Sel Yayıncılık’tan dört yeni kitap raflarda yerini aldı... John Steinbeck’in sıradan insanların öyküsünü anlattığı romanı “Bir Savaş Vardı”, çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen Geoff Dyer’ın modern insanı ironik şekilde resmettiği “Venedik’te Aşk Varanasi’de Ölüm”, küçük İskender‘den “Bir Yaratığın Akıl Almaz Ahlaksız Maceraları” ve Sara Ahmed‘in duyguların, bedenleri ve kültürleri şekillendirmedeki rolünü irdelediği “Duyguların Kültürel Politikası” Nisan ayının yeni kitapları...
Bir Savaş Vardı * John Steinbeck
Yıl 1943. İkinci Dünya Savaşı’nın ortaları. Avrupa, Asya ve Pasifik alevler içinde. ABD’de, ününün zirvesindeki roman yazarı John Steinbeck, savaşa giden askerlerin ardından suçluluk hissiyle bakmaktan, olayların merkezinden uzak kalmaktan bıkmıştır. Uzun çabalardan sonra istediği fırsat önüne çıkar: New York Herald Tribune muhabiri olarak savaşı izleyecek, gazeteye izlenimlerini yazacaktır. Bu görev onu Atlantik’in ötesine taşıyacak, bombardıman altındaki Londra’dan İngiltere’nin dört bir köşesine, Manş’ın ve Akdeniz’in sularından Cezayir, Sicilya ve Güney İtalya’ya kadar sürükleyecektir.
İlgisini çekenler haritalar, omzu kalabalık komutanlar, stratejiler, taktikler değildir. İster asker, ister sivil olsun sıradan insanların öyküsüdür kaleme aldıkları. Steinbeck, işte bu yaklaşımı sayesinde, yazdıklarında evrensel olanı yakalamayı başarıyor ve savaştan 70 yıl sonra bile keyifle okunuyor.
JOHN STEINBECK, babası Prusya, annesi ise İrlanda göçmeni ırgat bir ailenin çocuğu olarak, 1902 yılında California’nın Salinas kentinde doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları boyunca okul dışındaki zamanını Salinas Vadisi’ndeki çiftliklerde çalışarak geçirdi. Eserlerinin çoğunda da mekân olarak burayı seçti. Erken yaşlarda yazar olmaya karar veren Steinbeck, 1919’da girdiği Stanford Üniversitesi’nde yalnızca yazarlığına katkısı olacağını düşündüğü derslere katıldı. Öğrenimini sürdürdüğü altı yıl boyunca tezgâhtarlık, ırgatlık, marangozluk, laborantlık, boyacılık, kapıcılık gibi pek çok işte çalıştı. Steinbeck’in ilk romanlarından başlayarak emekçilerin yaşam koşullarını ve ilişkilerini başarıyla yansıtabilmesinde bu yaşam deneyimi etkili oldu. Üniversiteyi bıraktıktan sonra New York’a giderek gazetecilik yapmayı denedi ancak yazılarının büyük kısmını yayınlatmayı başaramayarak California’ya döndü. İlk romanı Altın Kupa (1929) fazla ilgi görmedi. Yazarlık yeteneği 1935 yılında Yukarı Mahalle’nin yayınlanmasının ardından dikkat çekti. Bu eserini her biri birer klasik sayılan Bitmeyen Kavga (1936), Fareler ve İnsanlar (1937) ve Pulitzer Ödülü kazanan Gazap Üzümleri (1939) takip etti. Kitaplarında işçi sınıfının gündelik ilişkilerini, yaşam koşullarını ve mücadelelerini, döneminin ve çağımızın en temel toplumsal meselelerini tüm insani ayrıntılarıyla resmetti. Sardalye Sokağı, Cennetin Doğusu, Al Midilli ve daha pek çok başyapıt veren yazar 1962 yılında edebiyata katkılarından dolayı Nobel Edebiyat Ödülü ile onurlandırıldı. Eserleri edebi değerleri kadar güncellikleriyle de övgü alan ve birçoğu sinemaya da uyarlanan Steinbeck, 1968 yılında öldü.
