Yıllar geçtikçe sönükleşen bir oscar töreni daha
geride kaldı… Ki yine kötü bir tören izledik. NBA All Stars ile denk gelmesi
nedeniye muhtemelen beklenenden az izleyici toplayan tören, gösterileri,
sunucuları ile pek sönüktü. Bir parantez de NTV için açalım, yorumcu olarak
katılan Mehmet Açar, ödülleri açıklarken Tuğrul Eryılmaz sürekli taraf tutup
saçmaladı ve boş konuştu…
Gelelim gecenin içeriğine… Yaklaşık 4 saat boyunca
törenin hatırlanacak bir olayı olmadı. İzlemeyenin kaçırdığına üzülmesini
gerektirecek bir şey yaşanmadı. The Artist beklendiği gibi geceye damgasını
büyük ödülleri alarak vururken, Hugo da teknik ödülleri alarak teselli buldu.
Eğlence ve kahkaha hazırlığıyla yapılan törende, espriler kötüydü… Daha önce
oscar almış oyuncuların ruhsuz sunumları göze battı, birkaç maymunluk anına
şahit olmakta aynı derecede kötüydü. Geleneksel yitirdiğimiz yıldızlar içinde Theodoros
Angelopoulos’un yer almaması gecenin rezaletiydi… Önce 2012’de gitti dedik ama
Whitney Houston vardı, afalladık… Meğer akademi üyesi değil ve hiç adaylık
almadı diye “ölürse ölsün bize ne” şeklinde bakıyorlarmış olaya…
Önce gelelim günün kazananlarına, sonra da
yorumlayalım…
En İyi Film: The Artist
En İyi Yönetmen: Michel Hazanavicius – The Artist
En İyi Erkek Oyuncu: Jean Dujardin - The Artist
En İyi Kadın Oyuncu: Meryl Streep - The Iron Lady
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christopher Plummer -
Beginners
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Octavia Spencer - The
Help
En İyi Uyarlama Senaryo: A.Payne ve Nat Faxon &
Jim Rash - The Descendants
En İyi Orijinal Senaryo: Woody Allen - Midnight in Paris
En İyi Yabancı Film: A Separation (İran)
En İyi Görüntü Yönetimi: Robert Richardson - Hugo
En İyi Sanat Yönetmeni: Dante Ferreti, Francesca Lo
Schiavo - Hugo
En İyi Animasyon: Rango (Gore Verbinski)
En İyi Belgesel: Undefeated (TJ Martin, Dan Lindsay,
Rich Middlemas)
En İyi Animasyon (Kısa Metraj): The Fantastic Flying
Books of Mr. Morris Lessmore
En İyi Belgesel (Kısa): Saving Face (Daniel Junge,
Sharmeen Obaid-Chinoy)
En İyi Kısa Film: The Shore (Terry George, Oorlagh
George)
En İyi Müzik: Ludovic Bource - The Artist
En İyi Şarkı: Bret McKenzie - Man or Muppet (The
Muppets)
En İyi Görsel Efekt: Rob Legato, Joss Williams, Ben
Grossman, Alez Henning - Hugo
En İyi Kurgu: Kirk Baxter, Angus Wall - The Girl With
The Dragon Tattoo
En İyi Ses Miksajı: Tom Fleischman, John Midgley -
Hugo
En İyi Ses Kurgusu: Philip Stockton, Eugene Gearty -
Hugo
En İyi Makyaj: Mark Coulier, J. Roy Helland - The Iron
Lady
En İyi Kostüm: Mark Bridges - The Artist
Hugo da, The Artist de çok iyi filmlerdi ama bir
kazanan olacaktı… Sonuçta kazanan sinemanın doğuş yılları oldu. Hugo alsa da üzülmezdim
ama The Artist sevindirici oldu. En güzeli çok az sinema ve şehirde gösterime
giren filmin, artık oscarlı film olarak oralara da gitme ihtimali… Malum
Anadolu izleyicisi filmi görme fırsatı bulamadı… 24 ödül verilir de saçmalık
olmaz mı… Oldu… En İyi Kadın Oyuncu ödülü Meryl Streep’e gitti ama yerden göğe
kadar Viola Davis’in hakkıydı… En İyi Erkek Oyuncu ödülünü de Gary Oldman’ın
alması gerekiyordu… Aslında bu dalın en talihsiz adayı “A Better Life”ı omzunda
taşıyan Demián Bichir’di, ama maalesef film tek dalda adaylıkta kalınca
yeterince ses getiremedi ve izlenmedi. En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında
ödül bir bağımsız filme gitmiş oldu. Beginners’ın 82 yaşındaki başrolü Plummer
kazanan olduysa da, Warrior’un Nick Nolte’si gerçek sahibi olmalıydı. Filmdeki
sadece iki sahne bile Nolte’nin ödülü almasına sebepti. Ama gariptir film
içeriğiyle uyuşmayan afişi ve yanlış tanıtımı sebebiyle izlenmedi.
En iyi Orijinal Senaryo dalında kazanması gereken
aslında Margin Call ile J.C. Chandor’un hakkıydı. Hollywood’un üzerinden biraz
zaman geçmesi gerektiği düsturuna karşılık, Chandor sıcağı sıcağına müthiş bir
işe imza atmıştı. Senenin en beklenmedik çıkışını yapmıştı ve bu başarı ödülle
taçlanmalıydı. Uyarlama Senaryo dalında da filmin ödül almadan gitmemesi için
verilmiş sadakaydı… Tinker Tailor Soldier Spy dalın kazananı olmalıydı.
En büyük sürprizlerden biri Görüntü Yönetmenliği
dalında yaşandı… Tree Of Life’a can katan Emmanuel Lubezki ödülü sonuna kadar
haketmişti. Benzer durum Kurgu dalında da yaşandı. En iyi kurgu oscar’ı yılın
fiyasko filmlerinden birine gitti, iyi kurgu iyi filmde bulunur sözüne akademi
kulak tıkadı… Görsel efekt dalında tahminlerim sırasında yazdığımı tekrar
edeyim… “Bu dalda maymuna dönmeye gerek yok, onların gezegeni var azizim…”
dedim ama maymuna dönüldü.
Son olarak bir diğer fiyaskoyu ekleyelim… En iyi
belgesel oscar’ı bir Amerikan Futbolu belgeseline gitti… İzlerken kendimizi
kaybettiğimiz, aşık olduğumuz caanım Pina dururken… O yüzden dünyanın bütün
küfürleri dağılın…
Birde dipnot ekleyelim… Geleneksel zihniyette verilen
oscarlar bu yıl verilmedi. Genelde gişe filmlerine verilen teknik ödüller için
senenin adayı olan filmler boş geçildi… Maymunlar Gezegeni, Transformers ve
Harry Potter geceyi güçlü oldukları dalda oscarsız kapattılar.
Gecenin kişisel notuna gelince… Oscar töreni boyunca,
telefonla tahminin ne oldu trafiği ve twitter’daki yorum trafiği hayli
keyifliydi… Darısı gelecek seneye deyip, seçmekte de tahminde de zorlanacağımız
bir oscar yılı umut edelim…
Bu kadar okuyana ödül de verelim… İşte iyi ki kitaplar
var dedirten, oscarlı o güzelim kısa animasyon…
artist anadoluya gelirse demet akalın gibi tepki verilebilir... "bu ne yahu" gibisinden, "sesi unutmuslar" felan..:)
YanıtlaSil