♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Sel Yayıncılık'tan Şubat Yenileri

Sel Yayınları Şubat ayını altı kitapla karşılıyor. Eduardo Galeano’nun kadınlar şahsında insanlık tarihi “Kadınlar”ı ve Albert Caraco’nun kült metni “Kaos’un Kutsal Kitabı” ayın en çok dikkat çeken kitapları. Meriç Demiray ilk öykü kitabı “Rocky, Cohen ve Muhsin Bey’den Örneklerle Hayatım”la, Birgül Özcan da ilk romanı “Ev Anası”yla okura merhaba diyor. Yasemin Temizarabacı Yıldırmaz’ın ütopyaları cinsiyet çerçevesinde incelediği “Ütopyanın Kadınları Kadınların Ütopyası” Kadın Kitaplığı dizisinden, Leman S. Darıcıoğlu’nun yayına hazırladığı “Queer Temaşa” da Queer Düş'ün Serisinden raflarda.

Kadınlar * Eduardo Galeano
Farklı coğrafyalardan, ahir zamanlardan, yakın geçmişten, her yaştan, her sınıftan kadınlar… 

Kimi büyük kimi küçük eylemlerle, kimi konuşarak kimi yalnızca susarak, yaparak ya da yapmayarak tarihin akışını değiştirmiş kadınlar… Engizisyona, senatoya, kiliseye, sömürgecilere, faşizme direnen kadınlar… Dans eden, seven, sevişen, ağlayan ve gülen kadınlar…

Eduardo Galeano yine dünyanın bütün köşelerini dolaşarak, kadınlar şahsında bir insanlık tarihine davet ediyor okuru. Yalnızca tekerrürden ibaret olmayan, çomak da sokulabilen bir insanlık tarihine…

Her satırıyla etkileyen, öfkelendiren ve umut veren bir derleme. Galeano ölümünden sonra da “dünyanın vicdanı” olmaya devam ediyor.

EDUARDO GALEANO, Montevideo, Uruguay’da orta sınıf Katolik bir ailede doğmuştur. Çocukluğunda futbol oyuncusu olmak istemiş, gençliğinde birçok farklı işte çalışmıştır. On dört yaşında ilk politik çizgi romanı, Sosyalist Parti’nin haftalık yayın organı El Sol’da yayınlanmıştır. Gazetecilik kariyerine 1960’larda, Marcha’da editör olarak başlamıştır. 1973’teki askeri darbe sonucunda hapse atılmış, daha sonra da sürgüne yollanmıştır. Arjantin’e yerleşmiş ve bir kültür dergisi olan, Crisis’i çıkarmaya başlamıştır. 1976’da Arjantin’de Videla rejimi, askeri bir darbe ile iktidara gelince İspanya’ya kaçmak zorunda kalmıştır. Galeano, 1985 yılında geri dönebildiği Montevideo’da 13 Nisan 2015’te hayatını kaybetti. Yazarın, Ve Günler Yürümeye Başladı, Aynalar, Latin Amerika’nın Kesik Damarları ile Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri isimli kitapları yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır. Ateş Anıları Üçlemesi, Yürüyen Kelimeler, Tepetaklak – Tersine Dünya Okulu ve Zamanın Ağızları ise yayın programımızdadır.
Özgün Adı: Mujeres
Türkçesi: Süleyman Doğru
Çağdaş Dünya Edebiyatı / Deneme
197 sayfa, 16 TL

Rocky, Cohen ve Muhsin Bey’den Örneklerle Hayatım * Meriç Demiray
Taksim’in izbe barlarından birinde titreşen plağın sesi Olimpos’tan duyulur; çocukken kaybedilen yavru kedi yetişkin olduğunda çıkıp tırmalar elini. Beyoğlu Karakolu’nun kimsesiz çocuklar defterindeki suretlerle dünyanın en güzel elleri arasında kurulan bağ gelip boğazına bir düğüm atar, röntgenci bir martı Kuledibi’nde çöpleri eşeler durur…

Meriç Demiray, özlemle anılan günlerin, kırılan kalplerin, yarım kalan hikâyelerin, başarısızlıkların, belkilerin, keşkelerin, bütün görkemiyle geçmişin bugünün içinde nasıl filizlenip boy vermeye devam ettiğini çarpıcı örneklerle anlatıyor. Barlardan kumsallara, apartman bloklarından arsalara, göletlerden denizlere uzanan, sokakla ve müzikle harmanlanan öyküler…

