Kitap Yayınevi Ocak ayını iki yeni kitap ve iki tekrar baskıyla karşılıyor. Ulrich Jasper Seetzen’in iki ciltlik seyahatnamesi “İstanbul Günlükleri ve Anadolu’da Yolculuk - 12 Aralık 1802 – 22 Kasım 1803” ayın yeni kitabı olurken, Peter Burke imzalı “Tarihin Görgü Tanıkları - Afişten Heykele Minyatürden Fotoğrafa” altıncı, Dimitri Gutas’ın “Yunanca Düşünce Arapça Kültür - Bağdat’ta Yunanca-Arapça Çeviri Hareketi ve Erken Abbasi Toplumu” da yedinci baskısıyla yeniden raflarda yerini alıyor. İvan Gonçarov’un dilimize ilk kez çevrilen iki novellası “Hayırlı Bir Hata” da Helikopter etiketiyle raflarda…
İstanbul Günlükleri ve Anadolu’da Yolculuk - 12 Aralık 1802 – 22 Kasım 1803 / Ulrich Jasper Seetzen
Alman seyyah Ulrich Jasper Seetzen 1802’de geldiği İstanbul’da altı ay kaldıktan sonra Anadolu yolculuğunun ilk durağı olan Bursa’ya gider. Manisa üzerinden İzmir’e ulaştıktan bir süre sonra da kervanla Halep’e doğru yola koyulur. Uşak, Afyon, Konya ve Antakya’yı görüp, dikkatini çeken her şeyi günlüğüne kaydeder. Bir yılı aşkın süre Halep’te kalarak Arapçayı iyi konuşacak kadar öğrenir, Müslümanlığı kabul ettikten sonra da Cidde ve Mekke’ye gidip hacı olur. Artık Hacı Musa Efendi adıyla bilinmektedir. 1811’in Eylül ayında Maskat’a gitmek üzere El-Muka’dan ayrılırsa da iki gün sonra ölü bulunur. Sana imamının emriyle yol arkadaşlarınca zehirlenmiş olduğu düşünülmektedir. Seetzen’in Türkçeye iki cilt halinde kazandırdığımız 800 sayfaya yakın hacimdeki eseri her şeyden önce III. Selim dönemi İstanbul’una ayırdığı neredeyse 400 sayfayla bir Batılının gözünden kentin günlük yaşamına dair o tarihe kadar yazılmış en ayrıntılı anlatıdır. Kahvehaneler, mesire yerlerinde yemek yiyip, şarkılar söyleyerek ve halk oyunları oynayarak Paskalya yortularını kutlayan Rumlar ve Ermeniler, Kürtlerin türküler söyleyerek yaptıkları halk oyunları, kısbetlerini giymiş pehlivanların yağlıgüreş müsabakaları, çocukların sokak oyunları Seetzen’in dikkatle izleyip kaydettiği ayrıntılardır. Yazar pamuklu dokumaların üretildiği, boyandığı, üzerlerine desenlerim basıldığı işyerlerini, ipekli dokuma evlerini, ipek bükümhanelerini, top dökümhanesini, gemi çapası atölyesini, kiremit ve tuğla ocaklarını da gezer. Zeytinyağı üretiminde ve imparatorluğun kahve kavurma işliğinde (tahmis), cam atölyelerinde çalışan işçilerin çektikleri güçlükleri ayrıntılarıyla anlatır, bağa ve sedef kakmalı eşyalar üreten zanaatkârların, saraçların, nargile çubukları yapan ve lüleleri altın yaldızla kaplayan ustaların hünerlerini hayranlıkla seyreder. Seetzen’in yeni açılan Mühendishane Mektebi ile Üsküdar’daki Türkçe eserler basan matbaa hakkında verdiği ayrıntılar ise bilim ve matbaacılık tarihimize katkı yapacak niteliktedir. Yazar bentleri, kente su ileten kemerleri, sarnıçları inceler, Galata Kulesi’ne de çıkarak camilerin muazzam kubbeleri ile bezenmiş büyüleyici manzarayı seyreder. Seetzen’in Anadolu yolculuğu ise bizlere o dönemin Bursa, Manisa, İzmir, Uşak, Afyon, Konya ve Antakya gibi şehirlerinin camileri, pazar yerleri, medrese, tekke ve kütüphaneleri, evleri, bahçeleri, hanları ve hamamları hakkında değerli bilgiler sağlar. Yol güzergâhındaki yaşadığı eşkıya korkusunu, yerel ayanların gücünü, kıyı kesimlerinden Anadolu içlerine ilerledikçe yabancıları görmeye alışık olmayan ahalinin kuşkulu yaklaşımlarını ilginç gözlemleriyle aktarır. Anadolu coğrafyasının yer yer büyüleyici atmosferini de çok güzel tasvir eder.
