S: Bu filmde oynamak bir şereftir demiştiniz.
Y: Benim için, Vanessa Paradis ve Romain Duris ile oynamak büyük bir zevk ve şereftir. Eğer bu filmde onlar oynamasaydı, büyük olasılıkla ben de oynamazdım.
S:Oynadığınız karakteri nasıl tanımlardınız?
Y: Jonathan çok başarılı bir İngiliz işadamı. Harika bir yaşamı ve harika bir sevgilisi var. Ama birden birşeyler oluyor ve beraberlikleri, sugötürür hale geliyor. Bu rol, daha önce oynadıklarımdan çok farklı çünkü ben, hep, asıl kızın kalbini başarıyla kazanan sevgiliyi oynardım!
S: Alex’in çiftleri birbirinden ayırma mesleği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Y: Sanırım, dünyanın her tarafında profesyonel ilişki bozucular vardır ama bana sorarsanız, ben bu işi pek tutmuyorum. Yani, insanları birbirine düşürmek, üstüne de para almak pek bana göre bir iş değil. Ama film için harika bir fikirdi!
S: Oyuncular Fransa’da ve İngilizce konuşan ülkelerde birbirinden çok farklı şekilde mi yönetiliyorlar?
Y: Atmosfer de, enerji de çok farklı oluyor. Fransa’da hiyerarşi çok hissedilmiyor, otoritenin çok önemi yok. Herkes kendi düşüncesini özgürce söyleyebiliyor, öneride bulunabiliyor. Ama Amerikan filmlerinde, oyuncular daha fazla kontrol altında tutuluyor. Fransa’daki bu rahatlığa bayıldım diyebilirim!
S: Sizce, HEARTBREAKER’da Anglo-Sakson havası var mı?
Y: Filmde kameranın çok fazla hareket ettiği dikkatimi çekti; bu, filme hem belli bir akıcılık, hem de çekicilik kazandırdı. İngilizce’de tam da bu anlama gelen bir sözcük var: “swagger”. Çok dengeli anlamına geliyor. Fransa’da filmler nasıl çekilir, çok bilmiyorum ama, HEARTBREAKER çekiminde, bir süre önce izlediğim diğer Fransız filmlerinden çok farklı bir tarzla karşılaştım. HEARTBREAKER çok şık ve hızlı bir film.
Yorum Gönder