Yatılı okulda normalleşmek!
Başrolünde genç kızın oynadığı, genel sorunların film boyunca sürüp sonunda tatlıya bağlandığı filmlerden biri olan “Wild Child”, vizyon macerasından sonra ev sinemasında… Gençlik filmlerinin cinselliğe dayalı olduğu şu günlerde daha saf ve duygulardan bahseden bir film görmek ilk elde güzel bir şey öncelikle… Kızlar grubundan, yatılı kız okulundan mevcut konu ve kişileriyle de bir genç kızın anıları tadında…
8 dakikalık kısa romantik “A Good Day for Ted Schmetterling” sonrası ilk uzun metrajına soyunan Nick Moore, birçok filmden aşina olduğumuz bir isim. 1983’ten bu yana setlerin içinde farklı görevlerde olsa bulunan Moore, Lucy Dahl’ın ilk senaryosunu peliküle aktarmış. Çok iddalı olmadan, minik ama sevimli bir film yapmaya girişmiş belli ki. İyi bir oyuncu kadrosunu gereğince yönetip bunu da başarmış…
Yeni bir kız, yeni bir okul ve yeni kurallar şeklinde özetlenecek konu hayli bildik aslında. Elbette yeni bir şey yok. Üvey anne adayının eve taşınmasına verdiği tepki yüzünden İngiltere’de yatılı okula gönderilen şımarık Amerikalı kızın, üstelik yeni yaftası ile yeni ortama alışma çabalarının anlatıldığı film, ortalamalarda vasatta seyredenlerden… Aquamarine’den tanıdığımız Emma Roberts’in oynadığı, genç kadroya iyi karakter oyuncularının eşlik ettiği film, beklentileri karşılayan, yormayan, tempo sorununa düşmeyen hitap ettiği kitleyi memnun eden keyifli bir seyirlik…
Yorum Gönder