gönlümüzde farklı yeri olan Toulme’nin tüm kitaplarını önermekten zevk alıyoruz diyerek pası bültene atıyorum.

Fransız çizer Fabien Toulmé, varoluşçu bir bakış açısıyla tasarladığı ''Dünyadan Yansımalar'' adlı serisinin ikinci halkası Çalışmak ve Yaşamak'ta, pandemi sonrasında âdeta yeniden tanımlanan çalışma ve iş kültürünün farklı toplumlar üzerindeki yansımalarına dikkat çekiyor. 

Sistem mağdurlarının ve onu değiştirmek için mücadele edenlerin peşinde usta bir belgeselci gibi iz süren sanatçı; kıtalararası yolculuklar ve bire bir görüşmelerle biçimlendirdiği çizgilerini şimdi de Teksas, Kore ve Komor Adaları'nda konuşturuyor.

Farklı kuşaklardan ve sınıflardan çalışanların iş-özel yaşam dengesine odaklanırken ücretli emeğin tarihsel serüvenine parantez açmayı da ihmal etmeyen bu belgesel grafik roman, son beş yılda özellikle gençlerin çalışmayla ilişkisinin nasıl kökten değiştiğini tüm gerçekliğiyle paylaşıyor. 

2020 yılı itibariyle ABD'de ortaya çıkan ''Büyük İstifa'' isimli iş bırakma dalgası nasıl yayıldı? Kurumsal hayattan kaçış akımının ardında neler yatıyor? Plaza literatürüne giren ''Bumerang Çalışanlar'', ''Sessiz İstifa'' gibi terimler nereden çıktı? 

Fabien Toulmé tarım, sanayi ve hizmet sektörü emekçilerinin beklentilerini anlama umuduyla hazırladığı Çalışmak ve Yaşamak'ta; milyarlarca dolarla oynayan bir yatırım bankeriyken hayatına anlam katmak için şarkıcı olmaya karar veren bir üst düzey yöneticiden büyük şirketlerin kıskacında aşırı çalışmaktan her gün ölümle yüzleşmek zorunda kalan kuryelere uzanarak sıradışı yaşamlardan çarpıcı kesitler sunuyor.  
Bu benim hayatım değildi, benden beklenen hayatı yaşıyordum.

Dünyadan Yansımalar 2: Çalışmak ve Yaşamak / Fabien Toulmé
Türkçeleştiren: Hasan Can Utku
360 sayfa
Satış Fiyatı: 650,00 TL

Athica Books’tan Çağımızın Kaosunda İhtiyacımız olan Roman: Bisküvi

Salı, Şubat 25, 2025

Wisdom House Fantastik Edebiyat Ödülü'nün sahibi, çağımızın kaosunda ihtiyacımız olan roman… 

Kendinizi dünyada varlığınız gözükmüyormuş gibi hissettiniz mi hiç? 

Kendini koruma gücünü kaybettikten sonra görünmez hale gelen 'bisküvi' adlı varlığa yardım etmek için mücadele eden bir çocuğun hikâyesi. Özsaygısını korumak için mücadele eden bir gencin büyüme sancısının anlatıldığı çok sevilen roman Bisküvi şimdi Athica Books etiketiyle Türkiye’de. 

Bu kitap, akıl hastalığı olan ve uyumsuz bir aile ortamına sahip bir kahramana hayat veriyor.

Arka Kapak Yazısı:
KAYBOLANLARIN, DÜNYAYA YABANCILAŞANLARIN, GÖRMEZDEN VE DUYMAZDAN GELİNENLERİN BAŞKAHRAMAN OLDUĞU BİR ROMAN.

Bisküvi adı verilen karakterlerin görüldüklerinde, duyulduklarında nasıl yeniden hayata döndüğüne şahit olacaksınız. Özgüven ve özdeğer inşa etmenin değerinin altını nevi şahsına münhasır bir şekilde çizen bu eser, sadece kaybolmuş hissedenlerin değil, onların varlığına şahitlik eden kişilerin de neler yapabileceğini mizahi bir yolla anlatıyor.

