Sel Yayıncılık Nisan ayını altı kitapla karşılıyor. Romain Gary’nin parıltılı aldatmacası “Kadının Işığı”, Nancy Huston’un cadılara saygı duruşu “Şeytanın Çalgıları” ve Gustave Flaubert’in üslubuyla Marcel Proust'a ön açan tarihi romanı “Salambo” ayın dikkat çeken romanları. Boris Vian’ın iştah açıcı panoraması “Saint-Germain-des-Prés Rehberi” de yeraltı edebiyatı sevenlerin ilgisine mazhar. Fernando Pessoa’nın polisiye klasiği “Bulmaca Meraklısı Quaresma” ve Frantz Fanon derlemesi “Afrika Devrimine Doğru” da ayın diğer yeni kitapları.
Kadının Işığı * Romain Gary
Romain Gary'den gecenin kör karanlığında arşınlanan sokaklara geri dönenlere, kaçınılmaz bir ölüm karşısında yitip gitmemekte direnenlere, alayın ve ironinin iktidarına göz kırpanlara, ama en çok da artık orada olmayan, bir başka surette yeniden karşılaşılacağına inanılan sevgiliyi bekleyenlere bir vasiyet, bir elveda, parıltılı bir aldatmaca: Kadının Işığı...
Çiseleyen yağmur altında bir taksinin kapısı aralanır, dalgın adamla kederli kadının bedenleri, göz kırpışları, kederleri çarpışır. Peşpeşe yuvarlanan kadehlerle diller sürçmeye, bellek asla uğramaması gereken dehlizlere sızmaya başladığında mutsuzluk sarhoşu bu iki yabancı için ölümü, hüznü ve vedayı birbirlerinin kollarında duyumsama vakti gelip çatmış demektir. Ölümden ölesiye korkan faniler tarihin en görkemli oyununu, yaşamın ta kendisini oynamaya başlar. Tek bir gecede yitirilenler ve yakıp kavuran özlem, ölümün üzerinde yükselerek dolar başkalarının boşalttığı yerlere...
Özgün Adı: Clair de femme * Çeviren: İsmail Yerguz * Dünya Edebiyatı, Roman * 112 Sayfa * 50,00 TL
Şeytanın Çalgıları * Nancy Huston
Nancy Huston, kendisine Goncourt des lycéens Ödülü'nü kazandıran Şeytanın Çalgıları'nda, iki farklı tarih, iki farklı coğrafya, apayrı iki kültür ve bambaşka kadınlık halleri üzerinden, aradan yüzyıllar geçse de varlığını koruyan bir gerçeğin, kadın düşmanlığının o barbar yüzünü tüm giriftliğiyle ortaya koyuyor.
Nad(i)a, yaşamının akortunu bozan tüm açmazları, vazgeçişleri ve hayal kırıklıklarını günlüğüne dökerken, eşinin beklentilerini karşılamak uğruna kariyerini heba ederek sonunda hem benliğini hem de akli dengesini yitiren müzisyen annesiyle kaderinin iç içe örüldüğünü farkeder. Keşfi, onu günlükle eşzamanlı olarak yüzyıllar öncesinde geçen bir metin kurgulamaya iter. Bu hikâye, Nad(i)a'nın benliğini tümlemekle beraber zamanlar, mekânlar, çağlar değişse de aynı öze sahiptir.
Her daim "karanlığın hizmetkârları" olan cadılara bir saygı duruşu...
Özgün Adı: Instruments of Darkness * Çeviren: Saadet Özen * Dünya Edebiyatı, Roman * 256 Sayfa * 60,00 TL
Saint-Germain-des-Prés Rehberi * Boris Vian
Nüktedanlığı ve bitmek tükenmez enerjisiyle nam salmış Boris Vian bizi Paris'in merkezinde; kıyasıya rekabet halindeki sanat galerileri, pervasız garsonlar, her türlü çılgınlığa gebe yeraltı kulüpleri, müşkülpesent sanatçılar, ağır müdavimlerinden yılan kafeler, bitimsiz tartışmalarıyla varoluşçular, menüleriyle iddialı restoranlar, cazcılar ve şairlerin mekân bellediği müstesna semt Saint-Germain-des-Prés'nin hakkını verecek bir tura çıkarmayı vaat ediyor.
Boris Vian, geceleri dansın, aşkın ve elbette caz ritimlerinin izini süren, gündüzleriyse akşamın hayaliyle oradan oraya koşuşturan pek ünlü şahsiyetleri de ardına katarak avucunun içi gibi bildiği bu semti kâh kurumlu kâh çalımlı adımlarla arşınlarken; gözlemlerini titizlikle not ediyor: Köşeyi dönünce Le Flore'da harıl harıl çalışan Simone de Beauvoir'ı, biraz ileride elinde müsveddeleri ağzında sigarası dalgın dalgın yayınevinin yolunu tutan Albert Camus'yü, Le Lipp'in taraçasında arkadaşlarıyla hoşbeş eden Jean-Paul-Sartre'ı ve civarda takılan tek Oulipo'cu olma şerefine nail Raymond Queneau'yu bir bir selamlıyor.