Çeviri: Selma Türkis Noyan, Sahaftan Seçmeler Dizisi, 1. Baskı, Ocak 2017, Cilt 1: 392 sayfa, Cilt 2: 380 sayfa, Fiyatı: 97,50 TL
Tarihin Görgü Tanıkları - Afişten Heykele Minyatürden Fotoğrafa / Peter Burke
Mağara resmi, ikona, gravür, taş baskı, ahşap oyma, harita, minyatür, fresk, heykel, resim, fotoğraf, dokuma, karikatür, afiş... Hepsinin de tarih araştırmacılarına söyleyecek şeyleri var. Yanlız onlara mı ? Geçmişi anlamak isteyen herkese... Bir imge ile karşılaştığımızda “tarih ile karşı karşıya” geliriz. Farklı zamanlarda, dünyanın farklı köşelerinde ve kültürlerinde üretilen, çeşitli imgeler içeren görsel malzemeler bize ne anlatır ? Onlara bakarak tarihi okuyabilir miyiz, anlayabilir miyiz? İmgeler tanıklığı olmasaydı, maddi kültür tarihi neredeyse imkansız olurdui zihniyetlerin tarihi, günlük yaşamın tarihi de. Bu kitapta, Kültür Tarihi Profesörü Peter Burke, Görsel malzemenin tarihi anlamak için nasıl kullanılacağını inceliyor. Her türlü imgenin belirli bir toplumu anlamada bize nasıl yol gösterebileceğini örneklerle sunuyor. Sessiz tanıkların “satır aralarını” okurken, tarihçileri tuzaklar konusunda uyarıyor. Sosyal gruplar imgelerle nasıl temsil ediliyor? Toplumsal cinsiyet, yabancılar hakkındaki basmakalıp yargılar imgelere nasıl yansıyor? Tarihin yazılışında görsel kanıtların yararları ve tehlikeleri nelerdir? Burke, tarih ve sanat meraklısı okuru görsel malzemeler arasında zaman ve mekan izlemeden meraklı ve öğretici bir yolculuğa çıkarıyor. Peter Burke, Cambridge Üniversitesi’nde Kültür Tarihi profesörü. Bilginin Toplumsal Tarihi, Tarih ve Toplumsal Kuram, Yeniçağ Başında Avrupa Halk Kültürü adlı eserleri Türkçe’de yayınlandı.
Çeviri: Zeynep Yelçe, Tarih ve Coğrafya Dizisi, 1. Baskı: Nisan 2003, 6. Baskı Ocak 2017, 244 sayfa, 30,00 TL
Yunanca Düşünce Arapça Kültür - Bağdat’ta Yunanca-Arapça Çeviri Hareketi ve Erken Abbasi Toplumu / Dimitri Gutas
Halife el-Mehdî, Aristoteles’in Topika’sının Arapça’ya çevrilmesini emretmişti. Nasturi patriği I. Timotheos, İS 782 civarında kitabı Süryanice’den çevirdi.Yunanca’sına danışmayı da ihmal etmedi. Mehdî iyi bir öğrenciydi; kitabı dikkatle okudu ve açık bir münazarada İslam’ı savundu. Tartıştığı Hıristiyan, Patrik I. Timotheos’tan başkası değildi. Timotheos, anılarında halifenin kendisiyle tanrıbilim tartışmasına girmesine ilk başta şaşırdığını; fakat daha sonra Mehdî’nin Hıristiyanlığa yönelttiği bütün itirazların üstesinden geldiğini –gayet kibarca– anlatır. Aristoteles’in Topika’sı o dönemde Arapça’ya çevrilen Yunanca eserlerden sadece biriydi. Yunanca-Arapça çeviri hareketi Arap Abbasi hanedanının iktidara gelmesi ve ardından Bağdat’ın kuruluşuyla birlikte (İS 762) başladı. İki yüzyılda astroloji, simya, fizik, matematik, tıp ve felsefe gibi çeşitli konuları kapsayan dindışı bilimsel ve felsefi Yunanca eserlerin neredeyse tamamı Arapça’ya çevrildi. İnsanlık tarihinde yeni bir çağ başlatan bu hareket Perikles Atina’sı, İtalyan Rönesansı veya 16.-17. yüzyıl bilimsel devrimiyle aynı kategoride yer alır ve insanlık tarihi için çok önemlidir.
Yunanca Düşünce, Arapça Kültür bu çeviri hareketindeki toplumsal, siyasal ve ideolojik etkenleri araştırıyor, Arap bilim ve felsefe geleneğinin önemli rolünü inceliyor ve 9. yüzyıl Bizans uyanışıyla doğrudan bir bağlantısı olduğu savıyla, İslam ülkelerinde ve dışında bu mirasın izlerini sürüyor. Dimitri Gutas,Yale Üniversitesi’nde Arap Dili ve Edebiyatı profesörü. Greek Wisdom in Arabic Translation, 1975; Avicenna and the Aristotelian Tradition, 1988; A Greek and Arabic Lexicon, 1992 (Gerhard Endres ile birlikte) yayınladığı eserler arasında.
Çeviri: Lütfü Şimşek, Tarih ve Coğrafya Dizisi, 1. Baskı: Temmuz 2003, 7. Baskı Ocak 2017, 240 sayfa, 29,00 TL
Hayırlı Bir Hata / İvan Gonçarov
Bir kitapçıda arka kapak yazısına bakarak kitap hakkında çok genel bilgi edinmek isteyen okur için ben de çok kısa özetleyeyim: elinizdeki kitabın ilk novellası, alaycı bir sosyete ve romantizm eleştirisidir; ikinci novella ise Oblomov’un... diyelim ki, doğuşu, bebekliğidir. Hayırlı Bir Hata’da ömrünü balolarda geçiren ve romantiklerin uydurduğu abartılı duyguları hayatın tek gerçeği sanıp onlar gibi yaşamaya çalışan soylu sınıfı yerden yere vurulur; Habis Bir İllet’te ise Oblomovculuk ile onun tam karşısına konulan sonradan görme Emile’cilik. Bu iki eser de daha önce Türkçeye çevrilmemiş, yani onları Türkçede ilk okuyanlar arasında olacaksınız. Üstelik, daha da tuhafını söyleyeyim size, en azından son elli yıldır Rusçadan başka bir dilde de yayınlanmamış bunlar (belki de başka bir dile hiç çevrilmemişler). Yani, ey kitapçıdaki okur, ben derim ki bu keyifli ayrıcalığı kaçırmayın. HY
Türkçesi: Hazal Yalın, İki Novella, 1. Baskı, Ocak 2017, 104 sayfa, 16,50 TL
Yorum Gönder