Geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da idim. Malum genel seçimler için düğmeye basıldı ve süreç işliyor. Bu süreçte en önemli olaylardan biride seçim anketleri… Konda araştırma şirketine ağlı olarak iki bölgede sahaya çıkıp anket yaptım. Radikal gazetesinde köşe yazan eski bakanlardan Tarhan Erdem’in başında bulunduğu Konda daha önceki anketlerine genel olarak başarılı olmuş bir şirket. Yine iddialılar. Zaten seçime kadar sürekli anketler devam edecek, halkın eğilimi sürekli gözlem altında tutulacaktır.
Önce şehir farkından bahsedeyim. Bu ilk anket çalışmam değil. Daha önce aynı şirkete bağlı olarak ‘Nerelisin hemşerim’ başlıklı anket yapmıştık. Mersin bölgesinde, Yenişehir ekibinin başında görev yapmıştım. 8 anketör bu genelde rahat olarak adlandırılabilecek bölgede sorunlar yaşamıştı. Mersin halkının hafta sonu yapılan ankette kapılarını açmaması ve açanların da ankete katılmaması en büyük sorundu. Televizyonda anketlerin sonuçlarını izlerken bu insanlar neler hissediyor acaba. Genel olarak hep evde erkek yok deyip kapılar yüzümüze kapanıyor maalesef. Oysa seçimlerde oy kullanacak fikri olan insanların konu anket olunca oy verdiği partiyi bile söylemekten çekinmesi oldukça saçma.
Ankara’da ise durum farklı idi. İnsanlar oldukça rahat bir şekilde anketlere katılım sağladı. Zaten alışıklar her seçim öncesi anket yapılmasına.
Her soruya sadece cevap vermeyip yorumlarını da yaptılar. Hemen hemen herkesin cumhurbaşkanının seçilememesine olan kızgınlığı büyüktü. Koca meclis nasıl oluyor da bir cumhurbaşkanını seçemiyor diyorlardı. İşin bir başka boyutu da anketler sırasında gidilen köyler. Hemen hemen herkesin büyük bir misafirperverlikle karşıladığı köylerde ise durum çok vahim. Gittiğim köy Altındağ’a bağı Kavaklar köyü idi. Şehrin neredeyse dışında. Havaalanına yakın. Ulaşım ise oldukça zor. 340 hane var ama aslında 140 hane dışındakiler sonradan başka şehirlerden göç ederek gelmişler. Lise yok koca köyde. Lise için 1.5 saatte Ulus’a iniyorlar. Okul çıkışında ise 19:20’ye kadar otobüsü bekliyorlar. Sağlık ocağı da yok. Konuştuğum köylülerden biri karısını hastaneye yetiştirirken yolda kaybetmiş. Seçim gezileri çerçevesinde gelen adaylar hep söz vermiş ama tutmamış. Ankara’da ki köylünün Avrupa Birliğinden haberi yok. Ne faydası var ne zararı hiçbir bilgileri yok. Hiç kimse gelip bilgilendirmemiş. Bunları görünce Mersin köyleri aklıma geldi hemen onlar ne yapsın Ankara’da ki tablo böyle olursa.
Seçim süreci boyunca sürekli tekrarlanacak anketler. Her gelişme sonrası sahalara çıkılıp yeni anketler yapılacak. Bize kimse bir şey sormuyor baştakiler her şeyi kendi başına yapıyor diyenlerin şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. Sandık öncesi anketlere görüşlerini bildirmekte vatandaşlık görevidir. Bunu kim yaptırıyor, hangi ülkenin parasıyla, hangi partiye yapıyorsunuz sorularının saçma olduğunu kabul etmeli herkes. Özellikle seçim dönemlerinde araştırma şirketi tüm partilerle anlaşma yapar ve çıkar sahaya. Anketin sonuçları medyaya ve partilere satılır. Tarafsızlık ön plandadır. Zira önemli olan anket sonuçlarının seçim sonuçlarına en yakın oranda çıkması anket şirketinin tarafsızlığını ve başarısını gösterir. Tüm şirketlerde birincil amaç da seçim sonuçlarına en yakın sonuçları elde etmek seçim öncesi sonuçları en az hatayla halka duyurmaktır.Bu konuda size düşen ise kapınıza gelen anketörlere yardımcı olmak ve görüşlerinizi çekinmeden belirtmektir. Aksi takdirde anketlerin başarısız olması sürpriz olmaz.
