Yedinci stüdyo albümü "The Stars Are Indifferent To Astronomy"yi geçtiğimiz hafta içinde yayınlayan Nada Surf, albümden ilk şarkıya klip çekti. Huzurlarınızda "When I Was Young"...
Home Archives for Ocak 2012
İlk Afiş: “Resident Evil: Retribution”
Resident Evil serisinin beşinci filmi "Retribution"un fragmanından sonra afişi de görücüye çıktı.
Artık bitmeyecek gibi görünen serinin son filminde elbette Alice yine ölümcül salgının sebebini aramaya devam ediyor ve tüm cevaplar Umbrella şirketine çıkıyor. Afişite her zaman olduğu gibi kıyamete vurgu yapılmakta... İzlemek içinse 14 Eylül'ü beklemek gerekiyor...
Yeni Şarkı: Jack White "Love Interruption"
White Stripes'tan tanıdığımız Jack White, ilk solo albümünün müjdesini single'la verdi.
Blunderbuss adını taşıyacak albüm 24 Nisan'da yayınlanacak. İlk single "Love Interruption"un yayınlanma tarihi ise 7 Şubat olarak açıklandı.
Blunderbuss adını taşıyacak albüm 24 Nisan'da yayınlanacak. İlk single "Love Interruption"un yayınlanma tarihi ise 7 Şubat olarak açıklandı.
Yeni Şarkı: The Flaming Lips "Now I Understand"
The Flaming Lips albüm çıkarmayalı üç yıl oluyor ama şarkı yayınlamayı sürdürüyor... 2011'i single ve E.P. yayınlayarak yoğun geçiren grup, bu yılda hız kesmiyor...
Yeni şarkı "Now I Understand"de gruba Erykah Badu, Siri ve Biz Markie eşlik ediyor...
Teaser: True Blood [Sezon 5]
Yaz döneminin fenomen dizisi True Blood’un beşinci
sezonuna dair ilk teaser video yayınlandı. Yaz ayına dek sürecek tanıtım
çalışmaları da resmen başlamış oldu.
35 saniyelik video, herhangi bir yeni görüntü
içermiyor ama merakla yeni sezonu bekleyen hayranlarına mesaj veriyor. Buried
adını taşıyan video “In Bon Temps, nothing stays buried forever” (Bon Temps'de
hiç bir şey sonsuza dek gömülü kalmaz) mesajı ile Russell Edgington'un dönüşüne
atıfta bulunuluyor.
Bazı karakterlerin dönüş yapacağı yeni sezonda birçok
yeni karakterde yer alıyor. Henüz resmi tarih açıklanmayan beşinci sezon 12
bölümden oluşacak…
Fragman: Game Of Thrones [Sezon 2]
Geçtiğimiz sezonun en çok konuşulan dizisi Game Of
Thrones için geri dönüş hazırlıkları artık tamamlanıyor… İkinci sezonun geri
sayımı tanıtım fragmanlarıyla resmen başladı…
HBO’dan gelen bir dakikalık video, dün gece
yayınlandı. Teaser video “Shadow (You Win or You Die)” adını taşıyor.
Sibel Kekilli’nin yer almasıyla ülkemizde duymayanın
kalmadığı dizinin ikinci sezonu 1 Nisan Pazar akşamı başlayacak… İlk sezon
olduğu gibi 10 bölümden oluşacak.
İlk Kare: Savages
Yaz aylarında duyurduğumuz Oliver Stone’un uyuşturucu
karteli gerilimi “Savages”ten ilk kare yayınlandı.
Stone’un hem yazıp hem de yönettiği film, kadro
seçimleri sırasında oyuncuların görüşlerini alıp, projeye bakışlarını dinlemesi
ile öne çıkmıştı. İlginçtir görüşlerini aldığını söylediğimiz isimlerden sadece
Benicio Del Toro kadroda yer alırken, Blake Lively, John Travolta, Uma Thurman
ve Salma Hayek ona eşlik edecek isimler…
Meksikalı uyuşturucu kartelleri tarafından kız
arkadaşları kaçırılan iki adamın intikamı hikayesi 28 Eylül’de gösterime
girecek.
Artık Genç Bir Film Festivali Var!
Dünyanın farklı ülkelerinde yaşları 13-19 arasında değişen yönetmenler tarafından çekilen kısa filmler İstanbul'a geliyor! Türkiye Yardım Sevenler Derneği Kağıthane Şubesi tarafından düzenlenen Teen International Shorts Festival (TISFEST) 7-10 Şubat'ta, birbirinden özel filmleri Pera Müzesi’nde seyirciyle buluşturuyor.
TISFEST'in yan etkinliği olarak düzenlenecek olan masterclasslar, Robert Kolej’de ve yine Pera Müzesi’nde katılımcılarını bekliyor olacak. Bu kısa film eğitimlerinde Ümit Ünal, Selim Demirdelen, Ceylan Özçelik “Kısa Filmcilere Tavsiyeler: Kısa Film Çekilirken Yapılmaması Gerekenler” hakkında sinema meraklılarıyla konuşacak, Selim Evci ise film okuma atölyesi düzenleyecek.
Festival kapsamında, dünyanın pek çok ülkesindeki durumu gençlerin gözünden yansıtan filmlerin yanısıra, her alandaki insan hakları ihlallerinin muhtelif örneklerini ele alan, bu konuda verilen mücadeleleri anlatan filmler de seyirciyle buluşacak.
