
Öncelikle şunu sormak istiyorum. Hukuk Fakültesi’nden sinemaya, bu geçiş sürecinden biraz bahseder misiniz?
Hukuk Fakültesi’nde okurken de sinema yapmak istiyordum ancak seyirci olmak dışında bir şey yapamadım, yapmadım o zamanlar. Geçiş süreci hukuk fakültesini bitirip İspanya’da yaşamaya başlamak ve orada bir okula girmek şeklinde oldu.
Bir Türk düğünü ile ilgili çektiğiniz belgesel son yıllarda öne çıkan filmleriyle bildiğimiz İspanya / Madrid de En İyi Belgesel ödülü aldı. Buradan hareketle, İspanya’da edindiğiniz izlenimler bugün Türk sinema sektörüne veya Türk sinemasına bakış açınıza etkileri neler oldu?
İspanya’dan demeyeyim ama okuduğum okuldaki bazı hocalardan elde bir şey olmadan da çok şey yapılabileceğini öğrendim. Gayet tabi ödevinizi iyi yapmak şartıyla. Türkiye’de film setinde fazla bulunmadım ama biraz plânsız olduğu söylenir. Plânsızlık boşuna para harcamak demektir. Ama dediğim gibi çok sette bulunmadım. Reklâm ve dizi sektörünün güçlü olması nedeniyle her türlü alet var ama bu aletlerin yersiz kullanıldığını düşünüyorum. Bir Türk Düğünü anlık bir malzemeyi dönüştürmek ve arka plânda olanları anlatmakla ilgiliydi.
Köksal Aras'ın Yönetmen İnan Temelkuran ile yaptığı röportajı okumak için tıklayın
Yorum Gönder