MERİÇ DEMİRAY, 1975 yılında Aydın’da doğdu. Sırasıyla Enez, Kuşadası, Eskişehir ve İstanbul’da yaşadı. Sinema-Televizyon mezunu ve senaryo yazarı, biraz da yönetmendir. Rocky, Cohen ve Muhsin Bey’den Örneklerle Hayatım ilk kitabıdır
Çağdaş Türk Edebiyatı / Öykü
160 sayfa,  14 TL

Kaos’un Kutsal Kitabı * Albert Caraco 
20. yüzyılın son kâhin-peygamberi Albert Caraco’dan tüm insanlığa bir lanettir Kaos’un Kutsal Kitabı. 

Nietzsche’den bu yana hiçbir filozofun gösteremediği yıkıcı gücü taşıyan, bir münzevinin kendisine “rağmen” kültleşen metni... 

Soğukluğu, doğrudanlığı ve berrak karamsarlığıyla eşsiz, bir “nesnellik fanatiği”nin bedduası… 

Üremeye, üretmeye ve tüketmeye bir reddiye; şehirlere, beton katmanlarına, budala politikacılara, böcekleşmiş yığınlara, gökten firar etmiş tanrılara bir lanet...

Çağın ender münzevi düşünürlerinden birinin kaleminden yoğun, sert, kehanet dolu, provokatif ve karanlık bir metin. 

ALBERT CARACO, yaklaşık dört yüzyıldır Türkiye’de yaşayan Sefarad bir ailenin oğlu olarak 1919 yılında İstanbul’da doğdu. Aile ilk önce Orta Avrupa’ya (Viyana, Prag, Paris) göç etti, II. Dünya Savaşı arifesinde, Nazi tehdidi karşısında Güney Amerika’ya göç etmek zorunda kaldı. Hayatını mutlak anlamda yazıya adamış münzevi bir kişilik olan Caraco; cinsellikten Yahudi sorununa, sembolizmden felsefi meselelere ve edebiyata dek her alanda, uzlaşmaz, sarsıcı ve provokatif metinler yazdı. Fransızca, Almanca, İngilizce ve İspanyolcaya son derece hakim olan Caraco, metinlerini Fransızca kaleme alan, Aydınlanma geleneğinin takipçisi, modern üsluplu “klasik” bir yazardır. Geniş bir külliyata sahip Caraco genellikle nihilist ve karamsar bir yazar olarak görülür ve Cioran’a benzetilir. Yıllar boyunca intihar etmek istemesine rağmen ailesini üzmemek için bunu gerçekleştirmeyen Caraco, 1971 yılında babasının ölümünden birkaç saat sonra hayatına son verdi.
Özgün Adı: Bréviaire du chaos
Türkçesi: Işık Ergüden
Çağdaş Dünya Edebiyatı / Deneme
104 sayfa,  12 TL

Ev Anası * Birgül Özcan
Ayakların altında olduğu rivayet edilen cennet ile burnumuzun dibindeki sahici cinnet arasındaki mesafe nedir? Ev hanımı, ev kadını, ev kızı ya da ev anası; yaşam alanı “ev” olarak tanımlananların asgari müşterekleri bir devrime yol açabilir mi? Dibi tutmuş tencereler, kenarı sökülmüş perdeler, ovulmaktan aşınmış yüzeyler dile gelse, görünmeyen emeğin destanı yazılabilir mi? 

Birgül Özcan, Ev Anası’nda zekası, hüneri ve emeği ile hapsedildiği alanları aşan, kalıplara, slim fit bedenlere, hanımlık müessesesine sığmayıp taşan kadınları esprili ve gerçekçi bir üslupla anlatıyor. 

“Katlanmak bilmeyen lastik çarşafların, kalorifer petekleri üstlerinde kurutulan çorapların, vitrinlerde misafiri bekleyen kristal bardakların, kapı arkalarında rulo yapılmış halıların, battaniyeye sarılı yoğurt olmayı bekleyen mayalanmış süt dolu tencerelerin, Vita kutularında sardunyaların, varis çoraplarının, buzluk böreklerinin ve altın günü lobisinin müellifleri ev analarının mutfaklarda, dolap içlerinde, çekmece diplerinde güvelenmeye terk edilmişken fark edilip tezgâh üstüne çıkarılmış hikayesi…”