Çağdaş Dünya Edebiyatı / Roman
Özgün Adı: Once There Was a War
Türkçesi: Elif Ersavcı
238 sayfa, 18 TL
Venedik’te Aşk Varanasi’de Ölüm * Geoff Dyer
İki yılda bir uluslararası sanat camiası Bienal’in açılışı için Venedik’e akın eder. Bunların arasında bıkkın ve umarsız gazeteci Jeff Atman da vardır. Gündüzleri enstalasyonların yani promosyon bez torbaların peşinden koşan sanatseverler, geceleri masrafların kurumlara yazdırıldığı alkol ve uyuşturucu dolu partilerin birinden diğerine giderler. Mesleğine ve kendine tamamen yabancılaşmış Jeff Atman, bu gecelerden birinde karşısına çıkan Laura’yla adeta yeniden doğar ve kaybettiği heyecanını tekrar kazanır. Kısa bir sürede alevlenen aşkları ve yakaladıkları uyum kalıcı olacak mıdır?
Her yıl binlerce insan, Hindistan’ın en kutsal kenti olan Varanasi’nin Ganj kıyısındaki basamaklarına akın eder. Bunlar arasında gazeteci olan gizemli anlatıcımız da vardır. Daha önce Venedik’te rastladığımız Jeff midir bu, yoksa bambaşka biri mi? Birkaç günlüğüne gelip de aylarca Varanasi’de kalan anlatıcımız, burada varoluşunu sorgulamaya başlar ve benliğini bulur. Yoksa kaybeder mi demeli? İsteyerek veya zorunluluktan geride bıraktığı tüm hazların bir yansımasını görür kutsal Ganj’ın kirli sularında. Dünyanın çok farklı köşelerindeki bu iki eski su kenti birbirine geçmeye, birbiriyle kaynaşmaya başlar. İki farklı kentte geçen iki farklı öykü, aslında tek bir öykünün iki farklı yüzü olabilir mi?
Çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli isimlerinden Geoff Dyer hiçbir koşulda elden bırakmadığı ironik yaklaşımıyla modern dünyanın modern insanlarının açmazlarını, tatminsizliklerini ve çelişkilerini pırıltılı bir anlatımla işliyor.
GEOFF DYER, 1958 doğumlu İngiliz yazar. Paris Trance, The Search, The Colour of Memory isimli üç romanı daha vardır. Genellikle fotoğraf, sinema ve müziğe yoğunlaşan kurgu dışı çalışmalarından biri olan But Beautiful Somerset Maugham Ödülü’ne layık görülürken, D. H. Lawrence üzerine denemelerinden oluşan Out of Sheer Rage ise Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü finalisti olmuştur. Ayrıca Lannan Edebiyat Ödülü, fotoğrafçılık üzerine yazılarıyla Uluslararası Fotoğrafçılık Merkezi 2006 Infinity Ödülü ve Amerika Sanat ve Edebiyat Akademisi E. M. Forster Ödülü gibi pek çok ödül sahibi olan, kitapları 24 dile çevrilen Dyer, Londra ve California’da yaşıyor ve çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Çağdaş Dünya Edebiyatı / Roman
Özgün Adı: Jeff in Venice, Death in Varanasi
Türkçesi: Ayşe Ünal Ersönmez
301 sayfa, 22 TL
Bir Yaratığın Akıl Almaz Ahlaksız Maceraları, Volume 1 * küçük İskender
Kelimeler eskimez. İnsan eskir. Eskiyen insan kirlenir, tozlanır, rutubetlenir, yaşlanır. Hayatlar eskimez. Duygular eskimez. Fikir eskir. Eskiyen fikirler hükmetmek ister. Ondandır bütün mutsuzluk.
Bir geçmiş mi bırakırsın ardında, mazi mi?
