♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Kitap Yayınevi’nden Mart Yenileri

Kitap Yayınevi Mart ayını üç yeni kitapla karşılıyor. Roger A. Deal’in “II. Abdülhamid Döneminde Şiddet” alt başlıklı doktora çalışması “Namus Cinayetleri, Sarhoş Kavgaları” ve Konstantin Veliçkov’un “İstanbul’dan Hatıralar”ı Kitap Yayınevi’nden, George Sand’in iki novellasından oluşan “Lavinia” da Helikopter’den raflarda…

Namus Cinayetleri, Sarhoş Kavgaları - II. Abdülhamid Döneminde Şiddet / Roger A. Deal
Namus cinayetleri, kabadayı-külhanbeyi çatışmaları, sarhoş kavgaları, gasp ve hırsızlık. Şehir sakinlerinin büyük çoğunluğu bu olaylardan etkilenmemekle birlikte, sıradan şiddet suçları, 19. yüzyıl sonu İstanbul’unda olağan günlük olaylardandı. Bunların büyük bölümü, kabadayı ve külhanbeyi ya da çeşitli mülteci ve göçmen toplulukları gibi her birinin kendine özgü şiddet standartları olan belli alt kültürlerin ürünüydü. Diğer şiddet olaylarının kökeninde ise açgözlülük, öfke, cinsellik gibi daha evrensel dürtüler bulunuyordu. Öte yandan bu dönemde devlet giderek artan oranlarda şiddetin denetimini tekeline almıştı, insanların çoğu devletin şiddet tekelini benimsemişti ve şiddete doğrudan karşılık vermek yerine polis ve adalet sisteminden yardım istiyordu. Bazıları için şiddet, başkalarına hükmetmek, statü kazanmak ya da zenginleşmek için bir araçtı. Başkaları için yalnızca bir eğlence. İstanbul bir çok açıdan eşsiz bir kentti. Etnik açıdan çok bileşenli bir imparatorlukta kesişen bütün yolların kavşağında yer alması, ekonomik durumu, karmaşık ve sürekli değişken nüfus yapısı ve en önemlisi tarihi, onu imparatorluğun olduğu kadar dünyanın diğer büyük kentlerinden ayırıyordu. İstanbul aynı zamanda bir dünya şehriydi ve başka kentlerle birçok ortak özelliğe sahipti ama kentteki şiddet olaylarının çoğunu biçimlendiren özel etkenler de bulunuyordu. Örneğin kabadayılar yalnızca Osmanlı kentlerinde vardı ve kabadayı ve külhanbeyi kültürünün tuhaf bir karışımı da anlaşılan yalnızca İstanbul’da. Arşiv belgelerine, dönemin gazete haberlerine ve popüler tarih kitaplarına dayanan bu kitap, II. Abdülhamid dönemi Osmanlı başkentindeki şiddetin yapısı ve kaynakları üzerine hazırlanmış çok değerli bir bilimsel değerlendirme. Roger Deal, doktora çalışmasını Utah Üniversitesi’nde yaptı, Montana Üniversitesi, Calgary Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi gibi çeşitli kurumlarda çalıştı. Halen Güney Carolina Aiken Üniversitesinde öğretim üyesi. İlgi alanı geç Osmanlı toplumsal tarihi, özellikle de suç ve ceza adaleti sistemi.
Çeviri: Zeynep Rona, İnsan ve Toplum Dizisi, 1. Baskı Mart 2017, 176 sayfa, 27,50 TL

