♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Kitap Yayınevi’nden Aralık Yenileri

Kitap Yayınevi Aralık ayını iki yeni kitap ve iki tekrar baskıyla karşılıyor. Hüseyin Mevsim’in “Bulgarların Kaleminden Kent Manzaraları 1862-1878” alt başlıklı kitabı “Diyarbakır Sürgünleri” ayın yeni kitabı olurken, Vraça’lı Sofroni’nin “Osmanlı’da Bir Papaz - Günahkâr Sofroni’nin Çileli Hayat Hikayesi” ve Hakan Özoğlu’nun “Cumhuriyetin Kuruluşunda İktidar Kavgası - 150’likler, Takrir-i Sükûn ve İzmir Suikasti” de ikinci baskılarıyla yeniden raflarda. Jean Echenoz’un romanı “Göl” ise Helikopter etiketiyle raflarda...

Diyarbakır Sürgünleri / Hüseyin Mevsim
Bulgarların Kaleminden Kent Manzaraları 1862-1878
Diyarbakır, Bulgarların milli hafızasında çok önemli bir yer işgal eder. Bu şehir 19. yüzyılın ikinci yarısındaki sürgünler nedeniyle Bulgarların kolektif hafızasında son derece olumsuz, hatta ürpertici çağrışımlara sahiptir. Bir yandan tarifsiz acıların yaşandığı bir yer olarak, bir yandan da milli benliğin ve kimliğin kazanılmasında mühim bir aşama ve çile yolu olarak görülür. Bunun nedeni, 1862-1878 yılları arasında, Bulgaristan’da vuku bulan milli amaçlı çetecilik faaliyetleri ve isyan hadiseleri neticesinde çeşitli yaş, meslek ve sosyal zümrelerden 140 Bulgarın beş kafile halinde Dicle kıyısındaki kadim şehrin kalesine sürgün edilmesidir. Bazı sürgünler, özellikle kış aylarına ve Anadolu’nun çetin iklim şartlarına denk gelen yolculuğu kaldıramazlar; bir kısmı da Diyarbakır’ın havasına ve suyuna alışamaz. Onlarca mahkûm her türlü hayati tehlikeyi göze alarak Halep ve İskenderun veya Erzurum ve Kafkasya üzerinden Romanya’ya firar ederler. Çarptırıldığı ceza süresini doldurmadan af edilenlerin bulunduğu da görülür; geri kalanlar da Ayastefanos Antlaşması (1878) hükümleri gereğince serbest bırakılırlar. Papazdan muallim ve esnafa, tüccardan ressam ve hancıya kadar son derece geniş bir sosyal ve mesleki yelpazede yer alan bu siyasi sürgünlerin bir kısmı gerek Anadolu’daki yolculukları, gerekse de Diyarbakır’da geçirilen yıllar hakkında hatıralarını kaleme almışlar veya ailelerine yolladıkları mektuplarda kent yaşamına dair bilgiler aktarmışlardır. Böylelikle, Diyarbakır ve yöresinin coğrafi konumu, geçmişi, havası, suyu, iklimi, sosyal ve dini yapısı, ibadethaneleri, gündelik hayatı, geçim kaynakları, etnik unsurları ve bunların aralarındaki münasebetler, çarşılar, gelenek ve görenekler, yaşam tarzı, mutfağı hakkında çarpıcı gözlem ve izlenimler aktarılır. Bu tespitlerin Balkanlar gibi tabiat ve iklim bakımından farklı bir coğrafyaya ait insanlar tarafından yapılmış olması, gözlem ve algıları daha da ilginç kılar. Prof. Dr. Hüseyin Mevsim, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında öğretim üyesidir.
Anı ve Yaşam Dizisi, 1. Baskı, Aralık 2016, 244 sayfa, 27 TL

Osmanlı’da Bir Papaz - Günahkâr Sofroni’nin Çileli Hayat Hikayesi / Vraça’lı Sofroni
“İstanbul’daki amcam vefat etti. Celep adetlerine göre ölen bir celebin alacaklarını oğlu toplardı. Amcamın ortakları ve alacaklıları kasaplardan alınması gereken paraları toplamaya bu nedenle beni gönderdiler. Ne var ki kasaplar bütün İstanbul’a ve Anadolu yakasına dağılmış haldeydiler. Bir gün ortaklardan biriyle Anadolu tarafına gitmek ve sandalla geçmek üzere kıyıya yöneldik. Sandallar sultan saraylarının  bulunduğu yerdeydi.Üsküdar’a yakın bir yerde oldukları için sandalla geçmek niyetiyle oraya doğru yürüdük. Yürürken büyük bir kalabalıkla karşılaştık. İki pehlivan güreşiyordu. Arkalarında yüksek saraylar vardı. Bilmem ama belki sultanın ta kendisi de oradaydı. Güreş tamamlandığında bütün insanlar sultan saraylarına doğru hareket etti. Onlarla birlikte biz de  yürüdük ve kendimizi sultan kapısıyla sultan sandallarının bağlı olduğu Yalı Köşkü arasında bulduk.”  Bu satırların yazarı, 1739-1813 yılları arasında yaşamış, Osmanlı Tebaası bir Bulgar papaz. Balkanları hallaç pamuğu gibi atan Osmanlı-Rus Savaşları, veba salgınları ve Pazvantoğlu ayaklanmasının ortasında köy papazlığından piskoposluğa uzanan sürükleyici bir özyaşamöyküsü. Kendi tanımıyla “günahkar” Sofroni, yaşamöyküsünü kaleme alırken, okuduğu kalın kitaplardaki yaşam ve mücadele örneklerini bir yana bırakıp, doğal insanlık hallerine öncelik tanımış: sapık erkekleri, büyücü kocakarıları, köy basan eşkiyaları, Bulgar kızına aşık Giray Han’ın öfkesini bu vahşi can pazarındaki yaşam mücadelesini tesvir eden hikayesine yerleştirmiş. 18. yüzyıl Osmanlı taşrasında yaşamış ve hayatını vaazlarla geçirmiş bir papazın dilinden asla beklemediğimiz bir çıplaklıkla tanık olduğu çarpıcı olarlardan bahsetmiş. Sofroni’nin hikayesi, 1861’deki ilk Bulgarca yayınından 142 yıl sonra Türkçe’de. Ünlü Balkan tarihçisi Vera Mutafçiyeva’nın Sofroni Kitabı adlı eserinden seçilen bölümler de, kitabın eki olarak okura yol gösteriyor.
Çeviri: Aziz Nazmi Şakir-Taş, Sahaftan Seçmeler Dizisi, 2. Baskı, Aralık 2016, 80 Sayfa, 10 TL