Paramparça hayatların hep dimdik durduğunu iddia eden sahipleri için ağıt yakma zamanıdır. Gün gelecek unuttuğun için hatırlanacaksan senin de hükmün, cezan bellidir.
Ah zavallı çocuk! Dedem Beni Korkuttu Hikâyeleri diye başladığın macera büyüdükçe, değiştikçe nerelere geldi. Artık otelde yer yok, barmen içki vermiyor, herkes tuhaf tuhaf bakıyor sana ve son otobüs de kalktı.
Kâbus başlıyor gecenin ilerleyen saatlerinde. Bakalım şimdi seni kim nasıl öldürecek?
küçük İskender, romantizmin çağdışı taraflarında bir yaratığı hava almaya çıkartıyor bu kere. Şiirle beslenen o yaratık saldıracağı her şeye kendi adını verecek. Bulaşıcı bir hastalık gibi ilerleyecek hüzün veya içinizden biri belki de çıkıp…
Cümleler yarım kalıyorsa, kelimelerin mutlaka bir sırrı vardır.
küçük İskender mahlasıyla tanınan Derman İskender Över, 28 Mayıs 1964 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne girdi ve beş yıl eğitim gördü. Kendi arzusuyla bıraktığı tıp eğitimini takiben İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’ne de üç yıl devam etti.
Şiir, özgür metin, günlük, roman, inceleme, deneme, derleme, antoloji, tekst, senaryo türlerinde ürünler yayımladı. Kimi batı ülkelerinde çıkan antolojilerde şiirleri basıldı. 2000 yılında İtalya’da düzenlenen Avrupalı Genç Şairler Yarışması’nda ( La Giovane Poesia D’europa Nel 1999 ) adı önerildi; burada ilk ona girdi ve diğer şairlerle birlikte bir kitaba alındı. 2000 yılında Orhon Murat Arıburnu, 2006 yılında Melih Cevdet Anday şiir ödüllerini kazandı. 2014’te Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nü aldı. Avrupa’da, ABD’de şiir okumalarına, panellere, sempozyumlara katıldı. Ayrıca Kürtçe ve Almanca basılmış kitapları vardır.
Türkiye’de yirmi yılı aşkın süredir şiir performansları yaparak genç şairlerle, müzisyenlerle sahne paylaştı.
İçlerinde Ağır Roman ve O Şimdi Asker’in de bulunduğu beş filmde rol alarak sinema tutkusunu gizlemedi.
Çağdaş Türk Edebiyatı / Deneme
181 sayfa, 14 TL
Duyguların Kültürel Politikası * Sara Ahmed
Sara Ahmed duygu, beden ve dil üzerine eleştirel düşünceye yaptığı bu büyük katkıda, duyguları rasyonel düşüncenin gölgesinden kurtarıp hak ettiği konuma geri yerleştiriyor. Duyguların, bedenleri ve kültürleri şekillendirmedeki rolünü incelerken, retoriğe dair yenilikçi analizleriyle bunların dile getirilme tarzının önemini de gözler önüne seriyor.
Duyguların Kültürel Politikası’nda ırk, toplumsal cinsiyet ve cinsellik arasındaki kesişmelerden yola çıkılarak “ötekilerin” nasıl duyguların nesnesi haline geldiği, iyi ya da kötü duyguların kaynağı olarak tanımlandığı ele alınıyor. Uluslararası terörizm, mültecilik ve göç, toplumsal barışın temini üzerine tartışmalardan yola çıkan Ahmed, duyguların kamusal kültürde dolaşıma girdiğini ve gündelik yaşamda başkalarıyla etkileşimlerimizi biçimlendirdiğini savunuyor. Duyguların, iktidar ilişkilerini yeniden üretmede nasıl işlevsel hale geldiği üzerinde dururken, feminist ve queer direniş politikaları açısından öneminin de altını kalınca çiziyor.
