♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Kar : Gayr-i Meşru Sancılar

Yıl 2018 olmuş, bizde halen tv ve filmlere yansıyan gençlerin hikayesi gerçekliğin dışında. Cici kızlar ve oğlanlarla herkes işinde gücünde görünüyor. Herkes iyi. Sancısız, huzurlu, mutlu… Dağılmış ailelerin çocukları en fazla üzerlerine biraz daha fazla sorumluluk binmiş ve bir anda büyümüş. Nedense ergenlik sancılarından bahsedilmiyor pek. Ülke nüfusunun çoğunluğunu gençler oluşturduğu halde. Sinemanın yolunu tutanlar en çok onlar olduğu halde. Aynısını kitaplar için de söylemek mümkün hatta. Kültür sanatta gençlere yönelik üretim neredeyse yok gibi. Olanlar da klişelerle yoğrulup geliyor karşımıza. “Çılgın Dershane” denen saçmalığın üzerinden çok da zaman geçmedi. Ne kadar gerçek dışı olduğunu gördük. Bir ilk film olan “Kar” öncelikle bu açığı dolduruyor. Emre Erdoğdu, hiç lafını sakınmadan, korkmadan, çekinmeden ve estetik kaygıları da hafife almadan bir gençlik hikayesi anlatıyor. Pek karşımıza çıkmayan türde toplumsal dram olduğu için değerli. Sertliği ve hüznüyle de katlıyor bu değeri.

Kar, hayatta hiçbir amacı, hedefi olmayan bir grup gencin hikayesi. O meşhur tabirle, itlik, haytalık, serserilikle yoğrulmuş yaşamın filmi. Ağızlarından sigara, dillerinden küfür eksik olmayan bir grup gencin “sex, drugs and rock’n’roll” üçlüsünde gezinmelerinin öyküsü. İçlerinden birinin özelinde, kimselere ve hiçbir şeye layık görülmeyenlerin dramı… Seçim mi, seçimsizlik mi, öyle gerektiği için mi yoksa zaruretten mi bilinmez birbirlerine tutunarak ve tüketerek yaşamalarının hikayesi.

Bu hikayenin ana karakteri Müzeyyen ile tanışıyoruz ilkin. Her şey onun etrafında dönüyor. İki kere sınıfta kalan, sınavı umursamayan Lise son sınıf öğrencisi Müzeyyen… Kendi deyimiyle “profesyonel metres” annenin gayr-i meşru kızı. Annesinin “Orospuyuz biz!” demesinin altında sıkışmış bir hayat. Zamanlarını bir şekilde arkadaş grubuyla geçiren Müzeyyen her şeye ve herkese öfkeli… Küfretmekten, kavgalara karışmaktan hiç çekinmiyor. İsyanın vücut hali birçok bakımdan... Bu boktan hayatın imtihanı da var elbet. Meşru kardeşi olduğunu öğrendiği Ali dayanıyor kapıya. Seni tanımak istedim diyerek ısrar ediyor ve önce zorlansa da ısrar ederek gruba dahil oluyor ve hikaye akıyor. Yaşam da…

“Bu film Antalya’nın sokak aralarındaki hayatların ve Müzeyyen’in, henüz bebekken kendisine tercih edilen uzaktan kardeşi Ali’yle olan imtihanının hikâyesidir.” İbaresiyle tanımlıyor kendini basın bülteninde “Kar”. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin ilk gününde büyük ilgiyle izlenmiş ve ekip de seyirciyle buluşmuştu. “Sinemanın cahil cesaretine ihtiyacı var” diyen Emre Erdoğdu, “Müzeyyen bütün kadınlardan çıktı” demişti. Filmin adının neden “Kar” olduğunu sorusunu da “Ali karakteri Bolu’da yaşadığı için kar onun için huzur anlamına geliyordu ama Antalya’da yaşayan kar görmemiş Müzeyyen için başka… Onlar arasındaki farklılığı gösterebilmemin yoluydu kar benim için” diyerek  “Kar”ın senaryosuna 6 sene önce başladığını ve aslında bu hikâyeyi ikinci filmi için kurguladığını belirtmişti.

Aslında uzun uzun anlatmaya gerek yok. İyi film Kar. Festival gediklisi olmasının yanı sıra, Adana Altın Koza’dan dört ödülle ayrılması boşuna değil. Güçlü ana karakteri Müzeyyen’i cesur ve güçlü oyunculuğuyla ete kemiğe büründüren Hazar Ergüçlü sayesinde yükseliyor. Tempo sorunu taşımıyor. Karakterlerine de hikayedeki etkileri kadar yer veriyor. Unutulan gençleri, görmezden gelinen alt kültürü başarıyla resmediyor. Kimsenin bakmadığı yere bakan Erdoğdu, cesur ve etkili finaliyle de etki yaratıyor. İkinci yarıda biraz zorlamalar ve sündürmelerle ilerlemeye çalışması dışında pek eksiği yok. Atmosfer, sinematografi ve müzikler yerli yerinde. Hızlı kurgusuyla da sahicilik duygusunu destekleyen Kar, günümüz gençliğinin alt kültürüne dair toplumsal genellemelerin o bildik çerçevenin dışına taşarak gayr-i meşru sancılara odaklanıyor. Sevgisizliğin, bir başınalığın, hiçbir şeyin kıyısında olmanın ve yoksunluğun belgesine dair önemli bir sınav. Umut yok elbette. Işık da. Acılar her zaman olduğu gibi yürek tüketiyor…

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template