Dostoyevski'nin parçalanmış benlikle mücadeleyi anlattığı aynı adlı novellasından uyarlanan “The Double”, “Öteki” adıyla 20 Haziran’da gösterime giriyor...
Önce romandan bahsedelim... Bizde “Öteki” ve “Öteki Ben” adlarıyla çeşitli yayınevlerince baskısı bulunan novella, usta yazarın değeri sonradan anlaşılan başyapıtlarından biri... Öyle ki, ilk romanı “İnsancıklar”la övgülere boğulan genç yazarın bu sarhoşlukla yazdığı ve ilk baskısı 1846’da çıkan orjinal adıyla “Dvojnik” büyük bir sessizliğin başlangıcı olmuş... Kardeşine yazdığı bir mektupta “İleride Öteki’den benim başyapıtım olarak söz edecekler.” demiş usta... Büyük bir kayıtsızlık, sert eleştiriler ve sessizlik nedeniyle Dostoyevski’nin ilk kitabıyla kazandığı ilgi ve şöhreti kaybetmesine sebep olmuş... Ancak ölümünden sonra, başka dillere çevrildikçe değeri daha iyi anlaşılabilmiş bu unutulmaz romanın... Bir başka usta Vladimir Nabokov’un “Öteki, Dostoyevski’nin yazdığı en güzel şeydir.” dediğini de ekleyerek, halen okumamış olan varsa şiddetle tavsiye edeyim...
Filmin özetinden önce romanın konusunu da özet formatıyla belirtecek olursak şöyle; 9. dereceden devlet memuru Jakov Petroviç Goladkin, bir sabah işyerindeki masasının karşısında, kendisiyle aynı adı taşıyan, kendisine tıpatıp benzeyen bir memurun oturduğunu görür. Bu onun ikizi, kendisinin öteki beni gibi bir şeydir. Bu ikisi arasında, sonunda Goladkin'i deliliğe kadar sürükleyecek gülünç bir mücadele başlar.
Gelelim filme... Uyarlamaya imza atan isim, aktör senarist ve yönetmen Richard Ayoade... Senaryoyu Avi Korine ile birlikte kotaran Ayoade, “The IT Crowd”un Maurice’i olarak parlamış ve ilk yönetmenlik sınavını yine bir roman uyarlaması olan “Submarine” ile 2010’da vermiş ve gönlümüzü de çalmıştı... İkinci uzun metrajında çıtayı yükselterek bir klasiği uyarlamış... İyi de bir oyuncu kadrosu kurmuş; Jesse Eisenberg, Mia Wasikowaska, Wallace Shawn, Noah Taylor, James Fox, Cathy Moriarty, Phyllis Somerville, Gabrielle Downey, Jon Korkes, Craig Roberts ve Kobna Holdbrook-Smith...
Simon her şeyden önce utangaç bir adamdır. İşyerinde herkesin unuttuğu, annesi tarafından küçümsenen ve rüyalarının kadını Hannah tarafından bir türlü fark edilmeyen bir adamdır. Dışlanmışlığını ve dünyanın ona kayıtsızlığını değiştirmek içinse elinden pek bir şey gelmemektedir. Ta ki, işyerine ona tıpatıp benzeyen James gelene kadar. James onun fiziksel olarak ikizidir ama karakter olarak tam zıttıdır. Kendine güveni, karizmatikliği ve kadınlarla çok iyi geçinebilmesiyle bir anda herkesin gözdesi oluverir. Simon’ın tam da korktuğu gibi, James yavaş yavaş onun bütün yaşamını ele geçirmeye başlar.
“Richard Ayoade bu ikinci filminde, nev-i şahsına münhasır mizah anlayışıyla tedirgin edici ama oldukça da komik, daha önce pek görmediğimiz tuhaf bir dünya yaratıyor.” sözleriyle tanımlanan film, prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yaptığından bu yana benzer övgülerle adından bolca bahsettirerek öne çıkmıştı... Festival gediklisi olarak Türkiye’deki ilk gösterimini !f’in “Digiturk Galaları” kapsamında yapan “The Double”, nihayet yaygın dağıtıma çıkıyor... Romanı dururken, filmini çekmeye ne gerek var dedirtmeyen fragmanıyla ümit veren “Öteki”yi merakla bekliyoruz...
Yorum Gönder