Zeka sorunları olan iri yarı adamların gençleri birer birer öldürmesini konu alan gerilimlerin ardı arkası kesilmezken, 2006’da bir tanesi içlerinden sıyrılmış ve aynı yıl bizde de yaz sezonunun korku/gerilim örneği olarak “Ölüm Çıkmazı” adıyla gösterime girmişti... Ülkesinde de bütçesini ikiye katlayarak yapımcılarını memnun eden “See No Evil”, bildik konusuna rağmen “Otel” ve “Testere” serilerine öykünerek kurduğu gerilimle en azından vasatı aşarak türün izleyicilerini memnun etmişti... İzleyip unuttuğumuz filmin, çok beklenmeyen devamı sekiz yıl sonra karşımızda...
İlk filmle tek bağı başrol oyuncusu olan “See No Evil 2”nin senarist ve yönetmenleri de ikililer... Senaryoyu kotaran Nathan Brookes ve Bobby Lee Darby ikilisi, ilk senaryolarında... Yönetmen koltuğunda da Jen ve Sylvia Soska ikizleri oturuyor... Oyuncu, senarist, yönetmen, prodüktör, set tasarımcısı ve editörlük derken kısa sürede yapmadık iş bırakmayan ikizler kısa metrajlardan başlayarak ilerlerken adlarını da yavaş yavaş duyurmuşlardı... Yazıp yönettikleri ilk uzun metraj “American Mary” ile 2012’ye damga vurarak ödül avcısına dönüşmüşlerdi... Yıl içinde “ABCs of Death 2”e de bir kısa metrajla katılan ikizler, daha klasik bir konu ve yönetimle ikinci uzun metrajlarında... Başrolde yine yer alan Amerikan güreşi alemlerinde “Kane” olarak tanınan Glenn Jacobs’a tanıdık isimler eşlik ediyor: “Stake Land”le tanıştığımız Danielle Harris, “Hannibal”dan Katharine Isabelle, “The 4400”den Kaj-Erik Eriksen, “Kyle XY”den Chelan Simmons, “Bitten”dan Greyston Holt, “Bates Motel”den Michael Eklund ve Lee Majdoub...
İlk filmin bittiği yerden devam eden “See No Evil”, evde yaşanan katliamın haber bülteniyle de bilmeyen ve unutanlar için hatırlatmasını da yaparak başlıyor... Sık sık ilk filmden görüntüler kullanmayı da ihmal etmeyen filmin konusu yine hayli bildik... Türün bir çok devam filmi gibi hastanede ava devam ediyor... Biri tekerlekli sandalyeye mahkum morgda çalışan üçlü... İşkolik kadın Amy’nin tam çıkmak üzereyken fazla ceset geleceği için yardıma kalması... Aynı zamanda o gün doğum günü olması, ona yanık iş arkadaşının bir türlü açılamaması... Kısacık sürede sayılabilecek klişelerle ortam hazırlanıyor... Dokuz ceset geliyor morga, biri de katil elbette, Jacob Goodnight... Amy gidemiyorsa parti ona gelir, bu sayede muhtemel kurban sayısı da artar ve yedi kişi olurlar... İçlerinden birinin kafadan çatlak olması ve katilin cesedini merak etmesi de fitili ateşler...
Öldü zannedilen katilin, bu sefer hastanede dehşet saçmaya devam etmesini konu alan “See No Evil”, ilk filmden hatırlatmalarıyla yabancılık çektirmiyor izleyicisine... Mantıklı bir sebep sonuç ilişkisiyle açıklanan katilimiz, bıraktığı yerden devam ediyor... Berbat senaryonun klişelerden beslenmek varken yeni bir şey yaratmak gibi derdi yok... Soska’lar da vasat bir yönetimle destek verince ortaya temposuz ve germeyen 90 dakikalık bir eziyet çıkmış... Böyle bir ortam da oyunculukların da iyi olmasını beklemeye gerek yok elbette... Bir nebze Katharine Isabelle renk katmaya çalışmış ama nafile...
Vasat bir izle unut gerilimin seriye dönüşmesi için yeterince beklenmiş belli ki... Sekiz yıl sonra gelmesi de durumu özetliyor... Afişlerinin altına ve fragmanlarının sonuna isterseniz sinamalarda diye yazarak yapılan çağrı da tutmayınca ev sinemasına düşmesi de cabası... Klişe konusu ve işleyişiyle türün her fanatiklerini bile zorlayan hırıltıyı en baştan unutun...
Yorum Gönder