Cumhuriyetin Kuruluşunda İktidar Kavgası - 150’likler, Takrir-i Sükûn ve İzmir Suikasti /  Hakan Özoğlu
Mustafa Kemal, 1923’te kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin başına geçtiğinde laik ve modernleşmeci bir milli Türk kimliği inşası sürecini başlatmıştı. Ancak bu süreç bir iktidar mücadelesini de içeriyordu. Yeni rejim muhalefeti nasıl susturacak, vizyonunu nasıl pekiştirecekti? Kısa, ama olaylı bir dönemi inceleyen Cumhuriyetin Kuruluşunda İktidar Kavgası, bu çok önemli yıllarda yeni rejimin muhalefetle başa çıkmak için başvurduğu başlıca üç siyasi ve hukuki manevraya odaklanıyor ve iktidar mücadelesinin yeni devletin biçimlenmesine nasıl katkıda bulunduğunu inceliyor. Dr. Özoğlu çalışmasına, I. Dünya Savaşı’nda kaybeden tarafta yer alan Osmanlı İmparatorluğu’nun kaderini beklediği 1918 yılıyla başlıyor. Mustafa Kemal’in ilk amaçlarını ve vizyonunu, ayrıca yeni rejimin muhalefeti bastırabilmesini sağlayan olaylardan 1925 Kürt ayaklanmasını irdeliyor. İktidar kavgası ve sonuçları 1927 yılına kadar izleniyor; bu tarihte artık yeni rejim bütün muhalefeti sindirmiş, yeni Türkiye Cumhuriyeti laik ve modernleşmeci bir Batı devleti olarak ortaya çıkmıştır.

"Dr. Özoğlu 1920’lerin başında Türkiye’de tek parti diktasına geçişin çok ilginç bir anlatımını sunuyor. Bu dönemin geçmiş tarihyazımı asla eleştirmeyen bir övgüyle malul olduğundan yazarın titiz yaklaşımı takdire değer.” Prof. Dr. Mete Tunçay, Bilgi Üniversinesi, İstanbul.

"Hakan Özoğlu orijinal belgeleri, tanıklıkları ve anıları dikkatle inceleyerek Kemalist cumhuriyetin kuruluş yıllarını yeni ve eleştirel bir bakış açısıyla sunuyor. Bu parlak çalışma, henüz kırılgan Kemalist rejim ile muhalefet grupları arasında 1926’da doruğuna çıkan iktidar mücadelesinin gerçek bir iktidar inşa süreciyle el ele ilerlediğini göstermektedir. Modern Türkiye araştırmalarına bu çok önemli katkı 20. yüzyıl otoriter rejimlerinin dinamikleriyle ilgilenen birçok bilim insanının kuşkusuz ilgisini çekecektir.” Prof. Hamit Bozarslan, Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales, Paris
Çeviri: Zühal Bilgin, Tarih ve Coğrafya Dizisi, 2. Baskı, Aralık 2016, 242 Sayfa, 25 TL 

Göl / Jean Echenoz
Sinekleri istihbarat için kullanan bir böcekbilimcinin tuhaf hikâyesi ve beklenmedik bir son. Göl bir yandan polisiye roman parodisi gibi görünüyor, diğer yandan sanki bir yazı üslubu araştırması. Echenoz’a özgü ironi, “ince ruhlu casus” Franck Chopin’in görüntüsünü karşılıklı aynalardaki gibi sonsuza dek çoğaltırken romanın sınırlarını da zorluyor. Ancak asıl şaşırtıcı olan, anlatı mekânı Paris’in görünümleri. Olayın geçtiği yerler pek de alışıldık değil. Öykü en klişe Paris sokaklarından başlayıp en ücra banliyölere kadar uzanıyor. Merkez ile çevre, düşey ile yatay gibi zıtlıkları kullanan anlatı, casusların hareketlerini kuzey-güney ve doğu-batı eksenlerinde izliyor. Okuru aldatmayı bir oyun haline getiren Echenoz bu romanında da sadece anlatı tekniklerini zorlamakla kalmıyor, aynı zamanda olay örgüsünün temel eksenlerini oluşturan aşkı ve casusluğu “ihanet” tematiği çerçevesine yerleştiriyor. Kısaca Echenoz klişeleri kullanıp “yeni”yi yakalamayı başarıyor, yine... MEÖ
Türkçesi: Mehmet Emin Özcan, Roman, 1. Baskı, Aralık 2016, 136 sayfa, 17,50 TL


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template