Seksenli yıllarda doruğa çıkan uzay çağının getirisi fantastik öyküler artık yerini aksiliklerle dolu gerçeklere bırakmış durumda. Bilim kurgunun uzay boşluğunu büyük maceralar ve sonsuz olasılıklarla kurmasının üzerinden geçen yıllar işi artık tersi boyuta getirdi. Özellikle “Marslı” romanının uyandırdığı yankı ve sonrasında filme çekilmesi başka bir kapı açtı. Artık bilim kurgu filmi çekmek için öyle afili efektler ve büyük castlar gerekmiyor. Tek bir kişiyle kapalı mekanda da çekmek mümkün. Elde iyi bir senaryo varsa ve mantık ölçüsünde gerçeklerle bağdaşıyorsa fazlasıyla mümkün. 2018 yapımı İngiliz işi “Solis” işte böyle bir film.
Solis bir ilk film denemesi. Carl Strathie altı kısa filmin ardından ilk uzun metrajına soyunmuş. 2011 ile 2013 arasına altı kısa film sığdıran Strathie, yaptığı tür gezintilerinin ardından beş yıllık sessizliğini bilim kurgu ile bozmuş. Senaryonun da sahibi olan Strathie, filmi de altı oyuncudan oluşan kadro ile kotarmış. Filmi sırtlayan isim “Westworld” ve “The Walking Dead” ile tanıdığımız Steven Ogg olurken Alice Lowe da ona sesiyle eşlik ediyor. Charlette Kilby, Sid Phoenix, Henry Douthwaite ve Kate Coogan kısacık rolleriyle kadronun tamamlayıcıları.
Solis, uzayda sürüklenen bir kapsülün içinde uyanan bir adamın verdiği yaşam mücadelesini anlatıyor. Troy Holloway ile tanışıyoruz. Baygın bir halde yatarken nerede olduğunu bilemeden kendine gelir. Uzay maden arama şirketi için çalışan Hathor 18 gemisinin pilotudur ve kalkış sırasında yaşanan olay sonucunda tüm ekibini kaybetmiştir. Yanında yatan yardımcı pilota baktıktan sonra kendini kontrol eder ama bir kaçış kapsülünde olduğunu fark etmesiyle olaylar gelişir. Kapsül kontrolü dışında ve hızla güneşe doğru sürüklenmektedir. Manzara korkunçtur ve süre sınırlıdır. Tüm olasılıklar ölümü üzerine kuruludur. Kumandan Roberts’ın sesini duymasıyla olaylar gelişir.
Daha önce de örneklerini izlediğimiz gibi tek oyuncu ile tek mekanda çekilmiş bir bilim kurgu filmi Solis. Tüm film boyunca pilotu görüyor, kumandanın da sesini duyuyoruz. Dolayısıyla baştan belirtelim, aksiyon ya da macera bekleyen izleyiciler hızla uzaklaşsınlar. Filmde aksiyon ya da maceraya dair bir ize rastlanmıyor. Tamamen diyaloglar üzerinden yürüyen bir bilim kurgu bu. Kapsülün içinde geçiyor büyük çoğunluğu. Yer yer kapsülün uzay boşluğunda savrulması ve güneş de kadraja giriyor ama tüm olay kalan zamana ve ne olacağına dair teorilerden oluşuyor. Filmi değerlendirmek için ana kıstasımız da bu.
Solis’i izleyebilmek için bilim kurguya fazlaca bağımlı olmak gerekiyor. Aksi halde bir adamın sürekli konuşması ve teknik aksaklıklardan, teorilerden bahsetmesi çok sıkıcı gelecektir. Akmayan bir film olarak adlandırılacaktır. Bağımlılar için ise tam bir ziyafet mümkün. Strathie, filmi sürekli mantık çerçevesinde tutarak gerçekçiliği yakalamış. Öncelikle atmosferi çok iyi kurduğunu belirtelim. Görüntü yönetmeni Bart Sienkiewicz’in görüntüleri filmin tüm karakterini veriyor. Üstüne David Stone Hamilton’ın başarılı müzikleri de eklenince geriye senaryo kalıyor. Senaryosu da gerçekçi, detaycı ve mantıklı… İlk dakikalarda “Marslı”ya yapılan aşağılamayla karışık gönderme ile safını belli ediyor zaten Strathie. Bu aynı zamanda filmin tonunun da habercisi oluyor. Hızla güneşe doğru sürüklenen kapsülün karşılaşabileceği tüm olasılıklar gayet anlaşılır ve net. Ne olacaksa, ne dediyse onlar oluyor. Aşırıya kaçmadan, şova yeltenmeden kendi koyduğu kuralları aşmadan bir yaşam mücadelesini başarıyla anlatıyor ve şahane bir finalle de noktalıyor. Uzayın sınırsız boşluğunda geçen yaşam mücadelesi ilk yarısından sonra konuya ilgi duyanları içine hapsedecek düzeyde başarı yakalıyor. Neler olacağına dair merak duygusunu da sürekli canlı tutuyor. Strathie, tüm bunları 92 dakikaya sığdırmayı başarmış. Tempoyu kontrolünde tutmuş ve akıcılığı sağlamış.
Prömiyerini Edinburgh Uluslararası Film Festivali'nde yaptıktan sonra birkaç festivali daha gezen “Solis”, vizyon şansı bulamayınca Mart ayı başında izleyiciye sunulmuş. Saf bilim kurgu arayan izleyiciye ziyafet sunmak için bekliyor. Türe hakim olanların ıskalamamasında fayda var.
Yorum Gönder