♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Bach’ın Füg Sanatının İzini Süren Roman Yeniden Raflarda!

Enis Batur’un 2000 yılında Yapı Kredi Yayınları etiketiyle okurun karşısına çıkan müzikli romanı “Acı Bilgi”, Kırmızı Kedi Yayınevi etiketiyle yeniden raflarda...

Türk edebiyatının müzik ve roman ilişkisi üzerine önemli örneklerinden biri olan roman, “Fugue Sanatı Üzerine Bir Roman Denemesi” alt başlığıyla sunulmuştu... Bilmeyenler için açıklayalım; “Füg Sanatı” (Die Kunst der Fuge), Johann Sebastian Bach’ın, bir tek tema üzerinde gelişen 14 füg (ya da, ‘kontrapunto’) ve 4 kanon’dan oluşan müzik yapıtı. Batur da Füg Sanatı’nın olanaklarını kullanarak, Bach’ın bu yapıtının füg’leri ve kanonları ile bağlantı kurmayı denemiş. Halen “saf müziğin doruğu” olarak yerini koruyan bu yapıtın izini süren “Acı Bilgi”, disiplinlerarası metne bakış açısından da önemli bir adım... Aynı zamanda bir fotoroman olarak görülmüş, Charles Baudelaire’in “Yolculuk” şiirine bir gönderme olarak nitelendirilmiş ve heyecanla karşılanmıştı.

Bu arada eşsiz deha Bach’ın füglerindeki mükemmelliği aramadan okumanız gerektiğini de belirtmekte fayda var... Zira o beklentiyle yapılacak okumanın sonu memnuniyetsizlik olacak muhtemelen... Zaten alt başlıkta görüldüğü gibi Batur da bunun farkında...

Bach’la ilgili özel bilgilerin ve bazı yaşam kesitlerinin de yer almasıyla da meraklılarının kaçırmaması gereken bir kitap olduğunun da altını çizeyim... Hatta yakın zamanda Bach takıntılı bir müzisyen arkadaşıma önermiştim, hiç duymadığını söyledikten sonra aramadık sahaf bırakmamış zorla bulmuştu... Neyse ki artık benzer bir arama süreci gerekmeyecek... 

İlk baskı yaptığında kullanılan tanıtım metnini de hatırlatayım yeri gelmişken...
“Yazın "tür"leri arasındaki sınırları ihlal etmeyi seven bir yazar "roman" yazmaya girişince ortaya ne çıkar?” sorusuna bir yanıt olarak okunabilecek bir roman olan Acı Bilgi, Aralık; Yaralı Kuş; Rüzgâra Gitmek; Anna, Soror '99; Tutulma; Gerisi Bir Hikâye; Yola Yapışan Yazı; Beni Takip Ediniz; Yumurta, Marquis de Sade'ın Şatosu; İki-Üç Boş Kâğıt; Taşlar ve Kitaplar adlarını taşıyan dokuz bölümden oluşuyor. "Fugue"ün sözlük anlamlarını araştıran ilk sayfa, okuyucuya dolaşacağı coğrafyanın sınırları hakkında ipucu veriyor. Romanın kahramanı Elviro Guarçez ve yazarın dolaştıkları mekânlar, sokaklar, caddeler, kentler fotoğraflarla belgeleniyor. Bir anti-kahraman olarak çizilen Elviro Guarçez, alıp başını gidemeyen, yazarından bağımsız hareket edemeyen bir roman kişisi olarak yaşadığı romanda rolünü de, repliklerini de unutuyor çoğu kere. Hikâyeden hikâyeye sıçrarken okura da izini kaybettiriyor. Edebiyattan müziğe, resimden fotoğrafa, sinemadan mimariye sanat dalları arasında zihinsel bir yolculuğun da izlendiği romanın sonunda yeni sorularla nereye geri döneceğini bakalım bulabilecek mi okur? Acı Bilgi, "bir roman olarak roman nedir" sorusunun oylumlarında ilerlemek için zengin bir malzeme sunuyor okura. Ayrıca, roman yazmak üstüne her şeyi unutmak, her şeyi yeniden anımsamak ve bir kez daha düşünmek için de iyi bir fırsat veriyor.

