Bugünün genç nesli ilk okumalarını Harry Potter, Twilight ve Narnia gibi eserlerle yaptıkça gençlik dizi ve filmleri de doğal olarak fantastiğe gömülmüş oldu. Her türe etki ederken işlenmedik konu da bırakmıyorlar gibi dursa da işlemeye devam ediliyor. Bir parça aşk, şaşkınlıklar ve büyüme hikâyelerinin yerlerini özel güçlere ya da yeteneklere sahip kişilerin öyküleri alıyor. Seyircisi bu kadar hazır olunca inandırıcılık sorunu taşımayan yapımlara bir yenisi de bu ay İspanya’dan eklendi.
2 Eylül’de başlayan altı bölümlük İspanyol dizisi “Tú no eres especial” ya da diğer adıyla “You’re Nothing Special”ın yaratıcısı ülkesinin üretken isimlerinden Estíbaliz Burgaleta. “Skam España” ve “Las chicas del cable” ile tanınan Burgaleta, senaryoyu da bu iki yapımda birlikte çalıştığı Alberto Grondona ve Sergio Granda ile birlikte kotarmış. Yönetmen koltuğunda da iki tanıdık isim oturmuş. Laura M. Campos ve Inma Torrente son olarak “Valeria”da koltuğu paylaşmıştı. Oyuncu kadrosu da Netflix’te İspanyol dizilerini izleyenlerin tanıdığı genç simalardan oluşuyor. Baş karakteri Dèlia Brufau canlandırırken Óskar de la Fuente, Ainara Pérez, Jaime Wang, Elia Galera, Jordi Aguilar, Miriam Cabeza ve Gabriel Guevara da ona eşlik eden isimler.
Hayli basit bir konuya sahip “Tú no eres especial”, Barcelona’dan sıkıcı bir kasabaya dönmek zorunda kalan bir genç kızın yaşadığı değişimi işliyor. Minik bir eklemeyle, iç sesle. Amaia, tüm arkadaşlarından ve Barcelona’dan ayrılarak hiçbir şeyin tam ortasında yer alan, annesinin doğup büyüdüğü Salabarria’ya taşınmak zorunda kalır. Kız kardeşi ve annesiyle yeniden başladıkları hayat ona minik bir sürpriz bahşeder. Hiç tanışmadığı büyükannesi kasabanın meşhur cadısıdır. Tavan arasında bulduğu eşyaları kurcalayınca bulduğu defterlerde yer alan büyüleri uygulamak üzere kolları sıvar. Annesine geçmeyen güçler belki ona geçmiş olabilir.
Amaia’nın sıklıkla iç sesiyle anlatıcısı da olduğu dizi, minicik bir açılış sahnesiyle ne olacağını merak ettirmeye çalıştıktan sonra hiç vakit kaybetmeden kasabalılarla tanıştırıyor bizi. Arkadaşlarının da kendi gibi ilginç olması sürpriz olmuyor. Bir eşcinsel, bir iri kız ve bir uzakdoğulu. Aralarındaki tanışma, kaynaşmanın Amia’nın cadı olma ihtimali, parayla büyü yapma girişimleri, aşk ihtimali derken hızlıca finaline yürüyor. Eğlenceyi ön plana çıkaran, cadılık konusunun üstüne pek düşmeden yandan dolaşıyor. Her karakterine vakit ayırıyor, bazılarının geçmişine dahi gidiyor. Sorular yaratıp onları çözüyor. Hem karakterlerin yaratımında hem de olay örgüsünde en basit şeyleri seçiyor. Hiç kafa karıştırmaya, oyunlar yapmaya çalışmıyor. Ne bekleniyorsa o oluyor. Hedefi neyse teklemeden ona yürüyor. Altı bölümde çok şey anlatmaya çalışıyor ve bunu da başarıyor. Finalini de devam etmese de olur şekilde yapıyor. Elbette işlenecek konu var ama her karakteri için mutlu anlar yaratarak kapatıyor hesapları.
Tipik sersem kızın ihtimaller ve soru işaretleri arasında minik bir kasabada şekillenen hayatını işleyen “Tú no eres especial” izleyicisini yormadan akıp giden çıtır çerez bir seyirlik. Üzerine kafa yormayacak hafif bir seyirlik arayanlar için biçilmiş kaftan.
Yorum Gönder