♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Sweet Magnolias: Dökülün Bakalım


İkibinli yılların başından itibaren yaşanan değişim sinema sektörünü erkek egemenliğinden çıkarıp cinsiyetlerin daha eşit dağıldığı ortama büründürme uğraşına devam ediyor. Erkek anlatıcıların ya da gözlerinden izlenen yapımların iki tarafı da anlatmaya çalışma çabası bir noktadan sonra kadınlara evrildi. Özellikle online platformlarda daha çok kadınların vakit geçirdiğini geç de olsa anlayan yapımcıların merkeze kadınları koyduğu yapımları peş peşe izler olduk. Netflix’in bu konuya da el atması sürpriz değil elbette. Nihayetinde geldiğimiz noktada yükselişe geçen kadın merkezli hikâyeler iyice dallanıp budaklanmaya devam ediyor. Mayıs 2020’de ekran macerasına başlayan ve üç sezonu devirip dördüncü sezonu da müjdeleyen “Sweet Magnolias” da bu yolun yolcusu.

On bölümlük birinci sezonuyla kısa sürede ilgi görüp ikinci sezonu cebine koyarak parlak başlangıç yapan dizi bir roman uyarlaması. Sherryl Woods‘un 2007-2014 arasında kaleme aldığı 11 kitaplık roman serisinden uyarlanan dizinin elindeki bol malzemeyle tuttukça daha uzun süreler devam edeceği sürpriz değil elbette. Woods’un bir diğer serisi “Chesapeake Shores”un Hallmark’ta başlayan serüveninin beş sezon sürmesi de bu konuda diğer referans. Ki bu da Netflix’in kataloğunda bun sevdiysen bu var bağlantısında geçişi kolaylaştırıyor. Ne de olsa mantık ve içerik hemen hemen aynı. Woods’un serisini tv’ye uyarlamayı üstlenen Sheryl J. Anderson olmuş. Hallmark dizileri ile bilinen Anderson, meşhur “Charmed”ın senaryo kadrosundan sonra sıçrama yapamayıp klişe romantik komedilerle dolu bir kariyere sahip. Ev sineması için üretilen izle unut romantik komedilerinin dışına 2010’da “Detective McLean” ile çıkmışsa da beklenen ilgiyi göremeyen suç draması sadece on bölümlük tek sezonda kalmış. Bu hüsranın ardından yeniden rom/komlara dönüş yapmış. Başarısız olması zor bir projede geriye kalan tek kriter oyuncu kadrosu olmuş ki onu da gayet iyi kotarmış. Bu derece basit formülün işlemesi için ana faktör oyuncuların kimyasının tutması. JoAnna Garcia Swisher, Brooke Elliott ve Heather Headley hikâyenin merkezindeki üç ana karakteri canlandırırken onlara Justin Bruening, Carson Rowland, Logan Allen, Anneliese Judge, Chris Klein, Jamie Lynn Spears, Dion Johnstone, Chris Medlin, Brandon Quinn, Hunter Burke, Harlan Drum ve Tracey Bonner başta olmak üzere kalabalık bir oyuncu kadrosu eşlik ediyor. Herkesin üzerine düşeni yaptığı tam bir takım oyunu var kısacası.

