♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Tekin Yayınevi’nden Şubat Yenileri

Tekin Yayınevi Şubat ayını beşi yeni biri yeniden baskı altı kitapla karşılıyor. Yalçın Küçük’ün kendine, yazarlara ve aydınlara bakışı “Tenkit”, Orhan Gazi Ertekin’in günümüzün en önemli mücadelelerinden birini anlattığı “Yargı ve İktidar Oyunları”, Stefan Zweig’in denemeler toplamı “Buluşmalar”, Tanzimat sonrası dönemin en önemli kalemlerinden Ahmet Mithat gezi klasiği “Sayyâdâne Bir Cevelân” ve emek sömürüsüne karşı başkaldırma çağrısı yapan “Boşbeleş Çalış-ma” ayın yeni kitapları. Gezi direnişi sonrası önemi iyice artan meseleye dair ufuk açıcı kitap “Mekân Meselesi” ise ikinci baskısıyla raflarda.


Tenkit / Yalçın Küçük
“Kendimi ya da türümü tenkit ile başlayabilir miyim, Fakir Baykurt ve diyelim Kemal Tahir'i tenkit ediyorduk, yazdıklarında estetiği kıt buluyorduk. Güzel ve hâlâ oradayız, hâlâ kıt sayıyoruz ancak her ikisi de ellili ve altmışlı yıllarda ve yetmişli yılları da katabiliriz, Türkler'de kitap okumayı bir alışkanlık haline getirdiler. Eğer bu Türkler'in okumuşları otuz yıl boyunca evlerinde her akşam kitap okumuşlarsa, kitap okumayı bir yaşam biçimi yapmışlarsa, bunu öncelikle Tahir ve Fakir'e borçluyuz. 

Avrupai insan ilişkilerini, aşkın zorluklarını, modern olmayı Halit Ziya'dan öğrendim, Reşat Nuri'nin Yeşil Gece'si, bana neler vermedi ki, gericiliği gördüm, isyan eden şairi Tevfik Fikret'te buldum, Mehmet Rauf 'un Eylül'ünü çok sevdim ve eğer ben bugünkü gördüğünüz insan isem, benziyorsam, bunu Halit Ziya'ya, Reşat Nuri'ye, Tevfik Fikret'e, Rauf 'a ve diğer büyük yazarlarımıza borçluyum. Daha açığı, işte bu yazarlarımızı okuyarak ben oldum. Çalışma dairemde hep elimin ucundadırlar ve ah! zamanım olsa da Halit Ziya'nın Mai ve Siyah'ını yine okusam; Halit Ziya Fransız görgüsü aldı ve bize aşıladılar. Peki bu "aşılamak" sözü bir eleştiri mi; eğer eleştiri değilse, hiçbir şey değildir. Bizi aşılayarak yaptılar ve Türk vücudumuzu Türkleştirdiler.”

Tenkit, eleştiri, kendine ve gerçeğe cesaretle bakabilenlerin işidir. Yalçın Küçük bu kitabında kendine, yazarlarımıza ve aydınımıza materyalist bir gözle, severek ve eleştirerek bakmaktadır.

Tenkit, köhnemiş dünya için yıkıcıdır ve yeni bir dünya için yapıcıdır. Yeni bir dünya için arayış ve aydınlanma sürecinde eleştiri verimli bir düşünme yoludur. 

Yalçın Küçük’ün “Tenkit” kitabındaki incelemeler, donmuş hurafeleri, fetişleşmiş düşünceleri altüst ediyor; yeni bir aydın, yeni bir insan ve yeni bir dünyanın kavgasını veriyor.
368 Sayfa, 25,00 TL


Yargı ve İktidar Oyunları / Orhan Gazi Ertekin
Bugün hukuk ve yargı yanlış yerlerde aranmaktadır. Hukuk ve yargı yaşadığımız süreçlerin içinde değildir. Olsa olsa sonunda, hangi politik güç veya güçlerin kazanacağına bağlı olarak içinde bulunduğumuz mücadeleler sürecinin sonunda ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla, bugün, hukuk ve yargının içinde değiliz. Dışındayız. Ve hepimiz bir hukuk ve yargı mücadelesi veriyoruz. İktidar savaşı belirli dengeler oluşturularak sona erdiğinde nasıl bir hukuk ve yargı olacağını göreceğiz. Tam da bu nedenle gerçek bir yargı için ön tartışmalar yapmaya başlamamız gerekiyor.

Sıradan sayıklamaların, klişelerin, boş inançların derin bir düşünce, güçlü kanaatler ve ülküler olarak mevki kazandığı bir gelenek bizi sadece kaba bir cehalete ve gülünç bir diyaloglar dünyasına mahkûm ediyor. 

Artık yeni sorular sormalı ve yeni cevaplar bulmalıyız. 

Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, adalet arayışının hiç bitmediği bu topraklarda ilhamını Şeyh Bedreddin’in ilke, umut ve mücadele birikiminden alarak, özgürleştirici, eşitlikçi, yerli ve küresel adalet arayışları temelinde bir kültürün yerleşmesi için yapılması gerekenleri anlatıyor. 

İktidarın memuru olmayı reddederek yargının konumu, hukukun gerçek anlamını bulması, sınıfsal nüfuz güçlerinden bağımsız olması noktalarında yeni bir mücadele alanı inşa ediyor.
232 Sayfa, 17,00 TL


Buluşmalar / Stefan Zweig
“Dostlarım bana yıllardır, çeşitli konular üzerine düşüncelerimi kaleme aldığım denemeleri bir kitapta toplamamı ısrarla söyleyip duruyordu. 