Festival programında, Cafer Panahi, Hüseyin Karabey ve İdris Ouédraogo’nun da içinde yer aldığı Birleşmiş Miletler ve Avrupa Konseyi’nin destekleriyle çekilen “O ZAMAN VE ŞİMDİ, 2010'DA SINIRLARIN VE FARKLILIKLARIN ÖTESİNDE” (Then And Now: Beyond Borders And Differences), SİYAD En İyi Belgesel Ödülü dahil birçok festivalden ödülle dönen ve İstanbul’un dinamiklerini, neo-liberal kentleşmesini sorgulayan EKÜMENOPOLİS ve Altın Palmiyeli yönetmen Apichatpong Weerasethakul’un ve ödüllü yönetmenler Pablo Trapero, Jasmila Zbanic’in de kısa filmlerinin yer aldığı STORIES ON HUMAN RIGHTS (İnsan Hakları Üzerine Hikayeler) gibi birbirinden çarpıcı filmler yer alıyor.
Festivalde Uluslararası Hrant Dink Vakfı tarafından yürütülen Vicdan Filmleri projesinin 2010 yılı seçkisi, Türkiye’nin ilk liselerarası kısa film yarışmasını düzenleyen İstanbul Erkek Lisesi’ne gelen 700 kadar filmden yapılan kısa film seçkisi ve Galatasaray Üniversitesi’nin düzenlediği Sinepark Film Festivali’nin ödüllü filmleri seyircilerle buluşacak. Ayrıca Kultur&Art Initiative tarafından düzenlenen International Short Film Festival Detmold’e gelen 3500 kadar kısa film arasından seçilen filmlerin ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen Get Your Own Picture projesi kapsamında 13-26 yaş arası Türk, Alman ve İspanyol gençler tarafından çekilen filmlerin özel gösterimleri yapılacak.
10 Şubat akşamındaysa TISFEST Kısa Film Yarışması’na katılan 7 ülkeden 26’sı yabancı toplam 93 kısa film arasından Mert Fırat, Feza Çaldıran, Thomas Balkenhol, Beste Bereket, Jannicke Systad Jacobsen, Scott Hillier, Berke Göl, Thomas Woschitz ve Bennu Yıldırımlar tarafından belirlenen TISFEST’in en iyileri ödüllendirilecek. Büyük ödülün 1000 Euro olduğu yarışmanın final gecesinde genç yönetmenler, ödüllerini sinemanın ustalarının elinden alacak.
Türkiye Yardım Sevenler Derneği Kağıthane Şubesi desteğiyle gerçekleşen festivalin gösterim ve etkinlikleri herkese açık ve ücretsiz olarak 7-10 Şubat 2012 tarihleri arasında Pera Müzesi ve Robert Kolej’de yer alacak.
Festival Programına buradan ulaşabilirsiniz...
Strahovski : “Chuck Film Olursa Hazırım”
Bu akşam yayınlanacak iki bölümle ekranlara veda
edecek olan dizi Chuck hakkında açıklamalar gelmeye devam ediyor. Final
bölümlerine basın elemanlarının davetiyle başlayan süreç, bolca röportaj ve
haber getirirken finalin hayranları tatmin edeceğinin altı sıklıkla çizilmişti.
Bu açıklamaların dışında en önemli detay ise Yvonne Strahovski’den geldi. Güzel
oyuncu muhtemel bir film projesinde rol almak için hazır olduğunu belirtti.
Uzun soluklu dizide anlatılan bolca hikayeye rağmen,
her daim anlatılacak yeni hikayeler olduğunu vurgulayan Strahovski, “Eğer film
projesi fikri ortaya çıkarsa oyuncu kadrosunun tümü olmasa bile büyük bir kısmı
bu yapımın kadrosunda yer alacaktır'' dedi.
2007’de başlayan dizinin 5 yıl süren macerasında Sarah
Walker olarak izlediğimiz oyuncu, ekibin birbirine bağlı olduğunun altını
çizerek ''Birbirimizi seviyoruz. Günde 15 saatten fazla çalıştığımız zamanlarda
bile çok iyi vakit geçirdik. Hep birlikte fanlarımızla birlikte geçrek bir
topluluk olduk.Bu yüzden ortaya çıkacak bir film projesinde hepimizin orada
olmak isteyeceğini düşünüyorum'' dedi.
Bu akşam iki saatlik özel bölümle ekranlara veda
edecek dizinin, duygusal bir final yaşatacağı, fanları ağlatacağı ve onlara
gerçek anlamda saygı duruşunda bulunacağı açıklamalarını da bir kez daha
hatırlatalım.
84. Oscar'lara Bakış : Ver Bir Oscar, Yağsız Yerinden Olsun!
Bildiğiniz üzere Oscar adayları açıklandı… 26 Şubat
akşamına kadar konuşacak bolca malzememiz oldu… O güne dek tahminler de havada
uçuşacak… Ben tahminleri şimdiden yapıp kurtulayım… Bilen bilir sinemadaki
ödülleri hiç önemsemem, altın protakal’dan oscar’a dek… O yüzden blogda da ödül
haberlerine dair yazıları ve haberleri her daim görmezden geliyorum… Yine de
fikir beyan etmeden geçmeyeyim bari diyerek başlayalım…
Çok fazla süprizin olmadığı bir adaylık listesi var
önümüzde… Belirsizlik bozuldu ve 9 en iyi film adayı belirlendi. Ve içlerinde
daha önce gördüğümüz gibi animasyon yer almıyor. “Extremely Loud and Incredibly
Close”un adaylığı sürpriz olurken aynı zamanda saçma da… Yerine “Shame”
bekliyorduk… Drive’ın da oscar yüryüşü öncesinde bolca ödül almasına rağmen tek
adaylık alabilmesi ilginç detaylardan.