BİRGÜL ÖZCAN, 1984 yılında İzmir’de doğdu. İstanbul Üniversitesi Radyo-Sinema TV Yayıncılığı Bölümü’nü bitirdi. Reklam ajansları ve dergilerde metin yazarlığı, editörlük yaptı. Ev hanımlığı sektöründe tam zamanlı ev anası olarak hizmet vermektedir. Ev Anası, yazarın ilk kitabıdır.
Çağdaş Türk Edebiyatı / Roman
115 sayfa, 12 TL

Ütopyanın Kadınları Kadınların Ütopyası * Yasemin Temizarabacı Yıldırmaz 
“Toplumunuzdaki her şey erkekler tarafından yapılıyor sanki. Endüstri, sanat, yönetim, hükümet, kararlar. Bütün yaşamınız boyunca da babanızın ve kocanızın adını taşıyorsunuz. Erkekler okula gidiyorlar, siz gitmiyorsunuz; hepsi öğretmen, yargıç, polis, hükümet üyesi oluyorlar, değil mi? Neden her şeyi denetlemelerine izin veriyorsunuz? Neden istediğinizi yapmıyorsunuz?”
Ursula K. LeGuin, Mülksüzler

Toplumsal cinsiyet rolleri gündelik hayatımızı belirlediği kadar hayallerimizi, ütopik evrenlerimizi, hatta cinsiyet rollerinden azade kurguladığımız toplumsal yapı taslaklarını belirleyecek kadar güçlü ve içselleştirilmiş olabilir mi? Ütopyanın Kadınları, Kadınların Ütopyası, bu soruya yanıt ararken, farklı bir sistem kurgusunun ilk örneklerinin görüldüğü Antik Yunan’dan günümüze kadar, ütopyaların toplumsal cinsiyet çerçevesinde ne şekilde yapılandıklarını inceleyen önemli bir çalışma. 

YASEMİN TEMİZARABACI YILDIRMAZ, 1977 yılında Bursa’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü ve İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Bilim Dalı’ndan mezun oldu. Mühendislik yapmama kararlılığıyla 1998 yılından itibaren çok çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 2006-2013 yılları arasında Filmmor Kadın Kooperatifi’nin film yapım çalışmalarında ve Filmmor Kadın Filmleri Festivali ekibinde yer aldı. Bir kızı var.
Kadın Kitaplığı / İnceleme
181 sayfa,  15 TL

Queer Temaşa * Yayına Hazırlayan : Leman S. Darıcıoğlu
Temaşa: Seyir. Gezinti. Hoşlanarak bakma. Seyretme. Seyredilecek görüntü. Görülmeye değer şey. 

Bu derleme, bedeni ve cinselliği zapturapt altına alan hetero-normatif düzende ve ikili cinsiyet sisteminde bir delik açma, straight düşüncenin ötesinde bir yaşayışa, bir tahayyül alanına kapı aralamak için beden ve cinsellik düzeninde bir temaşa davetidir. 

Queer teori, LGBT olmanın kişiyi radikalize etmediğini ve na-trans bir heteroseksüel olmanın da onu straight yapmadığını savunur; cinselliğe ve bedene dair kurduğu normlar nedeniyle straight olabilir, LGBT olmanın kendisi ise heteroseksist, ikili cinsiyet düzenini ihlal yahut ilga etmez.

Dolayısıyla odağımız artık kimlikler, özler ya da doğa değil, beden ve cinsellik üzerine kurulan kod sisteminin, normalin, normun kendisidir. Queer bir tahayyülden bahsedebilmemiz için ise sadece heteroseksüel dünyanın değil, LGBT camiasının da cinselliğe ve bedene bakışını masaya yatırmamız gereklidir. Queer Temaşa yalnızca hetero-normativiteyle değil, homo/trans-normativiteyle de şekillenen bir yolculuk…

LEMAN S. DARICIOĞLU, uzun yıllar LGBT ve Queer aktivizmine emek verdi. Enstalasyon, video, performans gibi sanatın farklı disiplinlerinde üretimler gerçekleştiriyor. Performans alanında üretim gerçekleştiren İstanbul Queer Art Collective’in bir üyesi. Pınar Büyüktaş ile birlikte çevirdiği Monique Wittig’in Straight Düşünce isimli kitabı yine Queer Düş’ün serisinden yayınlandı (2013). Tüm bunları korkuları bedenini kısıtlamasın, sınırlarının içinde hapsolmasın diye yapıyor.
Queer Düş’ün Serisi / İnceleme
320 sayfa,  22 TL


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template