Bu yazılar gençliğimde beni yüreklendirmiş olayların, mutluluğun, kazancın ve deneyimlerin birikimidir. İnsanlarla, kentlerle, kitaplarla, resimlerle ve müzikle buluşmalardan kalanlardır. Kimi zaman kişiyi coşturan, kimi zaman ise aklını başına getiren anlardır.”

Stefan Zweig, Buluşmalar’da modernitenin sancılarından, Rus işçilerinden, Rio sokaklarından, Amerikalılaşan Paris’ten, Parisleşen Viyana’dan, tekdüze hale gelen dünyadan, yaldızları dökülmüş, çelik rengini almış yüce geleneklerden, patlayan savaşlardan, bir fısıltı halinde söylenen benlik kavgalarından bahsederek sizi bir karar almaya zorluyor: Her şeye rağmen, insanı kurtarır mıydınız?
Gençliğinde Zweig’ı yüreklendirmiş olayların, mutluluklarının ve tecrübelerinin toplamı olan Buluşmalar’da anlatılan yazarları delicesine okumak, kentleri milim milim turlamak, yağmurlu bir günde o çok sevdiğiniz dostunuzla dertleşmek gibi…
280 Sayfa, 14,00 TL


Sayyâdâne Bir Cevelân - İstanbul Çevresinde Bir Av Gezintisi / Ahmet Mithat
"Keyfim" Kız Kulesi'nden Marmara'ya doğru açılır açılmaz denizin gözlerimizin önünde seriliveren genişliği ile içimizi dolduran zevki sessizlikle geçirmek mümkün müdür? Gerek romanlarımızda, gerek seyahatlerimizde böyle İstanbul'dan Marmara'ya çıkışı, birçok defa tasvir etmiş isek de her defasında başka türlü gözlemler ve bu yüzden de başka türlü duygular ortaya çıktığından bu defaki tasvirler daha öncekilere benzetilemez.

Evet! Boğaziçi de pek güzeldir. Bunu kim inkar edebilir? Hele Boğaziçi'ni ilk defa görenler şaşkınlıklarından bayılacak derecelere gelirler. İstanbullulardan bile uzun süre Boğaziçi'ni görmemiş olanlar, ona kavuşuverince solumaya başladıkları o serin ve temiz havaya doyamıyorlarmış gibi sık sık, büyük büyük, bol bol nefes almaya başlarlar. 

Tanzimat'tan sonra başlayan halkı eğitme, halkın kültür düzeyini yükseltme uğraşının en önemli sanatçılarından biri olan Ahmet Mithat Efendi, Sayyadane Bir Cevelan'da gezi edebiyatımızın ilk ve önemli örneklerinden birini vermiştir.

Ahmet Mithat Efendi, dostları İzzet Paşa, Müfit Paşa, Nahit ve Eşref beylerle birlikte, Beykoz’dan başlayarak İzmit Körfezi’ne kadar uzanan bir deniz seyahati için Keyfim adlı kotrayla yola çıkarlar. Tavşancıl taraflarında karaya çıkarak keklik ve bıldırcın avlayacak, bu seyahat için bazı külfetleri göze alacaklardır. 

Dört gün süren bu yolculuk, bütün ayrıntılarıyla ve eğlenceli bir dille anlatılırken, tarihi bilgilerle, efsanelerle süslenerek ilgi çekici bir üslupla aktarılmıştır.
128 Sayfa, 10,00 TL


Boşbeleş Çalış-ma / prole.info
Bu kitabın yazarı sensin.

Bu kitabın yazarı benim. 

Sen, ben, yan sokaktaki lokantada yirmi küsur bardağı düşürmeden taşımaya çalışan garson, elinde bir bezle, şefinin bakışları altında, boşalan her masaya hiç vakit kaybetmeden koşturan komi, müşterisinin kibir saçan uyuz bakışları karşısında kahveye tükürmemek için kendisini zor tutan barista, harçlığını çıkarmak eli ojeli, saçı permalı akranlarına her öğleden sonra hizmet eden garson kız… Bizler mülksüzüz. Bizler kazandığımız parayla kendimize ait vintage kafeler, vejetaryen restoranlar açamayacağız. Butik otellerimiz olmayacak. Sahip olduğumuz tek sermaye alın terimiz. Satabileceğimiz tek şey zamanımız. Bizler çalışmak zorunda bırakılanlarız. Toplum, bizim emeğimiz üzerinde yükseliyor.

Biz işçilerin emeği ve kanı üzerinde!
96 Sayfa, 14,00 TL


Mekân Meselesi / Kolektif
Yaşadığı mekân üzerinde hak iddia etmek ve gerektiği durumlarda bu mekânda direnişe geçmek, muhtemelen insanlık tarihi kadar eski. Her ne amaçla yapılırsa yapılsın, siyaset her daim bir mekâna ihtiyaç duyar. Doğrudan mekânı talep etmeseniz bile, o mekân üzerinde hareket eder, mücadelenizin insan kaynağını ve araçlarını büyük ölçüde o mekândan devşirirsiniz. 

Haziran İsyanı, mekân eksenli siyaset üzerine oldukça verimli bir tartışma ve kavramsallaştırma zemini kurması bakımından hayırlı oldu. Öncesinde daha çok akademik ilgiye mazhar olan ya da ekoloji üzerine kafa yoran aktivistlerin yorulmaksızın vurgu yaptığı sosyomekânsal praksis biçimleri, İsyan'la birlikte ete kemiğe bürünüp gündelik sohbetlerimizin konusu haline geldi.

“Mekân Meselesi”, mekân siyaseti üzerine yürüyen tartışmalara kuramsal ve pratik bir katkı koymak adına bu mesele üzerine kafa yoran başlıca düşünürlerin tartışmalarını bir araya getiriyor. Kaldırımların altındaki kumsala doğru bir adım daha atabilmek için...
176 Sayfa, 18,00 TL



Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template