♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

A Dark Place : Masumiyetin Gezintisi

Sıradan küçük kasabalar sakin görünse de eşelendiği zaman çok sırlar barındırır. Ne kadar durgun görünse de görmezden gelinen, konuşulmayan olaylarla doludur. Her şeyin bir sınırı vardır elbette. Tüm sırların açığa çıkması için her şeyi göze alan cesur biri gerekir. Ortaya çıkanlarla baş etmenin ne kadar zor olduğu da görülecektir… 2018 yapımı İngiliz işi “A Dark Place” sırları açığa çıkaranlardan…

Ülkesinde ve festivallerde “Steel Country” adıyla boy gösteren film Amerika’da gösterim şansı bulunca “A Dark Place” adını almış. Daha çok ikinci isimle bilinmekte. Brendan Higgins’in kotardığı senaryoyu peliküle aktaran isim Simon Fellows olmuş. Higgins ilk senaryosunda, Fellows ise dört yıllık aradan sonra yeniden koltukta… 2004 yılında korku gerilim “Blessed” ile ilk uzun metrajını çeken Fellows yaptığı vasat başlangıçtan sonra aksiyona yönelmiş. Üç yıla üç aksiyon filmi sığdırmış. 2005’de Wesley Snipes’lı “7 Seconds” ve 2006’da Jean-Claude Van Damme’lı “Second in Command”ı video pazarına çeken Fellows, 2007’de yine Van Damme’lı “Until Death” ile bu kez gişeye çıkmış. İki yıl sonra ise filmografisinin zirvesini “Malice in Wonderland” ile görmüş. Sonrası sessizlik… Beş yıllık sessizliğini “God the Father” dokümanteriyle bozan Fellows’un dört yıl sonra yeniden kurguya yönelmesi de “A Dark Place” ile olmuş. “The King’s Speech”in yapımcılarından ibaresiyle dikkat çeken filmin oyuncu kadrosu da Andrew Scott’u öne çıkarıyor. “Sherlock”ta Moriarty’i canlandıran oyuncu, “Pride” ve “Fleabag” ile de dikkat çekmiş bir isim. Scott filmi sırtlarken Catherine Dyer, Denise Gough, J.D. Evermore, Bronagh Waugh ve Sandra Ellis Lafferty de ona eşlik edenlerden başı çeken isimler.

“A Dark Place” bir yüzleşme filmi… Pennsylvania’nın batısındaki durgun bir kasabadayız. Çöpçü Donald ile tanışıyoruz. Tekerlekli sandalyeye mahkum hasta annesiyle yaşayan tüm kasabanın özürlü diye hor gördüğü bir adam. Tek gecelik bir ilişkiden olan kızından başka bir hayatı yok. Kasabada herkesin tanıdığı ama bağ kurmadığı, arkadaşsız yalnız bir adam… Kızının annesiyle çift olmak ve evlenmek hayallerini kurabilecek kadar gerçeğin uzağında bir adam. Küçük bir çocuk cesedinin bulunmasıyla dünyası değişen Donald, önce bu ölüme üzülür. “Beni her gördüğünde el sallıyordu” dediği çocuğun evinde alır soluğu. Herkes boğularak öldü derken, “ne işi vardı” orada diye soran odur. Çocuğun annesinin “gezintiye çıkmazdı” cevabını ciddiye alan da bir tek odur. Olayı çözmeyi kendine görev edinen Donald, bir dedektif gibi çalışarak araştırmaya girişir ve olaylar gelişir…

İkircikli bir konuyu işleyen “A Dark Place”, iyi açılışının ardından Donald’ı da çabucak tanıtıyor. Fellows’un kontrolü elinde tutmasıyla dakikalar ilerledikçe seyircisini diken üzerinde tutan bir filme dönüşüyor. Marcel Zyskind’in görüntü yönetmenliği ve John Hardy Music’in müzikleriyle kurulan atmosferin içine hapsolmak mümkün. Bir çocuğun ölmesi zaten üzücüyken, acaba cinayet mi sorusu daha üzücü… En yürek burkan ve karşılaşılmak istenmeyen ise cinayet olduğu ortaya çıkarsa sebebi. Zira sebebin hiç yüzleşmek istemediğimiz yere gitmesi mümkün. Görmek, duymak istemediğimiz olasılıkların üst üste gelmesiyle boğulmak mümkün. Andrew Scott’un performansı tüm bu soruları ve kuşkuyu barındırınca izlemekten başka çare yok. Fellows’un başarılı yönetmenliği sonucunda seyircisini sürekli diken üzerinde tutuyor “A Dark Place”. Bir an önce doğal yollardan ölüm cevabını bekliyor. Diğer cevapla yüzleşmek zor, yürek burkuyor… Tüm bunları da 89 dakikaya sığdırıyor.

Üç festivalde gösterim yaptıktan sonra ülkesinde ve Amerika’da gişe gören film, seyirciden olumlu not alarak akılda kalmış. Bizde gösterime girmeyen ama internet üzerinde seyirci ile buluşan iyi yazılmış, iyi yönetilmiş, iyi oynanmış bir film A Dark Place. Çağın en büyük sorunlarından birine işaret ederken saat gibi işleyen senaryosuyla akıp gidiyor. Geriye masumiyetin artık çağımızda genel geçer akçe olmadığı kalıyor. Böyle giderse çıktığı gezintiden hiç dönmeyecek…

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template