Link'in öykü toplamı bildiğimiz öykü formatının çok uzağına konuşlanıyor. Türünü belirlemesi de hayli zor. Gerçeküstücülüğü ustalıkla kullanan yazarın beslenme kaynakları da hayli tanıdık. Masallardan, destanlardan, mitolojiden, edebiyattan ve söylencelerden beslenen yazar okurunu hayli tuhaf gelecek bir dünyanın içine sokuyor. Öyküleri eğip bükerek farklı formata sokan Link, bilinen durumları bambaşka bir şekilde anlatarak okurunu şaşırtıyor, eğlendiriyor ve karanlık bir odada küçücük bir ışıkla yönünü bulmaya çalışan birine dönüşen okuruna da farklı bir haz veriyor. Tanımlaması zor, tuhafın güzelliği ile çekiciliği de böyle bir şey nihayetinde.
“Dünyanın çevresini neden dolaşmak istiyorsunuz” sorusunu, “içinden geçemezsiniz de ondan” diye cevaplayarak dünya seyahati kazanan yazar, öykülerini de aynı mantıkla kuruyor. İçinden geçmiyor, çevrelerinden dolaşıyor ve söylenmemiş sözcüklerle anlatıyor meramını. Modern dünyada insanın içine düştüğü hallerin tuhaf bir atlasını yaratıyor. Karanlık bir atlas bu, tam da modernleştikçe bozduğumuz dünya gibi. Bu atlasın büyük kısmını da yalnızlık ve ölüm oluşturuyor. Zamandan ve mekandan bağımsız çok farklı bir evrende geçen bu öyküler ne kadar tuhafsa o kadar evrensel ve kökleri o kadar tanıdık.
11 öyküden oluşan kitap, nasıl öldüğünü hatırlamayan erkeğin eşine seslenişi ve mektuplarıyla açılıyor. “Karanfil, Zambak, Zambak ve Gül”, yazarla tanışmak için çok ideal bir öykü ve kitabın da en iyilerinden. “Kara Köpeğin Sırtındaki Su” bir aşk ilişkisini ele alırken, Link ilginç karakterleri ve metaforlarıyla modern insanı ve eksikliklerini anlatmakta ne kadar özgün olduğunu gösteriyor. Annelerini kaybetmiş tek yumurta ikizlerinin öyküsü “Uzman Şapkası” da yazarın masallardan beslenerek kurduğu bir nevi oyun. Zaten her öyküsü birer bulmaca… Her öyküsünü özgün karakterlerle donatan Link, ilk anda farklı geldiği için okuru biraz zorluyorsa da çabucak alıştırıyor ve sevdiriyor kendini. Takma bacaklı anne ve takma burunlu baba, bir dönem köpek olup sonradan insana evrilen bir kız, aşkı için tuhaflıkları benimseyen bir erkek, uzaklardaki aile özlemini eşyalarını hareket ettirerek gideren kız, çellistlere takıntılı bir kadın… Link’in karakter menüsü hayli zengin… Bu zenginliği de hepsinin sonundaki tortuda, duygusal anlarda topluyor. Masa altına saklanmalar, özlemler, pişmanlıklar, aldatmalar, gerçeklerden kaçma ve kabullenmeme halleri öykülerin toplamından çıkarılabilecek odak noktalar.
Öykü formunu eğip bükerek yarattığı üslubu ve harika kurgusuyla Kelly Link, farklı tonları arayan okuru mest edecek öyküleriyle okurların keşfetmesi gereken bir yazar. “Tuhaf Şeyler Oluyor”un yarattığı sinerjinin diğer kitaplar da çevrilirse süreceği kesin. Link’in müthiş hayal gücü ve yaratıcılığıyla gecikmeden tanışın.
TUHAF ŞEYLER OLUYOR
Kelly Link
Çeviren: Seda Çingay
Aylak Kitap, 2015
272 Sayfa, 24 TL.
Yorum Gönder