Önce şehir farkından bahsedeyim. Bu ilk anket çalışmam değil. Daha önce aynı şirkete bağlı olarak ‘Nerelisin hemşerim’ başlıklı anket yapmıştık. Mersin bölgesinde, Yenişehir ekibinin başında görev yapmıştım. 8 anketör bu genelde rahat olarak adlandırılabilecek bölgede sorunlar yaşamıştı. Mersin halkının hafta sonu yapılan ankette kapılarını açmaması ve açanların da ankete katılmaması en büyük sorundu. Televizyonda anketlerin sonuçlarını izlerken bu insanlar neler hissediyor acaba. Genel olarak hep evde erkek yok deyip kapılar yüzümüze kapanıyor maalesef. Oysa seçimlerde oy kullanacak fikri olan insanların konu anket olunca oy verdiği partiyi bile söylemekten çekinmesi oldukça saçma.
Ankara’da ise durum farklı idi. İnsanlar oldukça rahat bir şekilde anketlere katılım sağladı. Zaten alışıklar her seçim öncesi anket yapılmasına.
Her soruya sadece cevap vermeyip yorumlarını da yaptılar. Hemen hemen herkesin cumhurbaşkanının seçilememesine olan kızgınlığı büyüktü. Koca meclis nasıl oluyor da bir cumhurbaşkanını seçemiyor diyorlardı. İşin bir başka boyutu da anketler sırasında gidilen köyler. Hemen hemen herkesin büyük bir misafirperverlikle karşıladığı köylerde ise durum çok vahim. Gittiğim köy Altındağ’a bağı Kavaklar köyü idi. Şehrin neredeyse dışında. Havaalanına yakın. Ulaşım ise oldukça zor. 340 hane var ama aslında 140 hane dışındakiler sonradan başka şehirlerden göç ederek gelmişler. Lise yok koca köyde. Lise için 1.5 saatte Ulus’a iniyorlar. Okul çıkışında ise 19:20’ye kadar otobüsü bekliyorlar. Sağlık ocağı da yok. Konuştuğum köylülerden biri karısını hastaneye yetiştirirken yolda kaybetmiş. Seçim gezileri çerçevesinde gelen adaylar hep söz vermiş ama tutmamış. Ankara’da ki köylünün Avrupa Birliğinden haberi yok. Ne faydası var ne zararı hiçbir bilgileri yok. Hiç kimse gelip bilgilendirmemiş. Bunları görünce Mersin köyleri aklıma geldi hemen onlar ne yapsın Ankara’da ki tablo böyle olursa.
Seçim süreci boyunca sürekli tekrarlanacak anketler. Her gelişme sonrası sahalara çıkılıp yeni anketler yapılacak. Bize kimse bir şey sormuyor baştakiler her şeyi kendi başına yapıyor diyenlerin şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. Sandık öncesi anketlere görüşlerini bildirmekte vatandaşlık görevidir. Bunu kim yaptırıyor, hangi ülkenin parasıyla, hangi partiye yapıyorsunuz sorularının saçma olduğunu kabul etmeli herkes. Özellikle seçim dönemlerinde araştırma şirketi tüm partilerle anlaşma yapar ve çıkar sahaya. Anketin sonuçları medyaya ve partilere satılır. Tarafsızlık ön plandadır. Zira önemli olan anket sonuçlarının seçim sonuçlarına en yakın oranda çıkması anket şirketinin tarafsızlığını ve başarısını gösterir. Tüm şirketlerde birincil amaç da seçim sonuçlarına en yakın sonuçları elde etmek seçim öncesi sonuçları en az hatayla halka duyurmaktır.Bu konuda size düşen ise kapınıza gelen anketörlere yardımcı olmak ve görüşlerinizi çekinmeden belirtmektir. Aksi takdirde anketlerin başarısız olması sürpriz olmaz.
Yorum Gönder