Zamanın faturası hep vazgeçişler, keşkeler ve fedakarlıklar olarak çıkar bize. Dünya değişse de faturanın yekünü değişmez. Geriye kalacak olanlar için yapılır her şey belli bir yaştan sonra. Dün öyleydi, bugün de öyle, gelecekte de öyle olacak. Jennifer Phang da böyle düşünenlerden. 2015 yapımı filmi “Advantageous”da uzak bir gelecekte bir annenin kızı için yaptığı fedakarlığa çevirmiş kamerasını.
Deneysel bağımsız filmleriyle San Francisco’da kendine hatırı sayılır bir yer edinen Jennifer Phang, 1998’de başlayan kariyerinin her adımında yeniyi arayan ve deneyen bir isim. İlk filmi “Still Life”ın ardından kısa metrajı “Love, Ltd.” ile dikkat çeken Phang, “The Matrices” ve “Midnight Boycow” ile üretmeye devam etmiş. Adını duyurmasıysa 2008’de Sundance Film Festivalinde prömiyerini yapan “Half-Life” ile olmuş. Aldığı övgüleri ödüllerle taçlandıran film yılı da festival gediklisi olarak tamamlamış. Aynı yıl bağımsız sinemanın gelecek vadeden yönetmenlerinden biri olarak ilan edilmiş. 2012 yılında bilim kurgu dizisi “Futurestates” projesine katılan Phang, üçüncü sezonun ilk bölümünde umutsuz gelecek tasviriyle bir anne kızı anlatmış. 23 dakikalık “Advantageous” festivallerde övgülere boğulmuş, adaylıklar ve ödüllerle taçlanmış. Kısa metrajın uzun metraja dönüşmesi de o sıralarda olmuş. Kadroyu koruyan Phang, başrolü de üstlenen Jacqueline Kim ile birlikte senaryoyu kotarmış. Kim’e James Urbaniak, Freya Adams, Ken Jeong, Jennifer Ehle ve Samantha Kim eşlik ediyor.
Advantageous uzak bir gelecekte geçen fedakarlık ve mecburiyetlerin öyküsü. Değişen dünyanın umutsuzluğu ile de derinleşen karanlık bir tablo. Gelecekte geçen benzer öykülerin aksine kurtarıcı, kahraman gibi özel bir karakteri yok. Bir anneye odaklanıyoruz. Gwen kızının geleceğini kurmaya çabalayan bir anne. Zeki kızı da kendisine uygun okulları seçmeye çalışıyor. Lakin parasızlık gibi önemli bir sorun var. Gelişmiş Sağlık ve Yaşam Merkezinin başkanı ama koltuğu tehlikede. Merkezin daha genç görünüşlü birini istediğini öğrenince kabusu da başlıyor. İşini de kaybederse kızının geleceği tamamen kararacak. Çözümü daha genç bir bedene geçmekte bulan Gwen harekete geçiyor...
Phang’in resmettiği gelecek hayli karanlık ve umutsuz. Kadrajına çok insan sokmamış ve renkleri de mor tonuna yakın tutarak desteklemiş. Şiir gibi bir anlatım tutturmuş. Çocukların bile gülmediği, herkesin mutsuz olduğu bir dünya. Sıkışmışlık duygusunu aktarmak için de mekanları, şehri genel planla göstermek yerine daraltarak gösteriyor. Tüm kontrol onda... Bilim kurgu öğelerini araç olarak kullanıyor. Nasıl bir gelecek olduğunu tam olarak anlamıyoruz ama her şeyin kötü olduğunu biliyoruz. Doğurganlık çok azalmış, yaşlılar neredeyse yok, ölüm yaşı çok erken ve sokaklar boş. Bu kasvetli havayı seyircisine tastamam hissettiren yönetmen filmi ikiye bölmüş. Gwen’in yeni bedene geçişiyle mor tonlardan yeşile kayıyorsa da umutsuzluk aynen devam ediyor. Bir annenin fedakarlık öyküsünü sinemanın tüm anlatım öğeleriyle doldurarak işliyor. Gwen zaten yaralı bir kadın. Tüm yaraları kabuk bağlamamış, halen kanamaya devam ediyor. Çaresizliği, çıkış arayışı çabası da hep sonuçsuz.
Ağır ilerleyen, izleyicisinden yoğun katılım bekleyen bir film “Advantageous”... Çok despresif bir film. İçine girmesi zor ama gireni de eli boş göndermiyor, ödüllendiriyor. Deneysel bir bağımsız nasıl olması gerekiyorsa öyle... Gençlerin kahramanlık yaptığı karanlık gelecek tasvirlerinden daha gerçekçi ve inandırıcı. İnsanlığın gelecekte düşeceği durumlara ağıt yakıyor Phang. Şiir gibi anlatıyor, nakış gibi işliyor. Her yaranın kabuk bağlamayacağını haykırıyor. Farklı bir şeyler izlemek isteyenlerin kayıtsız kalmamasında fayda var...
Yorum Gönder