♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Kesmeşeker – Doğdum Ben Memlekette : Yalnız Değiliz Memlekette


Yıl 1996, yer Alternatif Radyo… Yaşlar 20, içimizde rock, tüm  gün özgün müzik çalan bir radyoda her Çarşamba olduğu gibi yayın masasındaki elemanın deyimiyle iki saati kafa şişiren şarkılarla katlediyorduk yine… Lithium adını verdiğimiz programı dinleyen bir tek biziz sanıyorduk, on iki hafta geçmiş ama sürekli tekrarladığımız telefon numarasını çeviren tek kişi olmamıştı… Patronun dediğine göre hiç susmayan telefonlar, bizim programda dinlenmeye çekiliyordu. Hazırladığımız şarkıları çalarken, arada konuşacak mecalimizde bizi terkeder gibiydi artık… Yayın ortasında kapı açılmasıyla irkildik önce, telefon var bağlayın hemen, alın yayına sözleriyle tanıştık, şaşkınlığımızdan toparlandık yerimizde… Neredeyse ayağa kalkacaktık şaşkınlıktan… İnce bir merhabanın ardından, programa övgüler yağdıran kızın istek parçam var demesiyle iyice sevindik… Ama Tolga yapıştırdı hemen lafı, “Haluk Levent falan isteyeceksen çalmayız..” “Hayır, Kesmeşeker istiyorum ben, değiştim’i çalın bana” cevabı bizi mest etmeye yetmişti… Yeni çıkan albümden şarkı istiyordu dinleyici, varım demişti bize… Tolga’ya dönüp “Bak yalnız değiliz lan” diye haykırmıştım sevinçten… Kesmeşeker, Değiştim ben sevgilim diyordu ama bizde değişmiştik… Radyoculuk dönemi deyince aklıma her zaman gelmesiyle, o dönemi anlamlandıran gruptur benim için Kesmeşeker, Tut Beni Düşmeden demişti grup ama, programımızı düşmeden tutmuştu… Mersin’de küçük bir radyoda, sıradan bir Çarşamba akşamını değiştiren bir şarkıydı değiştim… Zaman ilerledi, kadıköy sefalarında soundunu duyduğumuz yerleri gezdik, sese görüntü ekledik, şanslıydık konserlerini de izledik… “Senin seksenlerin doksanların ne oldu? / Şeytan aldı götürdü” diyorlar ama bizimki kayıp değildi işte, kendileri gelip bulmuştu… Buluyorduk sesimizi bir şekilde…

Yeniden yalnızları oynamaya başladık daha sonra... Sesimiz çok çıkıyor sanıyorduk belki de… Elimize “Kum” bırakıp gitmişti kesmeşeker… Yedi yıl sonra dönmeleriyle, kavuştuğumuz 11 şarkıyla, bir kez daha yalnız değiliz işte dedirtiyor Cenk Taner ve arkadaşları…

Sıcaklık, kurak, dönmeyen atlar derken tezatlar kitabı’na gelince eski dosta kavuşma sevinci de geliyor… Geçmişi yadeden albüm, bolca geriye götürüyor ki, özlediğimize değmiş bir albüm bu… Hep dediğim gibi, kulakta nefis eriyor bu kesmeşeker… Tek tek şarkı şarkı değerlendirmeye girişemiyorum, grubun dinleyicileri ne demek istediğimi anlayacaktır zaten… Geri kalanlar tanışmak için fazla beklemesin… Cenk Taner ve arkadaşlarını ceza sahasında Metin Kurt gibi yalnız bırakmamak lazım…

“Kim Sessizse O Ağlasın” diyorlar hazır, aman sessiz kalıp ne siz ağlayın, ne biz demeli gruba… Bunu saymaz devamını da bekleriz şeker adamlar... Biliyoruz yalnız değiliz... Biliyoruz bir gün nöbeti tutulmayacak sessizliğin… O güne kadar ne kadar şarkı duyarsak o kadar iyi…


Share this:

5 yorum :

  1. Yazıyı okuyunce kendimden de birşeyler buluyorsam o yazı KESMEŞEKER'e aittir... Tebrikler.
    Sevgiler..

    Abdullah....

    YanıtlaSil
  2. Güzel özetlemişsiniz; Kesmeşeker ve Cenk Taner gençliğimize ortak oldu sözleriyle melodileriyle; yaşadıklarımızı, derdimizi en özlü haliyle anlattılar. Uçsuz bucaksız azınlık, yalnız değil elbet.

    YanıtlaSil
  3. Doğrı sözlere ne denir?

    YanıtlaSil
  4. Evet, "kulakta nefis eriyor bu kesmeşeker". Yavaşça kana karıştıkça mutluluk hormonlarımızı depreştirecek; dinledikçe sevdirecek kendini daha da.

    YanıtlaSil
  5. eski bir dostu yeniden görmek gibi,dinlerken gözlerim doluyor.

    YanıtlaSil

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template