Her şey Çin’de okullar sokağı Fuoshan’daki şenliklerle
başlıyor. Kısa kesikle yapılan geçiş sonrası Ip ustanın evine gelen Liao usta
ile karşılaması açıyor filmi. Liao’nun Ip’e karşılaşma önerisi de çok nazik bir
öneri. “Bugün buraya bir şeyler göstermeniz için geldim” diyor Liao usta.
Dövüşün amacı, bir şeyler öğrenme isteği… Ip usta ise yemek yediğini
belirttiğinde, yemeğin bitmesini bekleyeyim cevabını alıyor… Yemek bitimi
kapılarını kapatıp dövüşüyorlar. Belirttikleri gibi kazanmak ya da kaybetmek
önemli değil. Son derece nazik şekilde, hır gür olmadan, evdeki hiçbir şey
zarar görmeden tamamlıyorlar müsabakayı. Ağaçtaki uçurtmasını alırken,
pencereden bakan dışında başka bir tanık da yok. Ip ustanın “Kazanmama izin
verdiğiniz için teşekkür ederim, Liao usta” sözüne karşılık “Ders için teşekkür
ederim. Çok şey öğrendim.” Cevabını aldığı bir dövüş bu. Kin ve nefretin
gölgesinde yapılan bir ölüm kalım savaşı değil…
Hayli sakin, insancıl, saygılı bir adam olan Ip man,
öğrenci kabul etmeyen, sürekli çalışan antrenman yapan bir usta. Ama öyle böyle
değil, sıradan biri hiç değil… Tutarlı bir duruşu, bir felsefesi, bir meselesi
olan bir adam… Hani usta dediğinizde gözünüzde canlanan figür… Tüm filmde onun
üzerine kurulu zaten. Bu sebeple, İp’nin özel tekniği üzerinde sıkça duruluyor.
Ustanın insiyatifinde geçen dakikalar sonrasında işlenecek son adımla iyice
sağlamlaşıyor karakterimiz.
Köye dışarıdan gelen bir dövüşçünün, direk okullar
sokağına gelip herkese meydan okuması, teker teker hepsini yendikten sonra, son
olarak Ip’nin karşısına gelmesi durumu işlenen karakteri iyice
kuvvetlendiriyor. İstemeye istemeye kabul edilen dövüş sahnesi de hayli ilginç.
Dövüş başladığında, usta ilk anlarda sadece yumrukları
karşılıyor. Evde kırık dökükler başlayınca, oğlu üç tekerlekli bisikletiyle
odaya dalıp, annesinin mesajını iletiyor babasına… “Baba, annem diyo ki...
Karşılık vermezsen evdeki her şey kırılacakmış.” Ve tabi kasabanın en iyisi,
yeni gelenin hakkından geliyor. Bir köyün onuru kurtuluyor, her şey güzel,
güllük gülistanlık. Ustanın Pazar alışverişi de hayli ilginç. Kimse para
almıyor, en özel mallarını veriyor kurtarılan gurura hediye kabilinden… Ip usta
yenilmez armadasını alıyor gözümüzde...
Bu dakikaya kadar anlatım son derece pürüzsüz…
Gereksiz hiçbir ayrıntıya girilmeden tamamen konu bütünlüğüne eklenen
sahnelerle her şey kararında… Dövüş tekniği sebebiyle heyecan verici takip
edilesi bir aksiyon da söz konusu değil. Ip usta’nın Kung-Fu sitili Wing Chun,
adını "Bahar Şarkısı" anlamına gelen Wing Chun adlı bayandan alan
Güney Çin kökenli dövüş sanatı. Ip Man'a gelinceye kadar aile içinde ve şifahi
yolla öğretilen bir sanat olduğundan tarihine ilişkin dokümanlar bulunmayan, bu
sebeple de kökeni hakkında efsanevi ve romantik anlatılara yol açan bir teknik.
Wing Chun'un doğuşuyla ilgili en yaygın hikâyeye göre
sanat yaklaşık 300 yıl önce Budist ismi Beş Erik anlamına gelen Ng Moi olan
rahibe Lui Sei-Leung'la başlar. Mançuryalıların Shaolin Tapınağına saldırısı
üzerine tapınaktan ayrılmak zorunda kalan Ng Moi Emei dağlarındaki beyaz turna
tapınağına sığınır ve sanatını burada geliştirmeye devam eder ve ona Beyaz
Turna Boksu adını verir. Tapınaktan ayrıldıktan sonra karşılaştığı Miu Shun'a
sanatını öğretmeye karar verir. Miu Shun sanatı Shaolin baskınından kaçan ve
kızıyla dükkân işleten Yim Yee'ye öğretir. Babası Yim Yee'den öğrendikleri
teknikleri alıştırma yaptığı bir zamanda Yim Wing Chun'u evlerine ziyarete
gelen Ng Moi izleme fırsatı bulur ve sanatına izlediği genç kızın adını verir.
