♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Ca$h : Nostaljik bir deneme…



1970’lerin en parıltılı döneminin figürü soygun filmleriydi. Jean-Paul Belmondo’nun başını çektiği filmlerle yaşanan parıltılı soygun maceraları birçok klasik de yerleştirmişti sinema tarihine. Adeta bir beyin jimnastiği yaparcasına dikkatle izlenen yüksek tempolu filmlerin kısa sürede tükendi. Özellikle Fransızların soygun filmleri bu konuda el üzerinde tutulmakta idi. O filmleri hatırlayan, özlem çeken izleyicinin imdadına ise Ca$h yetişmiş gibi görünüyor.

Daha çok senaryo yazarlığı ile bildiğimiz Eric Besnard ikinci kez uzun metrajlı film için kamera arkasına geçiş yapıyor. Besnard, 1999’da ilk uzun metrajı “Le Sourire du clown”la yaptığı küçük ölçekli denemesinde pek fark edilmemiş, ses getirememişti… Bu kez yaşı gereği tam da en yoğun dönemine şahitlik ettiği bir türe yepyeni bir örnek vermeye soyunuyor. Üstelik güçlü bir oyuncu kadrosu da kurarak, işi şansa bırakmıyor…

İlk sahnesini bir dolandırıcılık ve cinayetle açar Cash… Solal adındaki genç adam, iş üzerinde öldürülür. Aradan 18 ay geçer… Paris’in en seçkin dolandırıcılarından Cash, yüksek kazançlı kalpazanlıklar yapmaktadır. Ama bu sadece kaf dağının görünen yüzüdür. Cash’İn hayali büyük çaplı bir soygun gerçekleştirip, voleyi vurmaktır… Ancak yalnız olmadığı ortaya çıkar… Fransız Rivierasındaki bir otelde yapılacak büyük elmas soygunu ile ilgilenen sadece Cash değildir. Dolandırıcılık konusunda bir numara olan efsanevi düzenbaz Maxime’de aynı planları yapmaktadır.
Bu iki plan beraberinde bir işbirliğini karşılıklı kandırmacalarla hazırlarken, bir kadın polis de olayların ortasında yer alır ki, yakalaması gereken insanlarla işbirliği içine girmek istemektedir…

Kısa özetinin seyir zevkini kaçırması muhtemel filmlerden biri Cash… Paris ve Monaco’yu mekan olarak seçen, tertemiz görüntüler vererek bu mekanları, lüks yerleri tanıtan, gezdiren bir film, her dolandırıcılık filminden beklendiği gibi… Amerikan sinemasının Las Vegas’ı varsa, Ocean’ı varsa, Fransızların da Paris’i, Cash’i var… Kardeşi Solal’ın ölümünün intikamı peşindeki Cash’in çok boyutlu planı yer almakta filmin ana izleğinde…

Yönetmen Besnard bu kez işi sağlam tutmuş. Soru sormaya hazır filme, sorulara eşlik eden bir sinema anlatımı yerleştirmiş. Donan kareler, bölünmüş ekranlar ve yer yer ağır-çekimlerle bu sorularını desteklemeyi tercih etmiş. Birçok sahnede de genel görünümü tercih ederek izlediğimiz öyküye farklı açılardan bakmamız gerektiğini hatırlatmayı tercih ediyor. Olmazsa olmaz jazz müzikleri de fona yerleştirdiğinde peşinde olduğu, istediği nostaljik atmosferi sağlamış.Belki bir başyapıt değil, kimine göre iyi bir film değil ama yer yer gevezede olsa, takibi zorlaşsa da, bu kıtlıkta ferahlatıcı bir nostaljik tat veren Cash, dolandırıcılık filmlerini özleyenleri biraz olsun sevindirmeyi başarıyor…

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template