İstanbul’dan Hatıralar 1870 – 1890 / Konstantin Veliçkov
Şair, yazar, ressam, eğitimci, diplomat, siyaset ve devlet adamı Konstantin Veliçkov (1855-1907) Galatasaray Lisesi’nin ilk mezunlarından. Mezuniyetinden sonra Şarki Rumeli Eyaleti ve Bulgaristan Emareti’nde sorumlu görevler üstleniyor, Bulgar kültür ve sanat hayatına katkılarda bulunuyor. Ama çok geçmeden ülkesindeki toplumsal ve siyasi gerçeklerden derin bir hayal kırıklığına uğruyor. Veliçkov, 1890’lara denk düşen gönüllü sürgünlük yıllarını da İstanbul’da geçiriyor, eserlerinin büyük kısmını burada yazıyor. “İstanbul’dan Hatıralar ve İzlenimler” ortak başlığıyla Bulgarca bir dergi için kaleme aldığı yazılarda, talebelik yıllarını geçirdiği 1870’lerin ve gönüllü sürgünlüğünü yaşadığı 1890’ların Osmanlı payitahtı arasında sürekli gelip gidiyor ve zaman tünelinde karşılaştırmalar yapıyor.

“Fener’de Bir Gezinti,” bugün daha çok Demir Kilise olarak bilinen Aziz Stefan Bulgar Ortodoks Kilisesi’nin inşası bağlamında, bağımsız Bulgar kilisesi mücadelesinin aşamalarını canlı bir üslupla aktarıyor. “Balkapan Han” ise, Mısır Çarşısı’nın arkasındaki bu han, İstanbul’daki Bulgar kültürünün bir merkezi niteliğinde. “Çamlıca” yazısı ise dünya edebiyatında İstanbul’un coğrafi konumuyla ilgili yapılan en şiirsel tasvirlerden biri olmaya aday. Hatıralarla bezeli seyahat notlarında Bulgar şair ve yazar, hayatının en coşkulu yıllarını burada geçirmiş olmanın verdiği tecrübeyle, İstanbul’un o eşsiz ruhunu derinden hissediyor ve yorumlarıyla okura aktarıyor. İmparatorlukta ve payitahtta özel olarak Bulgar meselesini, genel olarak da 19. yüzyılın belli başlı hadise, süreç ve eğilimlerini takip etme ve derinlemesine anlama imkânı veriyor. Prof. Dr. Hüseyin Mevsim, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında öğretim üyesi
Çeviri: Hüseyin Mevsim, Anı ve Yaşam Dizisi, 1. Baskı Mart 2017, 80 sayfa, 12,50 TL

Lavinia / George Sand
İlk novellamızda, güzel Lavinia on altı yaşındayken Sir Lionel'e aşık olur, ama iki yıl sonra terk edilir. Saygın görünebilmek için yaşlı bir İngiliz lorduyla evlenir. Dul kaldığında ise birden karşısında onunla evlenmek isteyen iki kişiyi bulur. Lavinia'nın gönlünü kim kazanacaktır? Onu terk ettiğine pişman olmuş Sir Lionel mi, zengin genç kont mu? Yoksa bizi bir sürpriz mi beklemektedir? Yaşadığı dönemde toplum kurallarına kendisi de şiddetle karşı çıkmış olan George Sand, bu kısa romanında çok iyi bildiği 19. yüzyıl Fransız toplumunu, kadınlara biçilen kısıtlayıcı rolleri, karşılaştığı adaletsizlikleri alabildiğine yermektedir.

İkinci novellada, on altı yaşındayken manastırdan ayrılan Markiz elli yaşındaki bir soyluyla evlenir, altı ay sonra dul kalır. Deli gibi aşık olduğu aktör Lelio'yu sahnede seyredebilmek için erkek kılığına girer. George Sand yine kural tanımazlığıyla 19. yüzyıl geleneklerine karşı çıkarak kadın kahramanı hikayesinin anlatıcısı yapar. Hikayenin diğer kahramanı Lelio ise "iğfal eden erkek" efsanesinin tersine, Markiz'in arzu nesnesine dönüştürülmüştür. Markiz ile yazar arasında paralellikler kurmak mümkündür. NB
Türkçesi: Neslişah Başaran, İki Novella, 1. Baskı Mart 2017, 93 sayfa, 13,50 TL


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template