Tilda Swinton ve Michael Fassbender’in adaylığı es
geçilmiş görünüyor. Rooney Mara ve Demián Bichir’in adaylığı bu anlamda sürpriz
oldu demek mümkün. Yine Albert Brooks’u beklerken Max von Sydow’u görmek hayli
ilginç oldu.
Cars 2 ve Tenten’in aday olmaması ile Margin Call’ın
adaylığı yerinde hareketler olarak öne çıkıyor… Gelelim adaylar ve yorumlara...
En İyi Film:
The Artist
The Descendants
Extremely Loud and Incredibly Close
The Help
Hugo
Midnight in Paris
Moneyball
The Tree of Life
War Horse
Öncelikle “War Horse”un adaylığı son derece gereksiz…
Bir atın sahibine dönmesini olay yapmanın ne alemi var anlamış değilim… Tahmin
falan yapmaya gerek görmediğim dal, “The Artist” ödülü kapmalı… Sinema sevgimiz
için, 2011’de bize yepyeni bir sessiz film armağan ettiği için… Hugo’da benzer
yere denk geldi ama Scorsese duruma alışık zaten…
En İyi Erkek Oyuncu:
Demián Bichir (A Better Life)
George Clooney (The Descendants)
Jean Dujardin (The Artist)
Gary Oldman (Tinker Tailor Soldier Spy)
Brad Pitt (Moneyball)
Aslında en çok düşünülecek dal… Demián Bichir almalı,
filmi omuzlarında taşıdığı için… Clooney tamam iyi oynamış ama, aldı zaten…
Gary Oldman almalı, onca sene görmezden gelinip ilk kez aday olabildiği için… Ama
en önemlisi Jean Dujardin almalı ve alacak zaten…
En İyi Kadın Oyuncu:
Glenn Close (Albert Nobbs)
Viola Davis (The Help)
Rooney Mara (The Girl with the Dragon Tattoo)
Meryl Streep (The Iron Lady)
Michelle Williams (My Week with Marilyn)
En hesaplı kitaplı dal olarak görüyorum… Close, Streep
zaten filmlere sırf oscar için asılmışlar, daha proje aşamasında ellerini
ovuşturmuşlardır… Ki bu durum bana iğrenç geliyor, aynı şekilde Monroe olmanın
da faturası oscar’a çıkmamalı… Mara’nın adaylığı da yeniden çevrime bir küçük
el vermek gibi sanki… Son derece gereksiz bir filme ödül vermek de aynı oranda
gereksiz… Dolayısıyla tüm bu hesabın kitabın dışında sessiz sedasız gelen,
sıcak ve samimi bir filme ve oyunculuğa, yani Viola Davis’e gitmeli ödül…
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu:
Kenneth Branagh (My Week with Marilyn)
Jonah Hill (Moneyball)
Nick Nolte (Warrior)
Christopher Plummer (Beginners)
Max von Sydow (Extremely Loud and Incredibly Close)
Akademinin tuhaflığı işte tamda bu dalda gösteriyor
kendini… Her yaştan oyuncu mevcut… Von Sydow sürpriz oldu ama artık 82 yaşında,
ölmeden verelim bir ödül denebilir. Hill döktürmüş ama komedyene bu dalda ödül
vermek pek akademi tarzı olmadığına göre…
Ödülün Plummer ile Nolte arasında kalacağını düşünüyorum… Kazanan da
Plummer olmalı, senenin en iyi bağımsız filmi olduğu için…
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:
Bérénice Bejo (The Artist)
Jessica Chastain (The Help)
Melissa McCarthy (Bridesmaids)
Janet McTeer (Albert Nobbs)
Octavia Spencer (The Help)
Kuşkusuz Bejo ile Spencer arasında geçecek… Tabii eğer
akademi popülist davranmazsa… McCarthy’nin şansı içlerinde en iyi gişe yapan
filmden gelmesi… Ama Octavia Spencer’ın performansı yılın en iyisiydi
kesinlikle… Ödülde onun olacaktır…
En İyi Yönetmen:
Michel Hazanavicius (The Artist)
Alexander Payne (The Descendants)
Martin Scorsese (Hugo)
Woody Allen (Midnight in Paris)
Terrence Malick (The Tree of Life)
Oscar demek filmden öte, yaratıcılık anlamına da
geliyorsa ödül hiç düşünmeden Hazanavicius’a gitmeli… Ama Hugo’nun da aynı yıla
denk gelmesi akademiyi bölebilir… Filmi Artist’e verdik, yönetmeni de Hugo’ya
verelim ne şiş yansın ne kebap diyebilirler… Malick, Allen ve Payne adaylıkla
yetinecektir zaten… Ben The Artist’in silip süpüreceğini düşünenlerdenim
şahsen, ödülün gideceği ellerin sahibi de Hazanavicius olmalı…
En İyi Özgün Senaryo:
Michel Hazanavicius (The Artist)
Annie Mumolo & Kristen Wiig (Bridesmaids)
J.C. Chandor (Margin Call)
Woody Allen (Midnight in Paris)
Asghar Farhadi (A Separation)
En ilginç dallardan biri… Bridesmaids bir yanda, Allen
bir yanda diğerleri bir yanda… Hiç olmazsa bunu verelim denebilir ama senenin
en önemli çıkışlarından birini yapan Margin Call alacaktır ödülü… Bana kalsa The
Artist’in olmalı…
En İyi Uyarlama Senaryo:
Alexander Payne ve Nat Faxon & Jim Rash (The
Descendants)
John Logan (Hugo)
George Clooney & Grant Heslov ve Beau Willimon
(The Ides of March)
Steven Zaillian ve Aaron Sorkin & Stan Chervin
(Moneyball)
Bridget o’Connor & Peter Straughan (Tinker Tailor
Soldier Spy)
Uyarlama senaryo kuşkusuz Hugo ile Moneyball arasında
geçecek ama bunca adaylıktan boş dönmemesi için Descedants’a gider ödül…
En İyi Görüntü Yönetmeni:
Guillaume Schiffman (The Artist)
Jeff Cronenweth (The Girl with the Dragon Tattoo)
Robert Richardson (Hugo)
Emmanuel Lubezki (The Tree of Life)
Janusz Kaminski (War Horse)
Hiç düşünmeye gerek yok Lubezki…
En İyi Kurgu:
Anne-Sophie Bion ve Michel Hazanavicius (The Artist)
Kevin Tent (The Descendants)
Kirk Baxter ve Angus Wall (The Girl with the Dragon
Tattoo)
Thelma Schoonmaker (Hugo)
Christopher Tellefsen (Moneyball)
Bir Hugo – The Artist kapışması daha… The Artist kapmalı…
En İyi Sanat Yönetmeni:
Laurence Bennett ve Robert Gould (The Artist)
Stuart Craig ve Stephenie McMillan (Harry Potter and
the Deathly Hallows: Part II)
Dante Ferretti ve Francesca Lo Schiavo (Hugo)
Anne Seibel ve Hélène Dubreuil (Midnight in Paris)
Rick Carter ve Lee Sandales (War Horse)
Onca Harry Potter filminden sonra, onca gişe, o kadar
gelir, o kadar çok hayran derken sinemaya can vermiş deyip seriye bir oscar’ı
çok görmeyecekler gibi… Yoksa aday olurmuydu, yada olmalımıydı… Kim almalı
denirse, Hugo derim…
En İyi Kostüm:
Lisy Christl (Anonymous)
Mark Bridges (The Artist)
Sandy Powell (Hugo)
Michael o’Connor (Jane Eyre)
Arianne Phillips (W.E.)
Yıllardır değişmez, bu ödülleri tarihi filmler kapar,
Jane Eyre de tarihin tekerrürü olur…
En İyi Makyaj:
Martial Corneville, Lynn Johnston ve Matthew W. Mungle
(Albert Nobbs)
Nick Dudman, Amanda Knight ve Lisa Tomblin (Harry
Potter and the Deathly Hallows: Part II)
Mark Coulier ve J. Roy Helland (The Iron Lady)
Üç aday da haketmiş görünse de, Albert Nobbs…
En İyi Müzik:
John Williams (The Adventures of Tintin)
Ludovic Bource (The Artist)
Howard Shore (Hugo)
Alberto Iglesias (Tinker Tailor Soldier Spy)
John Williams (War Horse)
Ben olsam Drive’a verirdim ama aday bile olamamış…
Williams’a 42. adaylığını vermişler onun yerine… Hemde gereksiz bir filmden…
Bource alsın, sessiz filme can vererek çoktan haketmiş durumda zaten…
En İyi Şarkı:
“Man or Muppet” Söz-Müzik: Bret McKenzie (The Muppets)
“Real in Rio” Söz: Siedah Garrett Müzik: Sergio Mendes
ve Carlinhos Brown (Rio)
Sadece iki şarkı olması kısırlığı mı gösteriyor demek
lazım… Ama “Flight of the Conchords” dolayısıyla McKenzie candır, bir oscarı
olmalıdır…
En İyi Ses Miksajı:
David Parker, Michael Semanick, Ren Klyce ve Bo
Persson (The Girl with the Dragon Tattoo)
Tom Fleischman ve John Midgley (Hugo)
Deb Adair, Ron Bochar, Dave Giammarco ve Ed Novick
(Moneyball)
Greg P. Russell, Gary Summers, Jeffrey J. Haboush ve
Peter J. Devlin (Transformers: D.o.t.M)
Gary Rydstrom, Andy Nelson, Tom Johnson ve Stuart
Wilson (War Horse)
Elbette Transformers alır gider… Zaten onun için aday
değil mi?
En İyi Ses Kurgusu:
Lon Bender ve Victor Ray Ennis (Drive)
Ren Klyce (The Girl with the Dragon Tattoo)
Philip Stockton ve Eugene Gearty (Hugo)
Ethan Van der Ryn ve Erik Aadahl (Transformers: D.o.t.M.)
