♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

The Final Destination 4 3D / Son Durak 4 3D


Sonu gelmeyen duraklar

2000 yılında sessiz sedasız çıkıp gelen ve kısa zamanda fenomene dönüşen “Son Durak” serisine dördüncü film bu kez üçüncü boyut sosuyla geldi. Uçak kazasından kurtulan gençlerin aynı sırayla teker teker ölmesini anlatan, her daim kaderin yazgının galibiyetiyle sonuçlanan film kısa sürede gençlerin favorisi olmuş kendi fanatiklerini yaratmıştı. Filmin yönetmeni James Wong’da bu durumdan nasibini aldı.

Zincirleme trafik kazası ile başlayan ikinci film ise 2003 yılında çıkagelen aynı formülü uygulayan ikinci Son Durak olmuştu. Bu kez yönetmen koltuğuna David R. Ellis geçmiş, yeni kaza biçimleri dışında hiçbir farklılık içermediği için pek de tutmamıştı.

2006’da ise serinin üç yılda bir yenilenme kuralı ortaya çıktı belki de. Üçer yıl arayla gelen devam filmlerinden “Son Durak 3” ilk filmin yönetmeni James Wong’un tekrar işbaşı yapmasıyla oynamıştı kozunu. Bu kez kazaların merkezi lunapark idi. Ortaya çıkan sonuç ise serinin en kötü filmi etiketiyle sonuçlanmaktan öteye gidememişti.

Tesadüfi midir bilinmez yeni bir üç yıl sonrası “Son Durak 4” bu kez ikinci filmin yönetmeni Ellis’in devraldığı görevle serinin şimdilik son filmi. Seriye üçüncü boyut kazandırılmasının faydaları daha fazla göze çarpıyor bu kez. İlk üç filmden bu yana değişen hiçbir şey yok elbette. Aynı bildik hikaye, aynı sıralı ölümler beklenmedik son dakika süprizleri, azrailin rüzgarla gelmesi… Ve hayli formüle ve göstere göstere gelen kazalar da cabası.

Bu kez her şeyi tetikleyen iki çiftimizin araba yarışı izlemesi oluyor. Her zamanki gibi çiftlerimizin biri hayli sevimliyken, diğer çift sevimsiz ve cansız… Beklenen kaza gerçekleşiyor, arkasından gelen Azrail’den kaçış da öyle. Kazadan kurtulanların derin oh çekmesi de beklediklerimizden. Bizim gibi ilk üç filmi izlemediklerinden durumun farkına geç varıyorlar. Ve adamımızın görüntüler yardımıyla sıranın kimde olduğunu ve ölümlerin nasıl geldiğini anlamaya, her şeyin önüne geçmeye çalışıyor…

Eldeki toplam dört filmde konu olarak hala bir adım öteye geçilmemesi hayli tuhaf. Bunca film sonrasında şu rüzgarlarla gelen sıranın devam etmesini sağlayan şeyi az da olsa ucundan azıcık görebilseydik keşke. Hiç değilse finalinde elinde orak siyahlı biri göz kırpsaydı. Bilinmeyen, görülmeyen bir güç tamam güzel, kadere inananlar için biçilmiş kaftan ama aynı şeyi dört kez yemek de biraz sınırları zorluyor nihayetinde. İlk filmle atılmış iyi bir adım varken bunu ilerletmek yerine daha geriye götürme mantığı da pek yakışmıyor bu seriye. Kazalar değişir, kurbanlar değişir ama kader değişmez, her şey olacağına varır deyip işin içinden kurtulmak dördüncü filme gelinirken biraz ucuz kaçıyor gibi.

En büyük artısı üç boyut olan film bu sayede kazaları daha afili gösteriyor, her şeyin daha fazla içinde olabiliyor seyirci… Anlaşılan bu 3D furyası en çok animasyonlarla korku filmlerinin işine yarayacak. Bu gidişle üzerimize daha çok kan bulaşacak.

Herhangi bir tempo sorununa düşmeksizin keyifle izlenen film, beklentilerin altında kalmayarak seri içinde ilk filme yaklaşan ilk örnek denebilir. İzleyeni memnun eden bolca eğlendiren film, kader kısmet işlerine meraklı izleyicilerini de salonlara çağırırken, serinin neden tuttuğu ve devamının geleceğine dair son sözü filmin yönetmeni Ellis söylüyor…

“Bazen seyirciyi yanlış yönlendiriyoruz. Bunlar filmlerimizin eğlence ve heyecanını daha da arttırıyor. Serinin meraklılarının sevdiği şeyler işte bu sürpriz öğeler; ve serinin bu kadar tutmasının nedenlerinden biri de bu”.

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template