Mevcut Amerika başkanı Donald Trump her açıklamasıyla
insanları kızdırıp dünyayı karıştırırken gafları ve tutarsızlığıyla tuhaf bir
profil çiziyor. Nevi şahsına münhasır bir karakter olduğuna kimsenin şüphesi
yok. Her konuda kullanılabilecek bir sınırsızlığı ve pişkinliğe sahip
olduğundan sanatçıların gözdesi durumunda. Özellikle haber yorumcuları ve komedyenler
için bitmek bilmeyen memba görevi göreceği aşikar. Başkanların filmler ve
dizilerde kullanılmasına sıkça şahit olmuştuk ama komedi unsuru olarak
kullanılmasına pek aşina değiliz. “South Park” gibi keskin dilli şovlar
haricinde en azından benim aklıma gelen örnek yok. Bunu hazırlayan da biraz
Başkanların icraatları aslında… Bu bağlamda Trump gibi uç bir örnek kullanım
açısından yolu sonuna kadar açmış oluyor. Yolun ilk örneklerinden biriyse
internet üzerinden film izlenen sitelerde sıkça karşımıza çıkan bir b türü
oldu. 2018 yapımı Amerikan işi “President Evil” ilginç bir yeniden çevrim ya da
yorumla başkanı hicvediyor.
B türü filmlerin üretken isimlerinden Richard Lowry
yönetmen koltuğunda otururken, senaryoyu da türün ödüllü isimlerinden Gregory
P. Wolk ile birlikte kotarmış. İkilinin birlikte ikinci işleri. Fikrin ilk
ortaya çıkışı da Wolk’un yönettiği Trump maskeli bir adamın abukluklarından
oluşan aynı adlı kısa film olmuş. İlk senaryosuna 2016 yılında “Jean” ile imza
atan Wolk, bu ödüllü başlangıçtan sonra 2018 yılına üç senaryo birden
sığdırmış. “A Lesson in Cruelty”, “Apocalypse Rising” ve “President Evil” ile
komedi etrafında birleşmiş. Son ikisinde yönetmenliği Lowry üstlenmiş. 1985
yılında 45 dakikalık gerilim “Noises” ile ilk adımı atan Lowry, yirmi filmlik
bir filmografiye sahip. Küçük bütçelerle video pazarına b-türü filmler üreten
bir isim. Vasat işlerinden en çok akılda kalanı “Rise of the Empire” diyelim
ama onun bile çok bilinmediği dipnotunu da düşelim. Elbette oyuncu kadrosundan
bahsetmeye gerek yok. Tanınmamış simalar her zamanki gibi. Ryan Quinn Adams,
Kevin Alain, Sitara Attaie ve Havon Baraka başı çekiyor desek yeterli.
“President Evil” bir yeniden çevrim esasen. Ama küçük
farklarla. Gayet orijinal bir fikir gibi görünüyor. John Carpenter’ın unutulmaz
klasiği “Halloween” üzerinden meramını anlatmayı denemiş ikili. Michael Myers
elinde bıçakla nasıl gezip dehşet saçıyorsa aynen saçıyor. Sadece yüzündeki
maske farkıyla. Donald Trump maskesiyle düşüyor kurbanlarının peşinde. Film bir
başkanlık seçimi günüyle yapıyor açılışını. Reegan kazanmış. Sonuçların yankı
bulduğu evde bir çocuk annesini öldürüyor ve ana karakterimizi böylece tanımış
oluyoruz. Bir fahişe eskisi ile zengin bir adamın evliliğinden doğma David,
annesini slikonlarını patlatarak öldürünce akıl hastanesinin yolunu tutuyor.
Aradan otuz yıl geçtikten sonra tıpkı Myers gibi kaçıyor. Elinde Amerikan
bayrağı baskılı bıçakla cinayetlere başlıyor.
Söz konusu Trump olunca katilin hedefleri de onun
söylemleri üzerinden şekillenmiş. Bir travesti, bir siyahi ve bir müslümanın ana
kurbanlar olması hiç şaşırtıcı değil. İşi sadece cinayetle sınırlı tutmayan
film, Trump hakkında son derece cesur söylemler ve durum komedisiyle iyi bir
hiciv tutturmuş. Sadece idiyotlar güneş tutulmasına gözlüksüz bakar dendiğinde
kamera Trump’ı buluyor örneğin. Elbette gözlüksüz bakarken. Kameranın dolaştığı
her yerden radyodan, televizyondan Trump’ın açıklamalarının gelişi de eksik
olmuyor. Elbette gerçek konuşmaları değil. Daha sert ve ayrımcı konuşmalar.
Herkesin bu konuda yorum yapmasıyla lafını hiç esirgemeden devam ediyor film.
Başkan değil diyor sık sık. Ne olduğu konusunda da sınırları yok. Şeytan, çöp
kovası, bok derken uzunca bir liste var. Böyle bir hicvin ortasına korkuyu
yerleştirmek pek kolay değil. Bunun için “Halloween” seçilmiş. Korku sahneleri
aynı mantıkla çekilmiş ve filmin orijinal tema müziği de kullanılmış. Gayet iyi
formüle edilmiş bir senaryo. Pratiğe de başarıyla dökülmüş. Küçük detaylarla da
süslemesi ihmal edilmemiş. Başkandan nefret edenler için hayli rahatlatıcı bir
kin kusma çıkmış ortaya.
Korku filmi janrının tüm gereklerini yerine getiren “President
Evil”, başkanını katil olarak ilan ederken seksen bir dakika boyunca eğlenceli
bir seyirlik çağrısında da bulunuyor. Farklı bir şeyler izlemek isteyenler, tür
kırması meraklıları ve hiciv severlerin ıskalamamasında fayda var.
Yorum Gönder