Richard Hymns ve Gary Rydstrom (War Horse)
Drive alsın derim ama, Transformes alır korkarım…
En İyi Görsel Efekt:
Tim Burke, David Vickery, Greg Butler ve John
Richardson (Harry Potter and the D. H.: Part II)
Rob Legato, Joss Williams, Ben Grossman ve Alex
Henning (Hugo)
Erik Nash, John Rosengrant, Dan Taylor ve Swen
Gillberg (Real Steel)
Joe Letteri, Dan Lemmon, R. Christopher White ve
Daniel Barrett (Rise of the Planet of the Apes)
Scott Farrar, Scott Benza, Matthew Butler ve John
Frazier (Transformers: Dark of the Moon)
Bu dalda maymuna dönmeye gerek yok, onların gezegeni
var azizim…
En İyi Animasyon (Uzun):
A Cat in Paris
Chico & Rita
Kung Fu Panda 2
Puss in Boots
Rango
Bana kalsa kedidir kedi derim veririm A Cat in Paris’e…
Miyavlarım üstüne de… Ama hayat işte Rango alır, popülarite kazanır…
Yabancı Dilde En İyi Film:
Bullhead (Belçika)
Footnote (İsrail)
In Darkness (Polonya)
Monsieur Lazhar (Kanada)
A Separation (İran)
Kuşkusuz senenin en iyi filmi A Seperation alır… Hiç
yabancılıkta çekmez…
En iyi Belgesel (Uzun):
Hell and Back Again
If a Tree Falls: A Story of the Earth Liberation Front
Paradise Lost 3: Purgatory
Pina
Undefeated
Wenders’e gitmeli aslında… Ama diğerlerini izlemeden
tahmin yapmak zor, Pina’ya hayran olduğumdan, yabancıya gitmesin derim…
En İyi Belgesel (Kısa):
The Barber of Birmingham: Foot Soldier of the Civil
Rights Movement
God is the Bigger Elvis
Incident in New Baghdad
Saving Face
The Tsunami and the Cherry Blossom
En İyi Animasyon (Kısa):
Dimanche / Sunday
The Fantastic Flying Books of Mr. Morris Lessmore
La Luna
A Morning Stroll
Wild Life
En İyi Kısa Film:
Pentecost
Raju; Max Zähle ve Stefan Gieren
The Shore; Terry George ve Oorlagh George
Time Freak; Andrew Bowler ve Gigi Causey
Tuba Atlantic
Ey sevgili okur, bu kadar okudun, elbet vardır bir fikrin, tahminin... Mahrum etme fikrini, alıkoyma yorum yazmaktan kendini...
Theodoros Angelopoulos : Sonsuzluk ve Birgün... tamda o gün bugün...
2000 yazıydı… İkinci gerçekleşmeyen tüm festivaller
gibi 1. Avrupa Filmleri Festivali söz konusuydu Mersin’de… Önemli
festivallerden sonra vizyonunu sadece üç büyükşehirde görebilmiş filmler, evde
kalmış kızlar gibi gelmişti Akdeniz’in az sinemalı ve seçeneksiz şehrine… O
filmlerden biri diğer festivallerde denk gelemediğim merakla beklediğim “Eternity
and a Day”di… Sonsuzluk ve Birgün, nihayet karşımdaydı… Düz koltuklar, eski
usul salon tamda yönetmenin sevdiği havada tarihi bir sinemada… Filmin
bitişiyle kendimi hemen müzikmarkete atmış, filmin soundtrack’ini almıştım…
Filme bayıldığımı söylememe gerek yok sanırım…
Ev sineması, divx’i de korsanı da arasına katarak
büyüyünce arşivimede dahil oldu Angelopoulos sineması… 2006’da blog oluşurken
adres almak yetmeyince, ona koştum… Gazeteye köşe yazmam söz konusu olduğunda
da ona, sinemalife’taki köşe yazılarımda da… “Ulis’in Bakışı”nda geçen “Kayıp
Bakışlar Koleksiyoncusu” cümlesi evrildi her daim, gözden kaçan filmleri
anlatırken “Kayıp Bakışlar” oldu, blog sinemayla sınırlı kalmadığında bakışlar
gitti paylaşımlar geldi… Sevdiğim, dönüp baktığım ustaydı kısacası Angelopoulos…
Film çekimleri sırasında, motorsiklet çarpmasıyla
yitip gitmesi kötü finalli bir film gibi oldu… Neyse ki her sinema üstadı gibi
ölümsüzlüğüne adım attı, sonsuzluğuna…
Sonsuzluk ve birgün… Tamda o gün bugün…
!f İstanbul 2012 Programı Açıklandı
Tahrir’den Occupy’a kadar dünyayı çalkalayan sokak hareketlerinin damgasını vurduğu bir yılın ardından 11. si yapılacak olan !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali de seyircisini ‘Hareket’e davet ediyor! Yılın en çok konuşulan ödüllü bağımsız filmleri ve yönetmenlerini izleyiciler ile buluşturacak olan festival, her zamanki gibi ilginç konukları, renkli partileri ve eylem-odaklı atölye çalışmaları ile dolu bir program sunuyor. Üstelik filmler bu yıl İstanbul ve Ankara’nın ardından İzmir’e de gidiyor!
The Descendants, Take Shelter ve Bellflower gibi yılın en çok konuşulan bol ödüllü filmleri Hit Filmler bölümünde Digitürk işbirliğinde yerini aldı. 2012 senesine özel yeni bölümleri arasında NTV işbirliğinde People Power/Arka Bahçe, CNBC-e ortaklığında e-şıkkı ve Turkcell Profesyoneller Kulübü’nun sunduğu Yol bölümü var. !f İstanbul klasiklerinden olan Fantastik Filmler ise gnctrkcll ortaklığında.
!f İstanbul’un bu seneki sürprizlerinden biri ise müzik filmleri, partileri ve etkinliklerini Adidas Originals ana sponsorluğunda !f Music başlığı altında toplaması ve ünlü İngiliz besteci Micheal Nyman gibi konukların da katılımıyla genişletmesi.
Festival 16-26 Şubat tarihleri arasında AFM Fitaş Beyoğlu, Maçka G-Mall, AFM İstinye Park ve AFM Caddebostan Budak, 1-4 Mart tarihlerinde Ankara CEPA’da, 2-4 Mart tarihlerinde İzmir Balçova KİPA’da gerçekleşecek.
Festivalin biletleri 3 Şubat’ta Mybilet’ten indirimli ön satışa çıkıyor.
