1941 II. Dünya Savaşı… Almanların Leningrad Kuşatması… Direniş ve umudun simgesi, kente adanmış Leningrad Senfonisi’nin hikayesi… Yeni Zelanda’lı yazar Sarah Quigley’in 2011 yılında yayımlanan ve ülkesinde uzun süre best-seller listelerinde yer aldıktan sonra İngiltere, Almanya ve İtalya’da ses getirerek etkisini sürdürmeye devam eden romanı “The Conductor”, “Orkestra Şefi” adıyla dilimize çevrildi ve Kırmızı Kedi Yayınları etiketiyle 13 Şubat’ta raflarda yerini alıyor...
Dmitri Shostakovich'in bestesini 27 Aralık 1941'te tamamladığı ve Leningrad şehrine adadığı, “Leningrad Senfonisi” olarak da bilinen 7. Senfoni’nin öyküsünü de bilmeyenler için hatırlatayım... II. Dünya Savaşı sırasında yaklaşık 900 gün Alman kuşatması altında kalan Leningrad şehrindeki direnişin sembolü olan eser, Sovyet yönetimi tarafından propaganda aracı olarak kullanılmış ve senfonin 9 Ağustos 1942’de kuşatma altındaki Leningrad kentinde seslendirilişi, tarihin en sıradışı konserlerinden birisi olarak efsaneleşmiş... Dört bölümden oluşan 75 dakikalık senfoniyi bestecisi şu sözlerle açıklamış: “Birinci bölüm, halkın mutlu yaşamını, kendilerine ve geleceklerine duydukları güveni anlatır. İkinci bölüm, güzel ve mutlu olayları bir araya getirir; bunun altını çizen bir hüzün ve dalgınlık izi vardır. Üçüncü bölümde yaşam sevinci ve doğaya karşı duyulan hayranlık anlatılır. Dördüncü bölümün ikinci teması senfoninin dönüm noktasıdır; muzafferane tema gittikçe gelişerek büyük ve neşeli finalde zirveye ulaşır.”
80 kişilik orkestra için yazılmış eserin prova safhası da inanılmaz koşullarda gerçekleşmiş... Müzisyenler açlık ve soğukla mücadele ederken cepheden çağırılanlar, amatörler ve öğrencilerin katılımıyla oluşturulan bir orkestra... Provalar sırasında içlerinden ölenler ve sevdiklerini kaybedenler... Karl Eliasberg yönetimindeki orkestranın tüm olumsuz koşullara rağmen dört ay süren provadan sonra gerçekleştirdiği performans alkış yağmuruna tutulmuş ve görev alan sanatçılar madalya ile ödüllendirilmiş. Hitler’in Leningrad’ın düşeceğini öngördüğü tarihte gerçekleşmesi, konserin bomba sesleri ile kesilmemesi için Sovyet ordusunun Alman topçu birliklerini bombalaması da günü özel kılan diğer etkenler... Bu özel gün, 1964 ve 1992’de hayatta kalan müzisyenleri bir araya getiren konserlerle yeniden anılmış...
Yazar hakkında bilgimiz yok ama olay özel, çevirmen de İlknur Özdemir olunca kayıtsız kalmak imkansız...
8 Eylül 1941’de Nazi birlikleri Leningrad’ı kuşatırlar, dünyayla olan bağlantısını keserler. “St. Petersburg dünya yüzünden silinmeli,” der Hitler. Planı, teslim olana kadar Leningrad’ı top ateşine tutmak, hava saldırısıyla bombalamak ve açlığa mahkûm etmektir. Bunları yapar da. Üç yıl boyunca şehirden 1.4 milyon kişi tahliye edilir, 1.5 milyon ise ya açlıktan ölür ya da başka nedenlerden. 1944 Ocak ayında kuşatma sona erdiğinde şehirde sadece 700.000 kişi kalmıştır.
Ünlü besteci Dimitri Şostakoviç şehrin savunmasına katılmak amacıyla Leningrad’dan ayrılmaz, siper kazar, yangın gözlemciliği yapar. Bir yandan da Leningradlılara moral verecek yeni bir senfoni üzerinde çalışır. Yöneticiler Leningrad’ın kültür ortamındaki seçkin müzisyenleri şehirden gönderince senfoniyi hazırlama görevi, ikinci sınıf bir radyo orkestrasının şefi olan çekingen, sorunlu ve pek sevilmeyen Elias’a verilir. Elias ve savaşın tükettiği müzisyenlerden oluşan derme çatma orkestrası, Şostakoviç’in Leningrad Senfonisi’ni çalacaktır.
Dayanılmaz koşullar altında, açlıkla, soğukla, bombardımanlarla, yangınlarla, ölümlerle geçirilen üç buçuk yılın, yaratıcılığın savaşa üstünlüğünün, müziğin ve umudun hayatları nasıl kurtardığının öyküsüdür Orkestra Şefi.
Dizisi : Dünya Edebiyatı
Türü : Roman
Özgün Adı : The Conductor
Yazan : Sarah Quigley
Çeviren : İlknur Özdemir
Editör : Selçuk Uygur
Sayfa : 344
Fiyatı : 25 TL
Yorum Gönder