♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Last Light : Akbabaların Etlerini Çalmak


Yaklaşık bir yıl önce bugünlerde bir mini dizi haberi almış ve heyecanlanmıştık. Lost’un yıldızı Matthew Fox uzun yılların ardından ekranlara döneceğini teyit etmişti. Peacock’da yayımlanacak dizinin bir roman uyarlaması olduğu ve tek sezonluk beş bölümlük bir mini dizi olacağını da öğrenmiştik. Fox’un neden bu diziyle döneceği, ya da dönüş için neden bu diziyi seçtiği muamması için duyduğumuz meraklı bekleyiş sona erdi ve dizi 8 Eylül’de yayımlandı. Dünyayı kıyamete sürükleyen hikâyesi Fox’u özleyenleri bekliyor.

Matthew Fox’un 12 yıl aradan sonra ekranlara dönüşüyle ilgili çok fazla bilgi yok. Ortalarda da pek görünmediği için bunca yıldır ne yaptığını da pek bilmiyoruz. 2010’da biten Lost’un ardından “Emperor” ve “Alex Cross” ile 2012 yılında beyazperdede görünmüş, bir yıl sonra “World War Z”de son kurgunun akıbetine uğramıştı. 2015’de “Extinction” ve “Bone Tomahawk”ta oynadıktan sonra sinemada istediği etkiyi yaratmadığı iyice netleşti. Lost’un Jack Shephard’ı olmaktan öteye geçemedi. Öyle özel bir yeteneği olan oyuncu olmadığı için çok aranan bir isim olmadığı da belli ama emeklilik kararı vermiş gibi görünüyordu bir bakıma. “Last Light” ile dönüşü bu noktada bir iki soruyu cevaplamış. Dizinin dünya prömiyeri Monte-Carlo Television Festival’de yapıldığında neden geri döndüğü sorulmuş. Kafasındaki her şeyi yaptığı için uzaklaştığını söyleyen Fox, yapım yöneticiliğini denemek istediğinin altını çizerek proje hoşuma gitti demiş. Konunun ilk ağızdan cevabı bu… Öte yandan bir de üstü kapalı tutulan ve dedikodular mevcut. Fox’un alkol ve şiddet sorunu olduğu sık sık dillendiriliyor. 2011’de bir otobüs sürücüsünün, üstelik de vajinasına tekme attığıyla ilgili bolca haber mevcut. Polise intikal etmeyen ama kulaktan kulağa yayılan bilgi olarak hep gündemde… 2021’de alkollü araç kullanmaktan göz altına alındığı bilgisiyse teyitli. Fox ile ilgili en çok yapılan dedikoduysa kadınları dövdüğü. Fox her fırsatta bunu reddetse de diğer Lost oyuncularının bunu kulislerde sık sık dillendirdiği söyleniyor. Bunca popülerliğe rağmen Lost sonrası kariyerinin bunca boş olmasıyla ilgili yapımcıların hoş gözle bakıp bakmadığı sorusu da hep cevapsız kalacak. Fox’un istediği gibi executive producer olarak da yer aldığı “Last Light” işte bu söylentilerin arasında geldi ekrana deyip diziye dönelim.

“Last Light” ağırlıklı olarak genç yetişkin romanları yazan ve dokuz kitaplık bilim kurgu serisi “TimeRiders” ile tanınan İngiliz yazar Alex Scarrow’un aynı adlı çoksatar romanından uyarlama. 2007 yılında yayımlanmış ve yazarın ilk çıkışını yaptığı ikinci romanı aynı zamanda. Dilimizde yankı bulmayan yazarlardan Scarrow. Sadece tek kitapta kalmış. Meşhur serisi “Zaman Yolcuları” adıyla 2013’te başlamış ama ilgi görmeyince devamı gelmemiş. Dizinin künyesi de hayli ilginç. Biraz dolaylı yollardan gelişmiş proje. Patrick Renault’un Fransız televizyonu için geliştirdiği proje gerçekleşmeyince Patrick Massett devreye girmiş ve dizinin yaratıcısı olmuş. John Zinman ve Patrick Aison ile senaryoyu kotarmışlar. Aktör olarak tanıdığımız Massett, 2001’de “Lara Croft: Tomb Raider” ile senaristliğe adım atmış bir isim. 2007’de tv’ye “Veritas: The Quest”i John Zinman ile birlikte yaratarak geçmiş ve böylece bir ortaklık da doğmuş. Yeniden çevrim “Knight Rider”, “Friday Night Lights” ve “Caprica” ikilinin senaryo grubunda olduğu dizilerden bazıları. Son ortak üretimleri de 2016 yapımı film “Gold”. Tempo ve akıcılık konusunda sorun yaşamayan dizilerin altında imzaları olan ikili yönetmen koltuğuna doğru bir ismi seçmiş. 1995’ten bu yana pek çok dizide imzası olan Dennie Gordon. Beş bölümü de yöneten Gordon uzun metraj havasını başarıyla yakalamış. Fox deyip buralara kadar gelmişken ona eşlik eden isimleri de sayalım. Joanne Froggatt, Alyth Ross, Taylor Fay, Amber Rose Revah ve Victor Alli kadronun öne çıkan isimleri.