Dizinin konusunun çok bildik olduğunu söylemiştik. Küçük bir kasabadayız. Serenity sakinleri genellikle pozitif ve olay çıkarmaktan uzak sıcak insanlar. Kasabanın merkezinde de okul sıralarından itibaren ayrılmaz haline gelmiş üç kadın var. Boşanmanın eşiğindeki üç çocuklu mütevazı ev kadını Maddie, kasabanın merkezi konumunda olan restoranın sahibi şef Dana Sue ve avukat Helen. Her cuma akşamını margarita gecesi ilan eden ve kadehleri tokuştururken dökülün bakalım diyen üçlümüzün adları da tahmin edilebileceği üzere “Tatlı Manolyalar”. Dolayısıyla tüm hikaye onların üzerinden akıyor. Maddie aldatılmış bir kadın ve üstelik eşi bu yasak ilişkiden çocuk bekliyor. Küçük kasabanın dedikodularıyla boğuşmak gibi derdin üzerine boşanmak için anlaşmaya çalışırken geleceğine de karar vermeye çalışıyor. Yeni bir işe ihtiyacı var. İlgisiz babalarının aksine üç çocuğunun üzerine titriyor olması da cabası. Restoranda her şeye koşturmaya çalışan Dana Sue yaramaz kocasını sepetlemiş ve kızıyla yaşamını sürdürüyor ama mutfak ekibindeki sorunlar yüzünden huzursuz. Üçlünün en akıllı ve enerjik kadını Helen müzmin bekar ama yıllardır bir ayrılıp bir barıştığı ilişkiden muzdarip durumda. Kasabada kimin neye ihtiyacı varsa yetişmeye çalışan bir kadın. Özellikle ilk sezonda inanılmaz bir enerjisi var ve her sahnede adeta parlıyor. Duygusal sahnelerde ve gözyaşında ağırlık onun üzerinde. 

Üçlümüzün bir araya gelmesini sağlayan olayların sonu da yeni işleri olmuş. Kasabanın sevilen ismi bayan Frances’in evinin önünde limonata satarak başlamış her şey. Bugün ise o evi alarak bir ortaklığa girişmenin eşiğindeler. Evi kadınlar için spa haline getirecekler ve Maddie de işin başına geçecek. Bu girişimle ilk sezonuna başlayan dizinin yan öyküleri de var elbet. Çocukların karşılıksız aşkı ilk sezonun ilgi çeken olaylarından. Maddie’nin oğulları Kyle ve Tyler ile Dana Sue’nun kızı Annie birlikte büyümüşler. Kyle Annie’den hoşlanıyor. Annie ise Tyler’dan. Üçlüden kimse diğerine açılmamış bir türlü. Diğer yan öykülerle dallanıp budaklanan dizi her karakteri tanıttık sonra heybeye yeni bir hikaye ekleyerek dallanıp budaklanıyor. Tek bir konu ya da odak noktasına takılıp kalmak yerine sürekli gelişiyor.

Üç sezonu geride bırakan dizi sıkmadan izletiyor kendisini. Genel anlamda pozitif ve sıcacık. Her şeyin iyi ve güzel olduğu hikâye ne de olsa. Herkesin birbirine seninle gurur duyuyorum dediği değerli hissedip hissettirdiği tipik bir kasaba dizisi. Bu anlamda vasatı aşan başarılı bir yapım. Kökleri roman serisi olduğu için iyi/kötü diye kodlanamayacak derece gerçekçi karakterlere sahip. Elbette karakterler klişe ama gerektiğinde sertleşebiliyor, bencilleşebiliyorlar. Yapay görünen ortamı canlı hale getiriyorlar. Yapaylık demişken… Üç kadının gözünden akan hikâyenin hiç objektif olmaması ilginç. En basit sorunda aşırı tepki göstererek bencilleşen üç kadın var karşımızda. Dana Sue’nun eşinin dönme çabasına verdiği tepkiler bu kadar da olmaz dedirtebilir tarafsız gözle bakıldığında. Maddie’nin yeni ilişkisinde en ufak soruna verdiği tepki de aynı şekilde abartılı görünebilir. Her ufak sorunu büyütmeye meyilli kadınlar. Gerçek sorunlar derseniz yok gibi zaten. Küçük de olsa her sorun büyütülüp birlik olunca aşılıyor. Küçük kasaba olmanın en büyük avantajı da bu değil mi zaten.

Bu kasabadaki herkes kırılmış, yetersiz hissediyor ve yolunu bulmaya çalışıyor diyor “Sweet Magnolias”. İnanç, güç ve bizi seven insanlarla olmanın verdiği bağışlayıcılıkla ilerliyoruz diyor. Her şeyi paylaşarak seviye atlamanın, serpilerek büyümenin gücüne inananlar için biçilmiş kaftan. 

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template