En umulmadık zamanda gelir ölümcül hastalıklar. Bitmek bilmeyen mücadele, pes etmelere ramak kalma halleri arasında geçer sayılı zaman. Darmadağın olur her şey. Hayat darmadağın olduğunda, arkadaşlar toparlar. Böyle bir arkadaşlık öyküsü sunuyor 2015 yapımı Catherine Hardwicke filmi “Miss You Already”. Gecikmeli de olsa “Seni Şimdiden Özledim” adıyla vizyonda...
Bir radyo tiyatrosu oyunu uyarlaması Miss You Already. Bizzat oyunun yazarı Morwenna Banks tarafından senaryolaştırılmış. İlk yönetmenlik sınavını 2003’de “Thirteen” ile veren ve “Lords of Dogtown” sonrası daha merkez işlere yönelerek vasat filmler “The Nativity Story”, “Twilight”, “Red Riding Hood” ve “Plush”a imza atan Hardwicke’nin bildiği sulara geri dönüşü aynı zamanda. Nihayet iyi bir hikaye ile derinlikli bir senaryoyla dönüş yapıyor. Bu dönüşü de iyi bir oyuncu kadrosuyla perçinlemiş. Toni Collette, Drew Barrymore, Dominic Cooper, Paddy Considine, Tyson Ritter, Frances de la Tour ve Jacqueline Bisset kadronun başını çeken oyuncular.
BBC Radio 4’te yayımlanan oyunun filme uyarlanmasının ilk temelleri 2012 yılında atılmış ve Paul Andrew Williams tarafından yönetileceği açıklanırken başrol oyuncusu olarak da Jennifer Aniston duyurulmuş. İyi ki olmamış dedirten değişiklikse iki yıl sonra yaşanmış. Catherine Hardwicke’nin yönetmenliği duyurulurken Rachel Weisz ve Toni Collette olarak açıklanan ana ikili son şeklini Barrymore’un eklenmesiyle almış ki çok da iyi olmuş diyerek konuya gelelim artık.
Milly ve Jess çocuklarından bu yana her şeyi paylaşan iki çok yakın arkadaştır. Artık yetişkin olmanın sorumluluklarını taşımaya çalışan iki kadındır ve arkadaşlıkları halen bozulmadan devam etmektedir. İki çocuk annesi Milly'nin güzel bir işi ve ailesi vardır, Jess ise erkek arkadaşı Jago ile birlikte yaşamaktadır. Milly çok istediği bebek için tedavi görürken Milly hastalığa yakalandığını öğrenir. Bu olay ikisinin hayatını da değiştirecektir.
30 yıllık bir dostluğun öyküsünü anlatıyor Miss You Already. Tahmini zor olmayan bir öykü, şaşırtıcı sürprizleri yok ama içe işleyen bir anlatımı mevcut. Özellikle Collette döktürürken, Barrymore da ona ayak uydurunca etkileyici bir film haline geliyor. Bitmek bilmez bir kanser sürecini anlatırken onu ayakta tutanın dostluk olduğunun altını çiziyor. Karamsarlığa kapılmıyor, aydınlık tonda gülümsetmek üzere akıtıyor zamanını. İki tarafa da eşit zaman ayırıyor. Milly’nin ölüme doğru ilerleyişi ile Jess’in hamileliğine doğru ilerleyişinin verdiği tezatı da iyi kullanıyor. İkiliye eşit mesafede yaklaşmanın ödülünü de seyircisinin yer yer Jess’in yanında yer alıp Milly’e kızması ile alıyor. Söz konusu kanser olunca sürece karamsar bakan filmlerden keskin çizgilerle ayrılıyor. Milly’i düşmüş göstermiyor, hep ayakta o. Saçmalasa da ayakta, son nefesine kadar. Kemoterapi süreci için çocuklara izletilen video da şahane. Emily Brontë klasiği “Uğultulu Tepeler” ve E.T. göndermeleri ile harika R.E.M şarkısı “Losing My Religion”a ikilinin eşlik ettiği harika sahne ile de akılda kalan bir film. Milly’nin kanser kabadayılıkları ile Jess’in usta şahitliğinin öyküsü... Etkileyici, dokunaklı, içe işleyen bir film.
Ne anlattığınız değil nasıl anlattığınız önemlidir. Banks iyi anlatmış, Hardwicke peliküle iyi aktarmış ve Collette ile Barrymore da iyi oynamış. Daha ne olsun? Hayatın göbeğinden etkileyici bir film Miss You Already, hayatın her zaman dümdüz bir yol olmadığını hatırlatan...
Yorum Gönder