“Last Light” hızlıca başlayıp sayfaları nefes almadan çevirten bir romandan uyarlandığı için aynı formülü uyarlıyor. Fazla vakit kaybetmeden konusuna girip gerektiği yerde aksiyonu yeri geldiğinde de gerilimi işleterek ilerliyor. Alanından uzman Andy Yeats ve ailesiyle tanışıyoruz. İşi gücü bırakıp gözlerindeki sorunu körlüğe doğru ilerleyen oğlu ile ilgilenen eşi ve kızı ile Yeats ailesi sorunlar da yaşasa mutlu olmaya çalışıyor. Kapıda bir arabanın belirmesiyle Andy soluğu ortadoğuda alıyor. Petrolde yaşanan bir sorunu tespit etmesi ve çözmesi isteniyor. Tam da bu sıralarda dünyada ilginç şeyler olmaya başlıyor. Elektrik şebekelerinde başlayan sorunların bir sonraki halkası petrolün kullanıldığı her alan olunca anlaşılıyor ki petrolde bir şey var ve bu insanlığı kıyamete sürükleyecek denli büyük. Andy’ye bir ajanın eşlik etmesi, kızlarının peşine de birilerinin düşmesiyle başlayan macerayı izliyoruz. Hızla kıyamete doğru sürüklenen dünyayı kurtarmak Andy’nin ellerinde.

Sıradan bir çoksatar kıvamında ilerleyen dizi yaşanan sorunu üstlenen grubun yaptığı açıklamayla insanlığa seslendiği bölümlerde biraz yükselişe geçmiş gibi görünse de sesi pek gür çıkmıyor. Dünyayı zenginler, akbabalar yönetiyor diyor kıyamet bekçileri. Akbabaların elinden etlerini alınca yeni bir dünya kurulacak. Bunu umut aşısı olarak almakta zorlanıyoruz. Kaldı ki devamı gelmiyor pek. Eni sonu konunun çıktığı yer de daha önce defalarca gördüğümüz şeylerin tekrarı. Tüm kaosun ortasında ailenin birbirinden haber alamaması, ameliyat için Fransa’da olan anne oğulun iptal olan ameliyat sonrasında ülkesine geri dönme çabaları, çaresizliği ve yasa dışı yolları denemek zorunda kalmaları daha çok ilgilendirmiş dizinin yaratıcılarını. Dünya kıyamete doğru gitse bile aile bir arada kalmalı ve sonunda sımsıkı bir sarılma ile sıcacık bir kucaklaşma olmalı. Bu yüzden pek çok şeyi ıskalıyor dizi. Ailenin durumu tamamen klişe olmasına ve çok daha kısa sürelerde işlenebilecekken kıyamet senaryosuna ve arkasında kimin olduğu bulmacasına çok vakit harcamıyor. Olabilecek en kötü senaryoyu bile gözler önüne sermekten uzak kalmayı tercih ediyor. Diziyi beş bölüm olarak tasarlamak da hata gibi görünüyor. Zira evet temposu düşmeyen tek oturuşta bitirilebilecek bir dizi ama her şey çok kolay çözülüyor. Bir parça zorluk iyi olurdu sahi. Her şeyin başındaki adamı da ilk anda ucundan kıyısından o kadar komik gösteriyor ki klişe bile demek yetersiz kalır. Belli ki bu kaos ortamını ve bilinmezliği özlemiş de oynamayı kabul Fox diyebiliriz özetle.

İnebileceği derinlikleri pas geçerek kıyamete doğru sürüklenen dünyada birbirlerine kavuşma çabasındaki ailenin öyküsünü anlatan “Last Light”, akbabaların önündeki etleri çalmak şöyle dursun masaya yeni tabak ekleyen üstünkörü bir vasat dizi olarak unutulmaya aday.

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template