♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Diziler


Önce kendimle başlayayım. Sinemada izlediğim filmler dışında 2 aydır evde film izleyemiyorum. Sebebi basit. Diziler! Özellikle de iki dizi! Lost ve Heroes!

Aslında bu iki diziyi sürekli takip edince Türk televizyonlarındaki dizilerle kıyaslayınca ne kadar geride olduğumuz geliyor akla.

Şu anda en çok izlenen dizilerin konularına bakın! Ne kadar biz varız içinde. Ne kadar sürüklüyor bizi?

Amacım bizim dizilerimiz kötü demek değil öyle algılanmasın. Yapılan işlere profesyonel gözle de amatör gözle de baksanız sonuç değişmiyor.

Binbir Gece, Sıla ve benzeri şu anın çok izlenenleri ne kadar özgün tartışmaya gerek var mı?

Yurtdışındaki örneklere baksak sonuç felaket oluyor. ‘X Files’ dizisi gibi özgün bir dizimiz olmadı hiç mesela. Oysa bizim kültürümüzde kulaktan kulağa yayılan gizemli öyküler masallar var.

‘The O.C.’ gibi bir gençlik dizimiz yok. Yıllardır gençlik dizisi tutturamadık bir türlü. Yapık ama özgün olamadık. Özel televizyonlarımız yeni daha diyenler çıkacaktır. Bu dizi maceramız da yeni evet ama artık özgün işler çıkması gerekmiyor mu?

Hala ağalık devri devam mı ediyor bu ülkede. Hala bir ağa liseli bir kızla onca kültür farkına rağmen filmlere konu olacak kadar seviyor mu? Karton karakterlerle sadece şive üzerinden yazılan kof diyaloglarla ne kadar gidilebiyor.

Sitcomlarımız bile enteresan. Dünyada 30 dakikayı geçmez ama bizde neredeyse 90 dakikayı buluyor.

Şu anda dünyada fenomen olmuş dizilerin hemen hemen hepsinin süresi aynı. 42 dakika. Bunun daha iyi olduğunu ne zaman anlayacağız. 42 dakikalık dizinin senaristleri daha serbest hale getirdiğini ne zaman kavrayacağız. İzleyici de daha iyi tat bıraktığını ne zaman algılayacağız?

Sözü geçen Lost dizisinin bu kadar popüler olmasının sebepleri belli. Dizinin belli bir ritmi var ve o ritmin kolay kolay bozulmadığını çok net görmek mümkün. Tekrar tekrar aynı şeyleri yapan karakterlerden yoksundur dünya dizileri. Aynı şeyi sürekli göstererek prim yapmazlar.

Bizdeki baş sorunda tekrar zaten. Sürekli aynı laflar. Çok beğenilen Avrupa Yakası dizisinde Gaffur karakterinin çakkıdı dansını kaç bölümde izlediniz? Dünyada kaç bölümde izlerdiniz sizce?

Arabeskçi dizilerinden kurtulduğumuzu düşünüyoruz ama hala arabesk konularla uğraşıyoruz. Ağanın ünlü bir şarkıcı tarafından oynanması halinde arabeskçi dizisi diyebileceğimiz dizileri baş tacı ediyoruz. 150 bin dolara bir gecelik ilişkiye giren kadın komşumuz olsa yüzüne bakmayıp dışlardık ama dizide izleyince arkasında duruyoruz. Bereketli topraklar üzerinde oturuyoruz birçok kültür mirasımız var ama hiçbirini kullanmıyoruz işe bakın.

Dönelim Lost ve Heroes dizilerine. O kadar özgün diziler ki tanımlamak pek mümkün değil iki diziyide. her şeyden bir parça var ve peşinden gitmenizi sağlayan gizem gitgide büyüyor her bölümde. Özellikle Heroes dizisinin yaratıcıları 5 sezonun planını yaptıklarını söylüyor. Bizim hangi dizimizin böyle bir planı var. Rüzgara bırakılmışız! Artık ne yöne eserse şansımıza!


Heroes dizisinin kalabalık oyuncu kadrosu ve birbirine iç içe geçişi sevilen karakterlerin başlarına kötü olaylar gelişi dizinin özelliklerinden.

Lost dizisinde ise adada herkesin karanlık geçmişleri var kimse iyi değil. Herkes kötü olsa da karakterleri seviyoruz.

Nip-Tuck adlı dizide de öyle konular işleniyor ki bazen başınız ağrıyor.

Yabancı dizilerde karakterler her bölümde gelişirken bizim dizilerimizde aynı kısır döngüde devam ediyor karakterlerimiz.

Çok uzun bir konu aslında ama kısa bir özet geçersek Dizi konusunda her bakımdan sınıfta kaldığımız ortada. Kendi kendimiz denetleyebilsek. Sanatın her alanında olduğu gibi televizyon dünyasında da özgün işler çıkartacak, yaratıcılara ihtiyacımız var.


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template