♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

The Big C


Kanserin Erittiği Zamanın Peşinde

Dizi dünyasının ilginç yapımlarına imza atan kanal Showtime’dan başrolünde sinema yıldızının olduğu bir kanser epiği, hem de yarım saatlik ama çok şey anlatan bir komedi “The Big C”… Adından anlaşılacağı üzere “c”miz Kanserin (Cancer) başharfi… Başkarakterimizin kanser olduğunu öğrenmesiyle başlayan hayat üzerine yer yer dalgasını geçen, yer yer klişe muhabbetlere de dalan ama tamamladığı ilk sezonunda herşeyi planladığı gibi götüren fazla es bırakmayan başarılı bir yapım…

Evli ve tek çocuklu Cathy öğretmendir. Kocasıyla sorunları vardır ki, evden kovalamıştır onu. Birde çılgın bir erkek kardeşe sahiptir. Oğlu, kocası ve kardeşi derken kendi hayatını renklendirmeyi unuttuğunu farketmemiştir. Kanser olduğunu öğrendiğinde farkeder bunu. Sadece doktoruyla kendisinin bildiği durumu başka kimseye anlatmamaya karar verir. Sonra yapar hesaplamasını, ne çok şeyi es geçmiştir. Düz bir kadındır, çılgınlıklar kocasına ve kardeşine aittir, kendisiyse alacağı herhangi birşeyi günlerce inceleyen fazla mantıklı biridir. Heyhat, nasıl olsa kanser hayatını sona erdirecektir ve zamanla yarışmaktadır. Bu durumu değiştirmeye soyunur… Attığı ilk adımda açılışta gördüğümüz havuzdur. Evinin bahçesine bir havuz ister ve hemen ister… Böylece şimdiye kadar yapmadığı, yapamadığı, çekindiği herşeyi teker teker yapmaya başladığı büyük serüvende başlar…

"Açık bırakılan dolapların kapılarını kapatmak, saçtıklarınızı ortalıktan toplamak için harcadığım zamanı geri istiyorum" diyerek başlar macerasına Cathy, sonra da kendisine sürekli korkunç şakalar yapan oğlundan alır intikamını hemde acımasızca… Tipik bir ev kadınından maceracı bir kadına dönüşme projesi de böylece start alır. Kendi dünyasının dışına da bakınmaya başlar, yıllardır karşı komşusuyla merhabalaşmamıştır bile, öğrencilerinden birinin obezite sorununa da el atmalıdır, kardeşini de daha fazla tanımalıdır…

Kocasına verdiği ödünlerle, oğluna bırakacaklarını da düşünmeye başlar Cathy, yaşamı kökten değişmeye başlar. Dizinin atmosferi de böylece şekillenir… Bir yanda ölümün eşiğinde bir kanser hastası vardır, diğer yanda yaşamı keşfetmeye tadını çıkarmaya başlayan bir kadın… Genç doktoruna takılmak, öğrencilerine film izlettirmek, sigara içmek, oğlunun ısrarla toplamayıp ortalıkta bıraktığı kıyafetleri çöpte yakmak, yıllardır nefret ettiği kanepeye şarap şişesini boca etmekle başlayan uzun bir liste sezon boyunca sürecek maceralarından bazılardır.

Bir tek Cahty değildir odağımız… Erkek kardeşte ilginçtir… Çöplükten beslenen, sokaklarde yatan doğal yaşam destekçisi Sean’da her bölümde karşımıza ilginçlikleriyle çıkar. Diziye dahil olan her karakterin iyi çizilmiş olması, finale doğru arıcı bir adamla doruğa çıkar ki, usta bir aktördür tek bölümlük misafir.

Darlene Hunt’un yaratıcısı olduğu dizi Hunt’ın ilk projesi aynı zamanda. 1998’de başlayan oyunculuk kariyerinde ufak tefek rollerin ötesine geçemeyen Hunt kariyerinin zirvesini de görmüş oluyor böylece. Bunu senaryoya borçluğu olduğu kadar oyunculara da borçlu elbette. Laura Linney, Oliver Platt ve John Benjamin Hickey’nin ağırlığı diziyi hiçbirşey bilmeden bile izlenir kılan sebeplerden… 3 kez oscar adayı olmuş başarılı oyuncu, dizide muhteşem bir performans sergiliyor ve Cathy’i kağıtta yazanlardan çıkarıp yaşayan bir karaktere dönüştürüyor. Muhteşem performansının ödülünü geçtiğimiz ay Altın Küreyle aldığını belirtelim.

Çılgın kocası, savruk oğlu ve deli kardeşi arasında hayatını renklendirmeye çalışan bir kadının maceraları, usta işi bir senaryo, harika müzikler ve müthiş bir sezon finaliyle izlenmeyi bekliyor…

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template