- Bir deneme kitabı desek, diyecek olsak, değil: "Deneme" türünün sınırlarından taşıyor bu kitap.
- Bence de öyle. Ama, "roman" sayılabilir mi, ayrı bir konu: Bana kalırsa, bildik roman örneklerine de benzemiyor "Acı Bilgi".
- Bir "yolculuk kitabı" diyerek işin içinden çıkamaz mıyız?
- İyi de, bir yere, bir yerden bir yere giden yok ki kitapta: Olsa olsa, imgelemde yapılan bir yolculuğu söz konusu edebiliriz.
- Tuhaf bir kitap, sonuç olarak: Bir sürü yolculuk yapmış bir yazar, mıhlandığı otel odasında, hayal gücünün, belleğinin topladığı düşünceleri, öyküleri, olayları ve insanları, özel bir kurguyla yanyana, içiçe diziyor.
- Yazarın dediği doğru öyleyse: Bir yolculuk romanı denemesi bu!
- Bana kalırsa bir tuzak, bir tuzaklar kitabı "Acı Bilgi". En doğrusu onu okumaya girişmek ya da hiç girişmemek.”

Kırmızı Kedi’deki yeni baskının basın bülteniyse daha sade...
1995’ten bu yana peşpeşe yolculuk metinleri yayımlanan Enis Batur’un bu kitabı bir yol romanı: Düşün, imgenin, gözlemin içiçe geçtiği, hikâyeden hikâyeye sıçrayarak, sahici mi kurmaca mı olduğu kestirilemeyen bir Zaman-Uzam kesitinin içinde okura izini kaybettiren bir anlatı.

“Yazı hayat değildir, imgelem ürünü gerçeğin ta kendisi değildir, hikâye deneyim değildir, gezmek gezmek(ten ibaret) değildir, yazmak gezmek, gezinmek, kaybolmak, bulmak ve buluşmaktır: Ben buraya ondan geldim.”

Nihayetinde Batur’un daha sonra “Elma”da da denediği farklı kurgu denemelerinden biri olan “Acı Bilgi”, okunması gereken kitaplardan... 

“Frenk dilinde, "gösterip de vermeyen" kadınlar için "allumeuse" deyimi kullanılır: Ateşi, ışığı yakar yakmaz olay yerinden uzaklaşırlar. Benim yazı karakterimde, üslûbumda böyle bir yan olmuştur baştan beri -- gösterip esirgiyorsam, bunu okura güven duymuyor oluşuma bağlamak yerinde olur. 

Kuramsal açıdan, her metnin yarısını okurun doldurduğunu herkes gibi ben de biliyorum. Ama yazı kişisiyim ben, köprünün bu ucunda: Hangi yarısı olduğu sorulduğu ân kaçamak yanıtım hazır: Öteki yarısı. Yazı kişisinin arkasında bir de okuyan adam var tabiî, köprünün şu ucunda: Metni bir ayna sayarsak, öyledir de, sırın iki tarafında da duruyor olmak, okurluk durumunu sorgulamak için biçilmiş kaftan niteliği yüklüyor insana. 

Maria Tasinato'nun durdurulmaz bir merakla okumayı sürdürdüğüm kitabı, Merak, bir dönemeçte Augustinus'un ve Apuleius'un okurluk statüsüne diklenişlerini de konu ediniyor. Kadim Çağların bu iki zeki yazarı, hem okuru sürüklemek için onların meraklarını kamçılayıcı ögelere başvuruyorlar, hem de "merak"ın tehlikeleri adına onun meraklılığına içerliyorlar. Tasinato, sıkıştığında Apuleius'un, okurdan paçayı sıyırmak amacıyla yorgunu yokuşa sürdüğüne, onun "daha fazla bilgi sahibi" olmak yolundaki sabırsızlığını yerdiğine dikkat çekiyor. 

"Lütfen ama Enis bey" diyor Elif, ayaklarını yere vurarak. "Lütfen, lütfen, lütfen."

Er Şehrazat bana mısın demeyecek oysa: Anlatacaklarımı anlatmanın zamanı gelecek, şimdiden dinlemeye, izlemeye hazırlanmalısın. 

Bekliyor musun, öyleyse --hâlâ-- varım.”

Dizisi : Türk Edebiyatı 
Türü : Deneme
Yazan : Enis Batur
Sayfa  : 312 
Fiyatı : 21 TL  


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template