♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Ölüm Zamanı : Kampta Döngü


Aynı günü tekrar yaşama hikâyeleri son yıllarda iyice tercih edilir hale geldi. Son olarak “Palm Springs”in uygulayarak hit olmasıyla senaristlerin gözleri parlamış olmalı. Dünya aynı konuları tekrar ısıtıp önümüze koyarken elbette ülkenin de buna katılmaması düşünülemezdi. Exxen’de ekrana gelen yerli polisiye “Ölüm Zamanı”, aynı günü tekrar yaşama formülünü uygulayarak seyircisinin merak duygusuna oynuyor.

Elbette kuşkularımız var. Dünya bu işi beceriyor da bizde eğreti durur sanki düşüncesi hep aklımızın bir köşesinde. Bu yüzden dizi hayli dezavantajlı. Buna bir de künye eklenince umutlar ve beklenti yerle yeksan. Yine de konuyu sevenler için o merak duygusunun galip geleceği de aşikâr.

Dizinin yaratıcısı Zülküf Yücel. “Hanımın Çiftliği”, “İffet”, “Dila Hanım” başta olmak üzere pek çok dizide kalem oynatan Yücel, ilk dijital projesinde. Tv ekranının o klasik uzun sürelerinden ve reyting kaygısından uzakta daha özgür ortamda ama filmografisine yabancı bir proje. Bu yabancılığı gidermek için kozu da yönetmen olmuş. 2017’de dökümanteri “Benim Varoş Hikayem” ile iyi çıkış yapan Yunus Ozan Korkut, klipler ve mini dökümanterlerin ardından dijital platformlara geçiş yapmış ve tercih edilen isim haline gelmişti. “Aynen Aynen”, “Ex Aşkım”ı da aynı yıla sığdırdıktan sonra bu yılı da şimdilik “Duran” ile geçiriyor. Diğer dezavantaj da oyuncu kadrosunda. Mert Yazıcıoğlu, Mert Ramazan Demir, Nilsu Berfin Aktaş, Ece Yaşar ve İdris Nebi Taşkan’dan oluşan genç kadroya Ahmet Mümtaz Taylan eşlik ediyor. “Karagül” ile tanınan ve “Aşk 101” ile çıkış yapan Yazıcıoğlu tahmin edilebileceği kilit karakter. Demir’iyse son olarak “Ufo”da görmüştük. Herhangi bir kitleye hitap etmeyen bir kadro söz konusu kısacası.

Dizinin Exxen’de yer alan resmi özeti şöyle; Dört arkadaş birlikte kamp yapmak için yola çıkarlar. Yol boyunca, onları karavanlı birinin takip ettiğini fark edip huzursuz olurlar ama aldırmazlar; ta ki içlerinden biri sabah üstü başı kan içinde uyanana dek… Komiser Cevat'ın işin içine girmesiyle, işler daha da karışık bir hal almaya başlar.

Özetin eksik yanını tamamlayarak başlamalı söze. Üstü başı kan içinde uyanma faslı sık sık tekrarlanıyor. Bu bir gün döngüsü polisiyesi zira diyerek başa saralım. Dilara, Cüneyt, Nazlı ve Ayhan’dan oluşan dörtlü ile tanışıyoruz. Nazlı-Ayhan çifti kamp yapma planına Dilara-Cüneyt çiftini dahil etmiş. Zira Dilara’nın babası yakın zamanda ölmüş. O dönemde Cüneyt ile yaşadıkları kopukluğun ardından barışalı da çok olmamış. Zor günler geçirmiş, yorgun Dilara için örgütlenmiş bir kamp aslında. Tatsız karşılaşmalı yolculuktan sonra bir göl kenarına gelen dörtlümüz tama huzuru bulduk derken iki olay patlak veriyor. Şüpheli bir karavandan gelen üç el silah sesi ve karşı kıyıda kamp yapan Tarık… Dilara’nın arkadaşım, destekçim dese de kimseyi inandıramadığı eski sevgilisi olarak görülen Tarık. Balık tutma, yürüyüş, yemek, ateş başında içki fasıllarının ardından Tarık yanlarına gelince Cüneyt’in tepki göstermesiyle yaşananların ardından sabaha Cüneyt ile birlikte uyanıyoruz. Kamptan uzakta bir kulübede üstünde kanla uyanıyor. Kapı da o ara açılıyor ve Komiser Cevat ile tanışıyoruz. Dilara’nın cinayetinden Cüneyt’i tutukluyor. Merkezdeki sorgunun ardından Cüneyt’in ölümü sonrası gözlerini arabada açıp karşısında Dilara’yı bulmasıyla başlayan olayları izliyoruz.

Ölüm Zamanı, Cüneyt’e kampın ilk gününü tekrar tekrar yaşatıyor. Bu gün döngüsünü işlerken işe Komiser Cevat’ı da karıştırarak düet oluşturuyor. O da aynı günü yaşıyor. Kamptaki dörtlüye alandaki iki kişinin eklenmesiyle oluşan altılıdan yaratılan bulmacadan çıkan iki soru var. Dilara’yı kim öldürdü ve neden öldürdü? Bu iki sorunun peşinde aynı gün tekrarlanırken her bölümde cevaplara yaklaşacağımızı vaat ediyor dizi. Ana beklentimiz bu. Bir de mantık hatası yapmazsa keyifli vakit geçirtip görevini yapar. Lakin öyle olmuyor. Ana kurguyu oturtana kadar sorun yaşamayan senaryo üçüncü bölümden sonra hata zincirine tutuluyor. Döngünün ana kurallarını unutarak çözüyor her şeyi. Cüneyt cinayet gününü tekrar tekrar yaşarken, Komiser Cevat ise bir gün sonrasını yaşıyor. Ama nasıl oluyorsa aynı günde buluşup olayı çözüyorlar. Oyunculuklar vasat, diyaloglar ucuz, teknik anlamda da çok zayıf. Neyse ki sekiz bölümden oluşuyor.

“Bugün Aslında Dündü” konseptinden hareketle katil kim sorusunun peşinden giden “Ölüm Zamanı” sadece kısa süresiyle tercih edilebilir bir dizi olarak kalıyor. Mantık hataları ile başlayan acemiliklerin sonunda verdiği cevaplar da tatmin etmediği gibi bir de ikinci sezona pas atma sahnesi var ki akıllara feza. Kötü de olsa dijitalde yapılmış deneme olarak meraklısını bekliyor.

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template