♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Dünyanın Leşleri Cezalarını Çekmeli

Bu yıl benim için en bereketli yıllardan biri oldu. Çok iyi romanlar okurken iyi edebiyatın hazzını da bolca çıkardım. Yeni yazarlarla tanışmayı da ihmal etmeden daldığım kitapların arasında birkaç yazar özellikle öne çıktı. Büyük bir keyifle söylemek isterim ki Suat Duman da onlardan biri. Aslında benimki hayli gecikmiş bir tanışma. Polisiyeyi sevmeme rağmen nasıl olup da duymadığıma, okumadığıma bolca hayıflandım ama en azından üç romanını da neredeyse peş peşe okuyarak kendimce avantaja çevirdim durumu.

2009’da “Cinayet Mevsimi”, 2010’da da “Müruruzaman Cinayetleri” ile okur karşısına çıkmış Duman. Bizi bir gönülsüz romantikle tanıştırmış. İstemeye istemeye cinayetlerin ortasına düşen Mehmet Cemil ilk macerasında Ankara’yı mesken tutuyor kendisine. İkinci macerada da İstanbul’da… “Cinayet Mevsimi” kampüs içi cinayetlerini konu alarak başlıyorsa da hayatın içinden manzaralarla ilerliyor ve toplumsal dertlerini de sökün ediyordu içine. “Müruruzaman Cinayetleri”nde de bu vurgu devam ederken dozu arttırmış Duman. Geçmiş bir cinayetin izinden giderken araya 12 Eylül ihtilali de karışıyor ve siyasi bir polisiyeye evriliyor roman. Amiyane tabirle kafası güzel bir adam Suat Duman… Polisiye roman kalıbıyla yetinmiyor, bozmaya çalışıp farklı denemelere soyunuyor. Polisiyenin çok satar kalıbı içine sıkışarak “katil kim” sorusunun peşinde iyice daralan bir çerçevede ilerlemesi heyecanlı bir okuma sunsa da hep hayattan kopuk haldedir hep. Duman’ın polisiyesi bu formun dışında ve karakterleriyle hep hayatın içinde… Daha katmanlı, bir derdi olan romanlar. En güzeli de sanatın her formundan faydalanıyor ve zaman zaman da mesken tutuyor. “Cinayet Mevsimi”nde sevilesi film manyakları ve Oscar almış filmler varken, “Müruruzaman Cinayetleri” de bir sergide açılıyor. “Keşke Film Olsa Dedirten Romanlar” listesinde yer verirken altını çizdiğim üzere romanları bir film gibi akıyor. 

“Müruruzaman Cinayetleri”ni okuduktan sonra aradan çok zaman geçmiş bir Mehmet Cemil macerası daha gelmeli artık demiştim. Meğer başka bir şeyin hazırlığındaymış. “Dünyanın Leşleri”yle çıka geldi Aralık başında. “Dünyanın Leşleri” isimsiz bir kahramanın intikam ateşiyle yanıp tutuşurken başına gelmedik şeyler kalmamasının romanı. Yine klasik bir polisiye değil, yine kalıbın dışında ve çok sinematografik. Üstelik bu kez kapaktan başlıyor bu film gibilik hali… 

Yine sevilesi bir kahraman yaratmış Duman. Cinayetten kaçınmış. Hafif bir suçtan içerde yatmış isimsiz kahramanımızla özgürlüğüne kavuşurken tanışıyoruz. Tek hedefi onu sağlam benzeten iki polisten intikamını almak… Başka da bir şeyi yok zaten. Bir hayat gailesi, işi ya da önem verdiği bir şeyi olmayan içi olabildiğince boş ve sıradan bir adam… Polisleri ararken hayatın akışına kapılıp gidiyor. Kahramanı olduğu, zenginlerle yatan bir hayat kadını Nina’nın yanında soluğu aldığında karşısına çıkan bir fırsatı değerlendirmeye karar veriyor. Zengin müşterilerden biri olan Bartu’nun yaptığı teklif hayli cazip… Önemli isimlerin sevişme görüntülerinin olduğu bir hard diski bulmak ve ona teslim etmek. Cebini dolduracak bu teklif için kolları sıvıyor ve macera başlıyor. 

Daha ilk sayfalarından itibaren okurunu anlatıcısının peşinde sürükleyen roman bir kaybeden öyküsü anlatırken giderek ritm kazanıyor ve temposuyla bir solukla bitiyor. Altı çizilecek cümle gördüğünüzde bile zaman kaybetmek istemeyeceğiniz bir tempo. Dili ve atmosferiyle de çok etkili romanın isyanını gezi olaylarına denk düşürmesiyse harika bir seçim olmuş. Üstelik bu denk düşme hali kaş göz yarmadan, büyük büyük laflar etmeden, mesaj vermeden gerçekleşiyor. Ağaçlara gezi şehitlerinin adını fısıldatarak okura oynayan süslemelerden çok uzakta bir yere konuşlanıyor bu kullanım. Adı zikredilmeyen bir karmaşa olarak yer alıyor romanda. Bir şahitlik olarak kalıyor kahramanımız için. Zaten olayların sebebini de merak etmiyor, içinde yer almaya da hiç niyeti yok. O kendi derdinde. Duman’ın kişisel bir isyanı toplumsal isyanla örtüştürme tercihi harika bir sonu da beraberinde getirmiş.

Baştan sona çok doğru tercihlerle biçilenmiş, çok iyi kurgunlanmış ve iyi edebiyatın okurda yarattığı hazla doygunluk veren bir roman Dünyanın Leşleri. Yılı iyi romanla kapatmak isteyenler için biçilmiş kaftan.

Dünyanın Leşleri / Suat Duman
Alakarga Yayınları
Aralık 2015
188 sayfa, 15 TL.


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template