13 Ocak’tan itibaren satışa çıkacak sınırlı sayıdaki G!ft Card ile hafta içi gündüz seanslarına 10 bilet ve 1 gece yarısı seansı bileti 40 TL olacak.
Festival ile ilgili tüm gelişmeler www.ifistanbul.com adresinden takip edilebilir.
İşte 2012 festivalinden bazı ana başlıklar:
Sundance Yine !f İstanbul’u Global Merkezlerinden Biri Seçti
Robert Redford’un bağımsız filmlere ve yönetmenlere bir yuva olarak yarattığı Sundance Enstitüsü !f İstanbul ile olan ortaklığının 2. senesinde yine Sundance Lab’in senaryo yazım eğitimlerini, taze Sundance filmlerinden bazıları ile birlikte !f İstanbul’a getiriyor.
Ünlü Mısırlı Aktivist ve Oyuncu Khaled Abdol Naga Keşif Jürisinde
Festivalin uluslararası yarışması Keş!f yine genç yönetmenlerin ilham veren filmlerinden oluşan bir seçki ve bu senenin jüri üyeleri Yeşim Ustaoğlu, Andrea Picard, Mark Adams, Jonathan Cauoette, Khaled Abdol Naga ile cesaret ve yenilik dolu filmlerle İstanbul’da olacak. Bağımsız sinemanın yeni yeteneklerini, sinemanın ustalarıyla bir araya getiren !f İstanbul festivalin son hafta sonunda dünyanın farklı yerlerinden genç sinemacıları ve sinema duayeni ustaları buluşturuyor.
Jacques Nolot İstanbul’da! Fransız L’ACID 20. Yılını !f İstanbul ile Kutluyor
Bağımsız sinemanın Paris merkezli kuruluşu L’ACID 20. yılını kutlarken gözden kaçmış modern klasiklerden ve yeni yapımlardan oluşan bir seçkiyi !f İstanbul ortaklığında festival kapsamında bağımsız sinema severlere ulaştıracak.
Seçkide yer alan filmler bol ödüllü Blissfully Yours (Apichatpong Weerasethakul), aykırı İsrailli yönetmen Avi Mograbi’den Avenge But One of My Two Eyes, Locarno'da Gümüş Leopar ödüllü Curling (Denis Côté) ve Cannes En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ödüllü L’humanite (Bruno Dumont).
Program kapsamında ayrıca ünlü oyuncu Jacques Nolot, Avant Que J’oublie adlı meşhur filmini sunmak üzere İstanbul’da olacak.
İlk kez verilecek Yeni bir Dünya için Sinema ödülünü almak üzere Rupert Everett !f istanbul'da!
Ünlü İngiliz oyuncu hem Zenne filminin özel bir gösterimini sunacak, hem de festivalin Yeni bir Dünya İçin Sinema ödülünün ilk sahibi olacak.
Gey olduğunu açıklayıp Hollywood'da başarılı bir oyunculuk kariyerine imza atan ilk oyuncu olarak bilinen Everett bu anlamda eşcinsellerin görünürlüğü için verilen mücadelede özel bir yere sahip.
!f'in verdiği ödül, Everett'ın 'herkesin korkusuzca kendisi olabileceği bir dünyaya sinema yoluyla yaptığı katkılar' için 26 Şubat'ta özel bir tören ile verilecek.
AHMET YILDIZ'IN DAVASINI YAKINDAN TAKIP ETTI
Everett, Lord Byron hakkında televizyon için çekilen bir belgesel nedeniyle Türkiye'de bulunduğu sıralarda Ahmet Yıldız'ın babası tarafından gey olduğu için öldürüldüğünü öğrendi. Zenne filmine konu olan bu cinayet hakkında 'Türkiye'de eşcinsel olarak yaşamanın kolay olduğunu sanmıyorum' demişti o sırada. Olaydan 5 yıl sonra, Everett bu kez Zenne filminin özel bir gösterimini sunmak üzere İstanbul'a geliyor.
Ünlü oyuncu Rupert Everett ilk kez 1981 yılında Another Country filmindeki öğrenci rolüyle tanındı. Dokuz sene sonra, Paris'te bir röportajda gey olduğunu açıkladı ve o günden beri eşcinsel hakları ve bu konudaki önyargıları yıkmak için mücadele ediyor.
Everett'ın bir oyuncu olarak ünlenmesi 90larda The Madness of King George, Robert Altman'ın Ready to Wear gibi filmlerin ardından Julia Roberts ile birlikte oynadığı My Best Friend's Wedding ile oldu. Ardından John Schlesinger'ın The Next Best Thing ve Oskar ödüllü Shakespeare in Love gibi filmlerde oynadı.
Everett'ın Türkiye ziyareti British Council tarafından destekleniyor.
Dünyanın Büyük Festivallerinden Topladıkları Ödüllerle !f’e Gelen Hit Filmler
Her sene olduğu gibi bu sene de Toronto, Venedik, Cannes, Sundance, Independent Spirit, Golden Globe ödüllü ve festival gezgini filmler Digitürk işbirliği ile !f İstanbul programında yerini aldı.
