♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Ceyl’an Ertem’in Ütopyalar’ı Güzeldir

Geniş olduğunu sandığımız müzik yelpazemiz aslında hayli dardır... Öyle ki, tüm türler birbirinin içine geçmiş durumdayken, bazı albümleri sınıflamak ve hangi türe ait olduğunu söylemek şarkı şarkı değişkenlik gösterir... Dünya müziğine göre fersah fersah diyebileceğimiz gerilikte olan müzik dünyamızda bu durumu değiştiren çok az isimden biri Ceyl’an Ertem... Bahsettiğim yelpazenin içerisinde kendine ait bir yaprağı oluşturabilenlerden... 

2000 yılında kurduğu Anima ile adını duymuştuk ilk kez... Animasal’ı yayınlamaları 2006’yı bulmuş ama çok kısa sürede farkılılığıyla seçilmiş ve beğenilmişti. Ki albümden “Kızılderili Ruhu” şarkısı halen çok sevdiğim şarkılardandır. Sonrasında yaptığı çalışmalarla, Ertem müziğini renkten gökkuşağına evirdi adeta... Doğaçlamalar, caz tabanlı projeler derken heybesine sürekli birşeyler ekleyen emekçi gibi 2010’a dek zenginleşti... Bu zenginliğin temelleriyle beslenen ilk solo albüm “Soluk” iyi bir albümdü ama hem kendi içinde bir bütün değildi sanki, hemde demodan hallice gibiydi... Takip ettiğimiz kişiyi yansıtmıyor gibiydi sanki... Peşinden gelen “Xenopolis” projesinin albüme dönüşmesinden sonra beklediğimiz solo albüm yayınlandı... “Ütopyalar Güzeldir”, aslında Ertem’den beklediğim ilk solo albüm benim için... Soluk’tan farklı olarak daha iyi bir bütün...

Ceyl’an Ertem deyince sürekli gündeme gelen Björk özentiliği meselesine de iki çift laf etmeden geçmeyelim... Ki Björk’ü ayrıca severim, elimden geldiğince her kaydını, konserini izlediğim nev-i şahsına münhasır bir isim... Müziği yarım yamalak takip ediyorsanız, iyi bir dinleyici değilseniz sıklıkla düşülen bu taklit yanılgısı Ertem gibi birçok müzisyenin de başına dert olmuş durumda... Öncelikle belirtmeli, Björk yaratılmış yada hesaplı kitaplı yönetilen bir marka değil, kadının karakteri bu... Kendi kendisiyle yarışan, sınırları zorlamanın peşinde bir müzisyen... Ertem’in Björk özentiliğiyle hiçbir alakası bulunmuyor. Hoş, istese de yapamaz, zira arada yenmesi gereken fırın zinciri var neredeyse... Özentilik değil kulvar benzerliği var aralarında... Bunu yaratan da aralarındaki benzerlikler olabilir sadece... Ertem’i sosyal medya hesaplarından biraz takip ettiğinizde ne kadar şeffaf biri olduğunu kolaylıkla görebiliyorsunuz örneğin... Egosuz ve çok samimi bir şekilde içinden gelenleri aktarma konusunda sadece şarkılara başvurmadığını kolayca görüyorsunuz... Konserleriyse ayrı bir deneyim zaten... Kendine özgü bir alan açtığını, herhangi bir müzisyene özenme, benzeme uğraşının olmadığını kolaylıkla görebilmek mümkün... Tabii önyargılarınızın esiri olmadıysanız...

Ada Müzik etiketiyle çıkan ikinci solo albüm “Ütopyalar Güzeldir”, bir Mabel Matiz şarkısı, Hayyam şiiri ve albüme adını veren Ferhan Şensoy eseriyle destekli biri intro, toplam 12 şarkı içeriyor... Muhteşem bir kartonetle, her şarkının mr’ı diyebileceğimiz illüstrasyonlarla destekleniyor... Hemde bir zarf içerisinde... Yazdığı mektupla Ertem, kış suçlu diyor, zamanın ilaç olup olmadığını sorguluyor, kötüysen dur gelme diyor... Cenk Erdoğan’ın prodüktörlüğünün de altını kalın çizgilerle çizmeli... Yaratılan müzikal zenginliğin altında bizzat çalarakta Erdoğan’ın imzası var... Özellikle perdesiz gitarın şarkılara kattıkları müthiş... Ertem’in 12 yıllık müzik yolcuğunun, farklı çalışmalarla kendisine eklediklerinin yansıması “Ütopyalar Güzeldir”, şarkıları, düzenlemeleri ve kartonet farklarıyla 2012’nin en iyi albümü, ıskalamayın...


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template