♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Sihirli Şehir / City of ember

Aydınlığa çıkan serüven…

2003’te yayınlanan kurgu roman “The City of Ember” sonunda beyazperde de. Konunun 1980’li yıllardan beri hep aklında olduğunu belirten, kitabın yazarı Jeanne DuPrau “Benim çocukluğum 50’li yıllarda geçti. Bu nedenle aklımda hala nükleer savaş korkusunun güçlü anıları vardır. İnsanlar o yıllarda nükleer savaş çıkarsa neler olabileceği üzerinde konuşurlardı. Bomba sığınakları inşa ediyorlardı. Bütün bunların bende derin etki bırakması kaçınılmazdı” diyor.
Çocukluğundan aklında kalanlarla yola çıkan Jeanne DuPrau kendi kendisine şu soruyu sordu: Günün birinde tüm insanlar dünya üzerinde bir şehire mülteci olarak sığınmak zorunda kalırsa ne olur? İnsan ırkını müthiş bir tehlikeden korumak için inşa edilen Sihirli Şehir işte böyle doğdu. Daha kitap yayınlanmadan el yazımı müsvettelerini okuma fırsatını bulan yönetmen Gil Kenan, filmin yıldızının da Sihirli Şehri ta kendisi olduğunu fark ederek “Bu öyküde şehir başlıbaşına bir karakterdir” diyerek yola koyuldu.
Kenan ana fikrin şehir olduğunu kararına sonuna dek inandığını, başarılı bir şehir yaratak göstermiş. Şehrin dokusu da, zamandan bağımsızlığı da, sosyal kuralları da son derece başarılı şekilde yansıtılmış. Sıkıcı yan faktörlere, öykülere hiç girilmemiş...
İlk başta kutunun elden ele geçmesi, hele ki kutuyu taşıyanın düşüp ölmesi gayet hoş… Tarzını direk belli eden doğru bir açılış yaparak başlıyor “Sihirli Şehir”…
Karakter yaratımları da yerli yerinde ve tadında… Kefaret filminden hatırlayacağımız Saoirse Ronan’ın canlandırdığı Lina Mayfeet ve Harrow bu serüvenin baş aktörleri. Ronan’ın filmdeki önemini de yine Kenan şu sözleriyle değiniyor ki, gayet yerinde tespitler bunlar…“Lina’yı bulmak için altı ay boyunca dünyada dolaşmadığımız ülke kalmadı. Saoirse Ronan ile tanıştığımızda Lina’nın sesini duyduğuma ikna oldum. Tıpkı Lina gibi Saoirse de doğa harikası bir kızdır. Bugüne kadar onun gibisini görmemiştim. Yetenekleri üzerinde tam kontrole sahip olduğunu gördüm. İstediği anda gaza basıp istediği anda frene basarak yavaşlamasını bilen bir oyuncuydu. İzleyicinin özellikle Saoirse’in adeta insanı esir eden gizemli bakışlarına dikkat etmesini istiyorum.”
Küçük kardeş Popy, büyükanne, kilerci ve belediye başkanı da hayli renkli karakterler… Belediye Başkanı rolünde Bill Murray’ı izlemek de ayrı bir keyif… Diğer bir yan rolde Harrow’un babası olarak mucit adam rolünde Tim Robbins’i görmek de aynı değerde…
Kor Şehri, insanlığın bir nevi kendi nuh gemisini inşa etmesi öyküsüne dayanıyor. Sonunun gelmesini istemeyen insanoğlu, yarattığı şehri dokusunu koruyarak kendi saflığını, iyiliğini korumayı deniyor. Bu arada Belediye Başkanlarının bu planı öğrenmesini, zamanı geldiğinde şehirden çıkıp, yeryüzünde yaşamaya başlamalarını sağlayacak çanta da kayboluyor.
Lena ve Harrow’un öyküdeki rolleri ise kilit roller. Şehir artık elektrik kesintileriyle sonuna geldiğinin işaretlerini veriyor. Jeneratör’de çalışmak isteyen Harrow ile Belediye Başkanının soyundan gelen Lena’nın ortak macerası, kutunun yardımıyla şehirden çıkışı keşfetmelerinin öyküsünü anlatıyor Sihirli Şehir…
Şehirden çıkışa tanıklık edene kadar, mantık sorgulaması yapacak zaman bırakmayan da bir tempo söz konusu ki, filmin en büyük avantajı da o. Bazı eksikleri kapatan, yamayan tempo ve fantastik dünya filmin en büyük artısı konumunda. Bunda Kenan’ın üzerinde durduğu şehrin yaratımının da etkisi büyük elbette…
Şehirden çıkış macerasının başlamasına kadar olan bölümde yine de soru işaretleri mevcut. Karanlık şehirle ilgili hiçbir ayrıntının verilmemesi, şehrin koca bir mahalle gibi çizilmesi, hiç kimsenin şehrin diğer kısımlarına gitmemesi filmi eksik bırakan yanlardan…
Çıkış yolu ne kadar sistemli ve parlak fikirlerin yansıtılmasına dayanıyor gözükse de, bolca hata içermekte. Yerin altında gözüken şehrin çıkışının yukarıya değil de, aşağıya doğru yapılan yolculukla sonlanması bolca soru işareti ve tatminsizliği de yanında getiriyor. Bu çok net görünen hata, kötü finalinde habercisi oluyor… Filmin sonunda atılan taşın şehre ulaşması ile ayyuka çıkan ikinci hata da, taşın atıldığı delikten nasıl olup ta şehir halkının kafasını yukarıya kaldırıp güneş ışığını göremediği gerçeği…
“City of Ember”in cesaret verici ve moral yükseltici temasının yanısıra keyifle izlenecek bir seyirlik olduğuna dikkat çeken Tom Hanks sözlerini şöyle sürdürüyor: “Küçük bir belirtiyle başlayan büyük bir puzzle bulmaca vardır. Bu küçük belirti kısa zamanda ipucuna dönüşür. Oradan bir kanıt elde edilir. Ardından bir sırra ulaşılır. Tüm bunların sonucunda da fantastik bir maceraya geçit sağlayacak bir tünele açılan bir geçiş yolu bulunacaktır.”
Yönetmen Gil Kenan’ın filmle ilgili son sözleri ise şöyle: “Bir yönetmen olarak daima özlemini çektiğim bir dünyayı yaratma fırsatı buldum. Tamamen kendine özgü bir dünyanın çok özgün görselliği içerisinde ışık ve hayat dolu karakterlerlere eşlik eden gizem perdesi beni her düzeyde tatmin etti. Bu çok özel projenin sinema salonlarına hareket ve heyecan getireceğini düşünüyorum. Evrensel temasıyla, dinamit gibi kadrosu, yaratıcı tasarımları ve çok farklı öyküsüyle her yaştan izleyiciye hitap eden bir büyüleyici bir film oldu.”İnsanlığın kurtuluşu adına, ampüllerle aydınlatılarak kurulan şehirden, güneşin aydınlattığı yeryüzüne uzanan Sihirli Şehir kendisine, bariz hatalarına aldırmayacak serüven ortağı aileler arıyor…

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template