2007 yılında 15 bin dolara mal ettiği buluntu filmi “Paranormal Activity”i Steven Spielberg’in devreye girmesiyle altın yumurtlayan tavuğa dönüştüren Oren Peli, seriye dönüşen filmin prodüktörü olarak devam etmiş ve yeni film beklentisindeki izleyiciyi uzun bir bekleyişle baş başa bırakmıştı. Nihayet o bekleyişi uzaylı gerilimiyle bitiriyor. 2015 yapımı “Area 51”, izleyicisini o meşhur 51. Bölgeye sızmaya davet ediyor.
Las Vegas’ın kuzeyinde yer alan, Nevada Test Sahası ve Nellis Hava Kuvvetleri Sahası ile çevrelenen 76 kilometrelik alan farklı isimlerle anılsa da “51. Bölge” olarak tanınıyor. Bilindiği kadarıyla uçak ve düşman silahları inceleme, analiz etme ve araştırma merkezi olarak kullanılmakta olsa da yeni uçakların test ve geliştirme yeri olarak kullanıldığına inanılmakta. En çok da UFO teorilerinin merkezi konumunda. UFO’larla ilgili her komplo teorisinin en önemli dayanağı olan bölge topraklarına giriş kesinlikle yasak. “Girilmez” uyarılı levhalarına aldırmayanların güvenlik güçleri tarafından öldürme yetkisine sahip olması da bölgeyi dünyanın en önemli ve gizli üssü haline getiriyor. Bu gizlilik doğal olarak söylentileri de beraberinde getiriyor. UFO’ların ve uzaylıların burada tutulduklarına inanların ne kadar çok olduğu da herkesçe bilinmekte.
“Paranormal Activity” sonrası 2012 yılında yaratıcısı olduğu dizi “The River” ile şansını televizyonda deneyen ama sezon onayı alamayarak hayal kırıklığı yaşayan Peli, yeniden sinemaya dönerken fazla risk almadan hazıra konmayı seçmiş. Hali hazırda komplo teorileriyle inanmaya hazır seyirciye düşündüklerinin sağlamasını yapmayı hedeflemiş. 5 milyon dolarlık bütçesiyle 2009’da duyurulan filmin bunca sene sonra karşımıza gelmesi aslında her şeyi özetliyor ama biz yine de anlatalım. 2011’de Christopher Denham senaryonun bazı bölümlerini yeniden yazarak projeye dahil olunca 2013 yılında Peli yeniden çekimlere girişmiş ama sonucu kimseyi tatmin etmemiş. Merakla beklenen film olmaktan unutulmak istenen faciaya dönüşmesi de post-prodüksiyon aşamasının sona ermesiyle olmuş. Vizyona çıkarılmak yerine video pazarına sürülmesine karar verilmiş. 15 Mayıs itibariyle de seyirciyle buluştu.
Reid Warner, Darrin Bragg, Ben Rovner, Jelena Nik ve Roy Abramsohn’ın başını çektiği oyuncu kadrosu tecrübesiz isimlerden oluşan “Area 51”, buluntu filmlerinin tüm özelliklerini barındırıyor. Önce üç kişinin nasıl olup da ortadan kaybolduğunu anlatıyor yakınları. Bu açılışın ardından Reid, Darrin ve Ben ile tanışıyoruz. Eğlenmek üzere gittikleri partide gözden kaybolan Reid tuhaf bir şekilde geri dönünce olaylar da başlıyor. Üç ay sonrasına atlıyoruz ve Reid ve Darrin’in hedefi 51. Bölgeye sızmak... Ben pek onaylamasa ve anlam veremese de onlara yardım etmeyi kabul ediyor ve hazırlıklarını tamamlayarak soluğu bölgede alıyorlar. Geçen sürede neyin değiştiğini de Reid cevaplıyor: “Açıklayamam ama bir şekilde oraya doğru çekiliyorum.” Önce Las Vegas’a yolculuk sonra ekipman kontrolleri ve içeriye girişi kolaylaştıracak Jelena’nın da aralarına katılmasıyla imkansızı başarmanın peşine düşüyorlar...
Vasat bir buluntu film olmayı bile beceremeyen “Area 51” en çok inandırıcılıktan muzdarip. Bir türlü izleyicisini hikayenin içine dahil edemeyen Peli, atmosferi de yaratamıyor. Daha ilk yarım saatte kötü bir film izlemekte olduğunu anlıyor izleyici. Oyunculukların facia olması sürpriz değil. Asıl sürpriz olan kötü kamera açılarıyla sahici tek bir sahnenin bile yaratılamamış olması. “Bir dakika gece görüşünü açayım”larla gizli bir tesiste gezinme halleri müsamere tadında. Efektler ve makyajın ne kadar kötü olduğunu da siz tahmin edin artık.
Meşhur bölge üzerine iyi bir film bekleyenleri hayal kırıklığına uğratacak “Area 51” yaratıcılıktan uzak, kötü çekilmiş ve oynanmış bir facia... 95 dakikalık bir çöp...
Yorum Gönder