Rotayı Paris'in bu en özgün semtine çevirmeyi düşünenlere Saint-Germain-des-Prés'nin "prensi" Boris Vian'dan kimi zaman bir seyir defteri kimi zamansa bir kültür rehberi yerine geçebilecek iştah açıcı bir panorama.
Özgün Adı: Manuel de Saint-Germain-des-Prés * Çeviren: Alev Er * Dünya Edebiyatı, Deneme * 256 sayfa * 60,00 TL
Bulmaca Meraklısı Quaresma * Fernando Pessoa
Edebiyatın tüm türlerinde çığır açıcı ürünler vermiş, yarattığı sayısız personayla geleneksel anlayışları yerle bir ederek eserleriyle olduğu kadar kişiliğini de bir edebi figür haline getirmeyi başarmış Fernando Pessoa, "gençliğindeki yegâne edebi besin" olan gizem ve korku hikâyeleri ile "entelektüel bir uğraş" addettiği polisiye roman merakını Bulmaca Meraklısı Quaresma'da harmanlıyor.
Lizbon sokaklarını rasyonel düşlerin peşinde adımlamakla yetinen, yaşamla bağları zayıf, müzmin doktor Abílio Fernandes Quaresma, şehrin çatılarına bakan küçük odasında vaktini okuyarak ve içerek geçirirken, akıl yürütme becerisini keskin bir tümdengelim duygusuyla geliştirip bulmacaların yanı sıra gerçek yaşamdaki sırları ve cinayetleri çözümleyen usta bir dedektif olup çıkar.
Polisiye roman geleneğinin istisnai köşetaşlarından Bulmaca Meraklısı Quaresma, Conan Doyle ve Arthur Morrison hayranlığını sık sık dillendiren Pessoa'nın özgün kişiliği ve sıradanlaşmış olağandışılığına aralanan bir kapı...
Özgün Adı: Quaresma, Decifrador As Novelas Policiárias * Dünya Edebiyatı, Öykü * 200 Sayfa * 40,00 TL
Salambo * Gustave Flaubert
Aşkla şehvet, zulüm ve savaşın soğuk yüzüyle yoğrulmuş iki ayrı kutbu ve de onların getirdiği yıkımı ele alan, tasvirlerini Flaubert'in realizme duyduğu eşsiz sadakatle âdeta ilmek ilmek dokuduğu, üslubuyla Marcel Proust'a ön açan eşsiz bir tarihi romandır Salambo.
Hıncın ve kinin isyan ateşiyle harlanmaya yüz tuttuğu Kartaca'da, umulmadık bir anda filizlenen bir sevdanın hikâyesidir bu. Savaşın yaraları henüz sarılmamışken kan revan içinde bir başka hezimete kucak açanların, körleşmiş umutların ve beyhude cüretkârlığın, özgürlüğe ve sükûnete hasret kalanların hikâyesi...
İmkânsızın dile gelip kanlı canlı bir düşe dönüştüğü, derinlere gömdükçe köklenip yeşeren, engelleri yerle bir etmeye yeminli bir aşkın yoluna taş koyabilmek mümkün mü?..
Özgün Adı: Salammbô * Çeviren: Yaşar Avunç * Dünya Edebiyatı, Roman * 328 sayfa * 45,00 TL
Afrika Devrimine Doğru * Frantz Fanon
Frantz Fanon'un en aktif yıllarında yazdığı; bağımsızlık fikri, Afrika Birliği tahayyülü ve giderek kabaran Cezayir Devrimi dalgasının ortasında kaleme aldığı deneme, makale ve mektuplardan oluşan bu derleme, sömürgeciyle tarihi hesaplaşmayı mücadelenin ayak sesleriyle eşzamanlı olarak kayda geçiriyor. Sömürgeciliğin ideolojik ve psikolojik saldırılarını faş eden yetkin analizlerle, yekvücut bir Üçüncü Dünya'nın savaş günlükleri geniş bir perspektifte sunuluyor.
Katliamın ve işkencenin normalleştirildiği bir coğrafyada akıl hastalıklarını tedavi etmenin beyhudeliğini, Avrupalı doktorların iliklerine işlemiş önyargıları gözlemleyen Fanon, FLN saflarına katılarak gözünü önce Cezayir sokaklarına ardından tüm Afrika'ya dikiyor; Kara Kıta'da bütüncül bir hareket örgütlemek adına bir silaha dönüştürdüğü satırlar, savaşı anbean yaşayan bir devrimcinin seyir defterine evriliyor. Mücadele tüm şiddetiyle sürerken çuvaldızı "kendi mahallesine" batırmaktan da geri durmuyor: Cezayir Savaşı barikat başlarında göğsünü bağımsızlık adına siper edenlerle tüm şiddetiyle sürerken solun ve entelektüellerin tavrını sorguluyor.
Bir psikiyatrist, yazar, entelektüel ve devrimcinin gözünden ırkçılık, eşitsizlik, insan hakları ihlalleri ve kimlik sorunlarının hâlâ güncelliğini koruyan gerçekliğine ışık tutacak Afrika Devrimine Doğru, ilk kez Türkçede.
Özgün Adı: Pour la révolution africaine * Çeviren: Sanem Işıl Aytuğ * DüşünSel, Politika * 60,00 TL
Yorum Gönder