SARA AHMED, Londra Üniversitesi, Goldsmiths College Medya Bölümü’nde Irk, Etnisite ve Kimlik alanında ders veren Sara Ahmed’in feminist kuram, eleştirel ırk araştırmaları ve sömürgecilik sonrası kuram konularında araştırmaları vardır. Yayınlanmış çalışmaları arasında Differences that Matter: Feminist Theory and Postmodernism (1998), Strange Encounters: Embodied Others in Post-Coloniality (2000) ve Queer Phenomenology: Orientations, Objects, Others (2006) sayılabilir. Ayrıca International Journal of Cultural Studies, European Journal of Women’s Studies, New Formations, Borderlands ve Culture, Theory and Critique dergilerinde editörlük görevlerinde bulunmuştur. Yazarın The Promise of Happiness adlı eseri de yayın programımızdadır.
Queer Düş’ün / Kuram
Özgün Adı: The Cultural Politics of Emotion
Türkçesi: Sultan Komut
280 sayfa, 22 TL
Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel, Türk edebiyatının önde gelen ustalarındandır. Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve deyimleri tedavüle sokmakla kalmaz, kendi yarattığı ilginç deyişleri de sıkça kullanarak oluşturduğu anlatımını alaycı tavrıyla birleştirdiği özgün bir üslubun sahibidir de.
Salâh Birsel, 1001 Gece Denemeleri’nin bu son halkasında da gerçek bir edebiyat şöleni sunuyor; sohbet eder gibi, içten, şakacı, ironik tarzı okuyanda tiryakilik yaratıyor.
“Ben denemelerimi şiir gibi yazarım. Boyuna sözcükler, tümcelerle boğuşurum. Bir yerde, yazının iplerini çekenin ben olmadığımı, benim yerime, deneme yapısına karışmış sözcüklerin karar verdiğini, buyruklar savurduğunu görürüm. Kimi zaman belli bir tümceye denememde yer vermek istediğim halde, bunun üstesinden gelemem. Denemenin yapısı, denemedeki öteki tümcelerin sıralanışı buna engel olur.
Ey okur, gıkını çıkarmadan okuduğun denememize şaşıp kalma. Bunun ayıbı da şanı da bizimdir.”
Salâh Birsel, 1919’da doğdu. İlk şiiri 1937’de Gündüz dergisinde çıktı. Günlüklerini 1950’de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970’den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti. Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1999’da vefat etmiştir.
Kahveler Kitabı, Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu, Boğaziçi Şıngır Mıngır, Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi ile İstanbul-Paris’ten oluşan Salâh Bey Tarihi kitapları ile yayımlamaya devam edeceğimiz 1001 Gece Denemeleri’nden Kurutulmuş Felsefe Bahçesi, Şiir ve Cinayet, Paf ve Puf, Yapıştırma Bıyık, Nezleli Karga’nın yanı sıra Rüştü Onur Kitabı ve yazarın tek romanı Dört Köşeli Üçgen ile toplu şiirlerinin yer aldığı Köçekçeler de yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır.
Çağdaş Türk Edebiyatı/Deneme
127 sayfa, 12 TL
Giden Bir Kedinin Ardından * Ferit Edgü
Bu kitapta anılar var.
Öyküler var. Denemeler var.
Eski günler, yeni geceler var.
İnsanlar var. Hayvanlar var.
Hayvana dönüşmüş insanlar var.
Doğu var. Batı var.
Kısacası ölüm ve yaşam var.
Ferit Edgü, 1950'lerin sonlarında başlayan öykü serüveninde karamsar bir dünyanın gerçeklikten kaçan bireylerinin iç dünyalarını ve iletişimsizliklerini yazdı. Kişilerini gerçeğin dışından alırken yeni bir gerçeklik arayışı içine girdi. Oldukça karmaşık dünyaları, bazen felsefi boyut kazanan anlatısını yalın bir dil üzerine kurdu. Sonra Doğu geldi Ferti Edgü'nün metinlerine. Doğu'nun dünyası, insanları, sorunları ve son kertede oluşan yalınlığı yazdıklarının niteliğine önemli katkılar yaptı. Nitelikli edebiyat nedir, sorusunun karşılıklarını ararken önümüze ilk çıkan yazarlardandır Ferit Edgü. Giden Bir Kedinin Ardından edebiyat dünyasını ve dilini bütün özellikleriyle yoğunlaştıran öykülerden oluşuyor. İlk baskısını 2013 yılında yapan kitap yeni eklerle yeniden raflarda...
