♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

15 Temmuz Vizyonu: 4 Yabancı, 1 Yerli…

Sıcaklardan bunaldığımız günlerde vizyona giren filmlerde sayıca azalarak sürüyor. Amerikan sinemasından gelen büyük gişe adayları her yaz olduğu gibi vizyonda yerini alırken, kalan filmlerse daha çok festivallerden arta kalanlarla kış sezonunu göremeyecek filmlerden oluşuyor. Bu haftanın galibi ise en başından belli Harry Potter…


Harry Potter Ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2
Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2

İlk film Felsefe taşıyla başlayan öykü, onuncu yılında son kitabın ikinci yarısını anlatarak nihayet bitiyor. Oyuncuları ve sevenleriyle birlikte büyüyen seri de tıpkı onlar gibi büyüdü giderek. İlk filmdeki eğlenceli çocuk filmi havası yerini karanlığa, iyi ile kötünün savaşına bıraktı. Nihayet beklenen o kapışma gerçekleşiyor ve seriye son nokta konuyor…

40

Dolaştığı festivallerde övgüler alan, seyircilerini de mutlu eden haftanın tek yerlisi, iki sene sonra nihayet gösterime girebildi. Emre Şahin bunu 6 yıl önce kısa filmi Çanta ile de yapmıştı. Yine yapıyor… Kısa filmden aldığı çanta fikrini uzun metraja taşırken, biraz Tarantino biraz da Guy Ritchie sosuna bulayan Şahin, tempolu, hızlı kurgulu, yer yer komik bir aksiyon filmi servis etmiş izleyicilere. Finalinde biraz yalpalaması dışında herhangi bir sorunu da görünmüyor…


Aşkın Halleri / Le Nom des gens

Haftanın Fransız romantik komedisi yarı otobiyografik olmasından alıyor gücünü, sıcaklığı ve samimiyeti de bundan… Aktivist bir kadın ile toplumsal dertlere bakış attıran bir kendini iyi hisset filmi… Farklı bir giriş yaparak seyircisini de uyarıyor, sıradan bir romantik komedi izlemeyeceksiniz diye… Ayrı dünyalara sahip iki insanın aşkla biraraya gelişi ve dokuyu bozmayan toplumsal bakışlar…

Çatı Katı / Loft

Haftanın en ilginç filmi desek yanlış olmaz sanırım… 2008 yapımı aynı adlı Belçika filmi, komşusu Hollanda’dan yeniden servise sunulmuş. İşin ilginç tarafı Belçikalı yönetmenin şu anda Hollywood’da aynı filmin amerikan versiyonunu yönetiyor olması. Hollanda’dan gelen versiyonun ilginçliği ise kamera arkasında bir kadının olması. Kadın yönetmen bakışı filme neler katmış merakıyla da izlenebilir. Beş erkeğin ortaklaşa kullandığı evde buldukları bir kadın cesedi ve sonuna kadar merak edilen katil kim sorusu…

Yağmuru Bile / También la lluvia

Ve gelelim haftanın en iyi filmine… Ken Loach’un senaristi Paul Laverty’nin müthiş senaryosu başrolde. Film çekme mücadelesinden yerli halkın su için mücadelesine evrilen film yer yer belgesele de göz kırpınca, müthiş etkili oluyor. Sosyal dünya düzeni üzerine ve kapitalizme kısacası dünyaya lanet okuyası geliyor insanın… İspanya’nın oscar aday adayı da olmuş film bol alt metinleriyle her tür okumaya açık, ama ezberden okunması gereken yanı çok iyi olduğu…


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template