Wing Chun'un en önemli prensibi bir tehlike anında
olabilecek en kısa sürede, gösterişli olmayan etkili ve sade tekniklerle ve
doğrudan rakibi etkisiz hale getirmektir. Wing Chun pratisyenleri yaptıklarının
diğer savaş sanatları gibi görsel ağırlıklı bir sanat olmadığını, hayatta kalma
mücadelesi olduğunu savunurlar. Sistemde doğal olmadığı ve rakibe saldırması
için açık bir pozisyon verdiği için baş bölgesine yüksek tekmeler yoktur ama
alt ve orta seviyeye tekme teknikleri bulunmaktadır. El tekniklerinde savunma
ve saldırı aynı andadır. Zincirleme yumruk tekniği rakibe birbiri ardı sıra
yumruk atmayı mümkün hale getirmektedir. El ve ayakların bir bütün içinde
sürekli kullanılmasıyla rakip hem şaşırtılır hem de karşılık veremeyecek
derecede darbe almasına yol açar. Chi Sau denilen karşılıklı birbirine değen
ellerle yapılan çalışma kişinin rakibinin hareketini sezerek hızlı tepki
vermesini kolaylaştırır. Wing Chun'un dövüşe yaklaşımında da gerçekçilik
bulunmaktadır. Hayatta kalmak için gereken tüm saldırılara izin verilir.
Hayalar, gözler, boyun gibi hassas noktalara vuruş serbesttir ve bu sebeple de
müsabakası yoktur. Felsefesinde sürekli rakibin üzerine ve direkt olarak gitmek
esastır. Dairesel hareketler bulunmamaktadır.
WT, kökleri yüzlerce yıl önceye uzanmasına rağmen,
sürekli gelişen ve değişen bir sanattır. Bu Wing Tsun'u diğer dövüş
sanatlarından ayıran başlıca özelliğidir. Wing Tsun sistemi kalıplaşmış
hareketlerden değil prensiplerden oluşur. WT öğrencisi gereksiz güç
kullanmamayı, rakibinin gücünün önünde durmamayı, kendisine uygulanan gücü
kendi çıkarına kullanmayı, akıcı ve rahat olmayı öğrenir. Kısaca açıklamak
gerekirse WT dört prensibin beş mesafede uygulanmasıdır. Bu dört prensip şu
şekilde sıralanabilir: Yol boşşa ilerle, yapışık kal, gücün karşısında durma,
takip et.
İkinci yarı, biraz bildik bir yapıyla açılıyor. Çin,
Japonya işgali altında… Savaşla gelen kıtlık diz boyu… Evine el konulunca,
metruk bir binada yaşamaya çalışan usta, pirinç bulmak adına alınan nefeslerle
dolu bir atmosferde yaşam sorgulamasına girişiyor, durum değerlendirmesini de
yanına ekliyor. “Bugüne kadar hiçbir işe yaramadığımı anladım. Sadece antrenman
yapan bir adamdım…” Bu özeleştiri sonrası ise filmin sebebi başlıyor adım adım.
Neden bu adamın hayatı film olmuş sorusu, neyi başarmış sorusu bir bir
cevaplanıyor.
Japon dövüş sanatları ile Çin Dövüş sanatları
karşılaştırması ile başlayan, 10 kişiye meydan okuyarak başlayan bir direnişin
öyküsü Ip man. Filmin zirve noktası olan o meydan okuma sonrası, Japon
generalin Kung-Fu sevgisiyle fitillenen ateşin zirvesi de bir ulusun
kurtuluşuna olan inancı… Fabrikadaki işçilere dövüş öğretmesiyle mazlumun
yanında da olan bir adam, ulusunun da kurtuluş inancını başlatıyor.
Bruce Lee’nin de hocası olan Ip Man’in öz yaşam
öyküsü, adım adım her şeyin özünü ajitasyona, gösterişe girmeden layık
olduğunca anlatmasıyla başarılı bir başyapıt. Ustayı canlandıran Donnie Yen’in
oyunculuğu ise mükemmel. Yönetmen Wilson Yip’te filmografisine en iyi filmini
yazdırmış oluyor, bol ödüllü “Bullets Over Summer”dan sonra…Sportmen bir dövüş
ustasının her şartta dik durması, yenilmemesi, hiçbir zaafa yenik düşmeden
aklını kullanmasının öyküsü bu. İşgal altında direnmeye çalışan onurlu bir
adamın, çoktan yenilgiyi kabullenmiş halkının zaferine ulaşan bir köprüyü inşa
etmesinin öyküsü…
Yorum Gönder