Çağdaş Türk Edebiyatı / Öykü
120 sayfa, 12 TL, Yeni Eklerle
Salâh Birsel, 1001 Gece Denemeleri’nin bu son halkasında da gerçek bir edebiyat şöleni sunuyor; sohbet eder gibi, içten, şakacı, ironik tarzı okuyanda tiryakilik yaratıyor.
“Ben denemelerimi şiir gibi yazarım. Boyuna sözcükler, tümcelerle boğuşurum. Bir yerde, yazının iplerini çekenin ben olmadığımı, benim yerime, deneme yapısına karışmış sözcüklerin karar verdiğini, buyruklar savurduğunu görürüm. Kimi zaman belli bir tümceye denememde yer vermek istediğim halde, bunun üstesinden gelemem. Denemenin yapısı, denemedeki öteki tümcelerin sıralanışı buna engel olur.
Ey okur, gıkını çıkarmadan okuduğun denememize şaşıp kalma. Bunun ayıbı da şanı da bizimdir.”
Salâh Birsel, 1919’da doğdu. İlk şiiri 1937’de Gündüz dergisinde çıktı. Günlüklerini 1950’de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970’den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti. Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1999’da vefat etmiştir.
Kahveler Kitabı, Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu, Boğaziçi Şıngır Mıngır, Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi ile İstanbul-Paris’ten oluşan Salâh Bey Tarihi kitapları ile yayımlamaya devam edeceğimiz 1001 Gece Denemeleri’nden Kurutulmuş Felsefe Bahçesi, Şiir ve Cinayet, Paf ve Puf, Yapıştırma Bıyık, Nezleli Karga’nın yanı sıra Rüştü Onur Kitabı ve yazarın tek romanı Dört Köşeli Üçgen ile toplu şiirlerinin yer aldığı Köçekçeler de yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır.
Çağdaş Türk Edebiyatı/Deneme
127 sayfa, 12 TL
Giden Bir Kedinin Ardından * Ferit Edgü
Bu kitapta anılar var.
Öyküler var. Denemeler var.
Eski günler, yeni geceler var.
İnsanlar var. Hayvanlar var.
Hayvana dönüşmüş insanlar var.
Doğu var. Batı var.
Kısacası ölüm ve yaşam var.
Ferit Edgü, 1950'lerin sonlarında başlayan öykü serüveninde karamsar bir dünyanın gerçeklikten kaçan bireylerinin iç dünyalarını ve iletişimsizliklerini yazdı. Kişilerini gerçeğin dışından alırken yeni bir gerçeklik arayışı içine girdi. Oldukça karmaşık dünyaları, bazen felsefi boyut kazanan anlatısını yalın bir dil üzerine kurdu. Sonra Doğu geldi Ferti Edgü'nün metinlerine. Doğu'nun dünyası, insanları, sorunları ve son kertede oluşan yalınlığı yazdıklarının niteliğine önemli katkılar yaptı. Nitelikli edebiyat nedir, sorusunun karşılıklarını ararken önümüze ilk çıkan yazarlardandır Ferit Edgü. Giden Bir Kedinin Ardından edebiyat dünyasını ve dilini bütün özellikleriyle yoğunlaştıran öykülerden oluşuyor. İlk baskısını 2013 yılında yapan kitap yeni eklerle yeniden raflarda...
Çağdaş Türk Edebiyatı / Öykü
120 sayfa, 12 TL, Yeni Eklerle
Yorum Gönder