Bisküvi / Kim sun Mi
Orijinal Adı: The Biscuits
Türü: Roman
Yayınevi: Athica Yayınları
Fiyatı: 200 TL
Sayfa Sayısı: 176

2024 Nobel Edebiyat Ödülü Kazanını Han Kang'dan Yeni Roman: Sevgilinin Soğuk Elleri!

Salı, Şubat 25, 2025

April Yayınları’ndan beklediğimiz haber nihayet geldi. Son dönemin ne yazsa aynı keyifle okuduğumuz kalemlerinden biri ve artık Nobel ödüllü olan Han Kang’ın bir romanına daha kavuşuyoruz. Kang bu sefer sınırsız güzellik baskısı ve gençliğe duyulan hastalıklı aşkı odağına almış. Külliyatının ilk dönem eserlerinden biri olan “Sevgilinin Soğuk Elleri”ni merak ve heyecanla bekliyoruz diyerek pası bültene atıyorum.

2024 Nobel Edebiyat Ödülü Han Kang'a Layık Görüldü. Kang, Nobel Kazanan İlk Asyalı Kadın Yazar. 2016 Uluslararası Booker Ödüllü Vejetaryen, 2018 Dublin Edebiyat Ödülü Finalisti Çocuk Geliyor, 2018 Uluslararası Booker Finalisti Beyaz Kitap, 2023 Prıx Médıcıs Kazananı Veda Etmiyorum… Şimdi Sevgilinin Soğuk Elleri, Sırada Yunanca Dersleri Ve Niceleri…

Han Kang'ın metinlerinin odağında makro ve mikro iktidarların özellikle kadınlar ve dolayısıyla tüm toplum üzerinde kurduğu baskı, uyguladığı zulüm var. Bir yandan Kore tarihiyle yüzleşirken öte yandan şiirsel, akıl ve duygu yüklü, temiz ve keskin bir dille dünya okurlarına evrensel bir çağrı yapıyor. Adeta kış uykusundan uyanır gibi…

''Şafak vaktinde görülen bir rüya, yabancı birinin söyleyiverdiği bir çift söz, çok da dikkat etmeden okunan bir gazete yazısı, aniden akla düşen eski bir hatıranın bir ânı…

Tüm bunların kutsal bir ilham gibi hissettirdiği zamanlar vardır. İşte böyle anlar, roman yazarken en sevdiğim anlardır. Her zamanki gibi sıradan bir günde, tamamen yeni bir hisle karşımıza çıkan sayısız soru, ufak ve yoğun aydınlanma anları, derinde bir yerlerimize saplanan duyguların içinde bir tür özgürlük... İşte bunları hissederim.''
Han Kang

Yazar H’ye bir gün tuhaf bir telefon geliyor. Daha önce sadece bir kez gördügü heykeltıraş Cang Unhyong, aniden sırra kadem basmış, bulunamıyor. Ondan geriye yalnızca tutkuyla yaptığı alçı heykeller ve maskelerle çevrili dünyadan aldığı yaraları anlatan günlüğü kalmış. Kayıp heykeltıraşın yazdıklarını okurken aslında geçmişimizin, unuttuklarımızın, kaybettiklerimizin peşine düşüyoruz. Bu sefer merkezde sınırsız güzellik baskısı ve gençliğe duyulan hastalıklı aşk var.

Han Kang bir kez daha saf gerçekliğin çarpıcı etkisini kullanarak okuru uçsuz bir duygu evrenine çağırıyor.

Sevgilinin Soğuk Elleri / Han Kang
Çevirmen: Göksel Türközü 
Türü: Roman 
April, 1. Baskı Şubat, 2025
Sayfa: 352
Fiyat: 340 TL


 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template