Alexander Payne’in senenin en çok konuşulan ödül rekortmeni filmi The Descendants / Senden Bana Kalan, Jeff Nichols yönetmenliğindeki Cannes dahil 10 ödüllü Take Shelter / Sığınak, Evan Glodell’in mucize yönetmen olarak tanınmasını sağlayan Bellflower / Arıza Aşk, Jonathan Levine ve Seth Rogen’ı gerçek bir kanser hikayesinin komediyle karışık dram uyarlamasında bir araya getiren 50/50 / Şansa Bak Hit Filmler’den sadece bazıları. Michelle Williams’ın iki aşk arasında kaldığı Take This Waltz / Bu Dans Senin , tarihimizin en radikal çevreci grubunun hikayesini anlatan If A Tree Falls: A Story Of The Earth Liberation Front / Eğer Bir Ağaç Devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesi’nin Hikayesi , 60’ların ve Ken Kesey ile Marry Pranksters’ın ruhunu orjinal görüntülerle belgeselleyen Magic Trip / Sihirli Yolculuk , Todd Solondz’un Venedik, Locarno ve Toronto’dan ödülle gelen yeni filmi Dark Horse / Kara At, Sundance, SXSW ve Locarno gezgini Azazel Jacobs filmi Terri / Terri de Hit Filmler arasında.
11. Senenin Yeni Bölümleri – Dünyaya Kapalı Kalamazdık
Bu sene Mısır’dan Amerika’ya uzanan hareketlenmeler ve yeni bir dünya düzeni isteyen insanların eylemleriyle geçti. Bu hareketlerden esinlenen NTV işbirliğindeki People Power / Arka Bahçe bölümünün ön plandaki filmleri arasında Tahrir 2011: The Good, The Bad And The Politician ve Pockets of Resistance var. Bölümün yönetmenleri de konuklarımız arasında olacak.
Diğer yeni bölümümüz e-xperiments / e-şıkkı, sınırların muğlaklaştığı, tabuların ortadan kalktığı denemeye korkmayan karakterlerin hikayelerini perdeye taşıyor. CNBC-e işbirliğindeki bölümün ön plana çıkan filmleri arasında 17 Girls / 17 Kız, People I Could Have Been And Maybe Am / Olabileceğim Belki De Olduğum İnsanlar, Empire North / Empire North var.
Bir başka yeni bölüm olan Turkcell Profesyoneller Kulübü işbirliğindeki The Trip / Yol bölümündeki filmler sadece uzaklara yapılan yolculukların değil, aynı zamanda insanın kendi içinde ve kafasında yaptığı yolculukların da filmleri. Çok ses getiren Tarnation filminin yönetmeni Jonathan Cauoette’in son filmi Walk Away Renee ve Radiohead’in Meeting People is Easy ve Joy Division filmlerinin ünlü yönetmeni Grant Gee’nin son filmi Patience After Sebald / Sabır (Sebald’in İzinde), bu bölümde.
SALT Beyoğlu Açık Sinema’da Ücretsiz Sinema ve Konuşmalar
Sinefilleri sinema salonlarından çıkartıp buluşturan !f İstanbul’un 2012’deki etkinlik merkezi SALT. Festival süresince ücretsiz film gösterimleri ve konuşmalar burada gerçekleşecek.
Radiohead ve Joy Division Filmlerinin Yönetmeni Grant Gee Anlatıyor
Radiohead ve Joy Division gibi gruplar hakkındaki ödüllü belgesellerinden tanıdığımız yönetmen Grant Gee tarafından çekilen Sabır (Sebald’in İzinde) filminde Sebald’ın bir yayıncısı, yazarın İngiltere kıyısında yaptığı bir yürüşün etrafında anı, kurgu, sanat, tarih, bellek arasında dolanan belki de en tanınmış kitabı Satürn’ün Halkaları’nı nasıl sınıflandıracağını bilemediğini anlatıyor. Kitap roman mıdır, düzyazı mı, seyahatname mi, yoksa tarih mi? Emre Ayvaz’ın Gee ile uyarlama üzerine yapacağı sohbeti kaçırmayın!
Ünlü Besteci Michael Nyman İle Buluşmak
Piyano, The End of the Affair, Gattaca ve Peter Greenaway filmlerine yaptığı bestelerle sayısız ödül kazanan besteci Michael Nyman ilk filmi Kameralı Nyman'ı festivalde sunduktan sonra, !f Music kapsamında sesle görüntü arasındaki ilişkiyi keşfettiği bir konuşma yapıp, kısa filmlerinden parçalar gösterecek. British Council desteği ile konuk olan müzisyen ve yönetmen Nyman, birçok festivalde ödül almış filmlerin bestecisi olarak edindiği deneyimleri aktaracak.
!f İstanbul Yeni Bir Mini-Festivalle Geliyor – !f Music
2012 senesinde 16-26 Şubat tarihlerinde gerçekleşecek 11. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali yeni bir sürprizle geliyor. adidas Originals ana sponsorluğundaki mini-festival !f Music, müziğin tüm yansımalarını bir araya getiriyor. !f Music ile müzik filmleri, müziğin mutfağından etkinlikler ve partiler bir arada !f İstanbul’da.
!f Music filmleri, Chemical Brothers’dan Devendra Banhart’a, Courtney Love Curt Cobain ilişkisinden erkek egemen müzik dünyasında kadın olmayı anlatan Patty Schemel’e, Le Tigre’ye ve Japonya’nın mistik seslerine uzanıyor. !f Music Partileri’nde, Kate Simko Nisan 2011’de Berlin’de yarattığı çığır açan canlı ‘A/V’ şovu ile !f Music Açılış Partisi’nde Ghetto’da! 3 mekana birden yayılacak olan Gökkuşağı Partisi’nde ana sahnede Nomi Ruiz (Jessica 6) DJ setinin ardından sürpriz bir PA performansı da yapacak.
!f Music’in ilk sürprizi Chemical Brothers’ın filmi Don’t Think’in dünyanın sayılı şehirlerinde eş zamanlı yapılacak olan gösterimine İstanbul’u da eklemek oldu. 26 Ocak gecesi seçilmiş 26 şehirde yapılacak eşzamanlı gösterimin bir ayağı da İstanbul’da gerçekleşecek. Tüm dünyada sayılı insanın parçası olabileceği bu canlı sinema olayı adidas Originals ana sponsorluğundaki !f Music kapsamında!
!f Music Partileri
!f İstanbul’un adidas Originals
ana sponsorluğundaki ve Tuborg ortaklığındaki yeni festivali !f Music sadece Sesli Yaşam filmleri ve müzik etkinlikleri ile değil partileriyle de çok konuşulacak.
!f Music Açılış Partisi / !f Istanbul Opening Party
18 Şubat Cumartesi
Feat. Kate Simko (US) Live + DJ Set
Warm up- Close up : Dearhead
Visuals by Jeffrey Weeter
Jeffrey Weeter’ın gerçek zamanlı video kurgusu ile Kate Simko’nun canlı performansı birleşiyor ve ‘Canlı Sinema’ adını verdikleri 2011 şovu İstanbul’lu müzikseverlerle buluşuyor. Kendine özgü canlı bir sinematik deneyime dönüşecek performans daha önce Asya, Avrupa ve Amerika’da Fabric, Verboten (New York), Culture Box (Kopenhag), Cocoliche (Buenos Aires), Rex Club (Paris) gibi kulüplerde gerçekleşti, şimdi ise !f İstanbul ile ilk defa GHETTO’da ! Gecenin açılışını ve kapanışını Dearhead yapacak.
!f Music Gökkuşağı Partisi / !f Rainbow Party
24 Şubat Cuma
Feat. Jessica 6, Barış K, Dearhead, Mr.Sür, Elif & Duygu
!f İstanbul’un gelenekselleşen, rengârenk partisi yine sevenlerinin gözünü arkada bırakmıyor! Babylon’un ev sahipliğinde gerçekleşecek ve 3 mekana birden yayılacak olan partide ana sahnede DJ setinin ardından sürpriz bir PA performansı da yapacak olan Nomi Ruiz (Jessica 6), ve hemen sonrasında seti devralacak Barış K, Dearhead, Mr. Sür, Elif & Duygu tüm gece ana sahnedeki herkesi dans ettiriyor olacak.
ABC'den Bir Masal Uyarlaması Daha: Beast
Kış sezonunun önemli dizilerinden biri olarak görülen “Once
Upon a Time”ın başarısı üzerine benzer şekilde masal dünyasından evrilen bir
dizi daha yolda…
ABC, 2012-2013 sezonu siparişleri arasına Güzel ve
Çirkin uyarlamasını da ekledi. Pilot
bölüm siparişi ile projenin adı da belli oldu: Beast…
Jeanne-Marie Le Prince de Beaumont'un, genç ve güzel
bir kız ile canavara dönüşmüş bir prensi konu edinen masalı “Beauty and the
Beast” yeniden tasarlanarak fantastik bir halde izleyici karşısına çıkacak.
Kanaldan yapılan açıklamaya göre dizinin hayali bir
dünyada geçeceği, efsanevi ve tehlikeli hikayenin olağan dışı birlikteliğe
odaklanmasını anlatacağı belirtildi. İkilinin arasındaki ilişkiyi keşfetmesini
Jericho ve Human Target’a imza atan Jonathan E.Steinberg yazacak.
Masalla ilgili bir ek bilgiyi de verelim… İlk uyarlama
olmadığı bilinmekte… 80’lerin sonunda Linda Hamilton’lu uyarlama The Cw
tarafından ele alınmış, hatta geçtiğimiz hafta yeniden çevriminin istendiği,
pilot bölüm siparişi verileceği açıklanmıştı.
Spielberg’in Yeni Filmi Belli Oldu
Warner Bros. ve yapımcılar Dan Lin
ile Matti Leshem, Musa destanı olan “Gods and Kings”i geliştirmeye devam ediyor.
Geçen yıl Steven Spielberg’in yöneteceği belirlenen yapım, ünlü yönetmenin pek
çok projeyle ilgilenmesinden dolayı biraz muammada kalsa da, şu anda imzayı
atmaya baya yakın gözüküyor. Gelen haberlere göre Warner Bros.,
Spielberg’in en geç Mart veya Nisan 2013 gibi yönetmen koltuğuna oturtmayı
umuyor.
Fragman : “Brake”
Gabe Torres’in yönettiği “Brake” için ilk fragman online olarak geldi ve oldukça iyi gözüküyor. Stephen Dorff’un, bir otomobil bagajında uyananan gizli ajanı canlandırdığı film, Washington D.C’ye giden bu arabanın bir terör olayı yaratmak için bombalarla dolu olduğunu ve kendisinin de bu planın bir parçası olduğunu fark etmesiyle devam ediyor.
“Brake”in sinemalara geliş tarihi ise, 23 Mart 2012.
“What To Expect When You’re Expecting”den Hamilelik Posterleri
Lionsgate, “What to Expect When You’re Expecting” için yeni posterleri sundu. Beş çiftin hamilelik periyodu boyunca yaşadıklarını konu alan film, Jennifer Lopez, Elizabeth Banks, Cameron Diaz, Brooklyn Decker ve Anna Kendrick’in hamile hallerini resmediyor. Kadrosundaki erkek oyuncuları Chace Crawford, Matthew Morrison, Dennis Quaid, Chris Rock, Rodrigo Santoro, Ben Falcone, Joe Manganiello ve Rob Huebel olan “What to Expect When You’re Expecting”, 12 Mayıs 2012’de gösterime girecek.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)