Amerikalıların en iyi yaptığı ve ikamesi olmayan işlerden biri kasaba dizileri… Kalabalık bir ailenin gündelik sorunlarını yaşanası bir küçük kasabada işleyerek ne kadar sıradan ya da klişe olsa da izletmeyi başarıyorlar. Benzer örnekleri defalarca izlemiş olsanız da bir başlayınca duramıyorsunuz. Yetmişli yıllardan beri tekrarladıkları formülün ikibinler sonrasında artık nostaljik tat vermesi de var. Çağ değişip her diziden lgbti karakterler fırladıkça minimal insan öyküleri izlemek için en güvenilir kaynak da onlar. Daha fazla uzatmadan sözü bu işin ustalarından Hallmark’ın dizisi “Chesapeake Shores”a getirelim.
Amerikan kablolu kanalı Hallmark’ın 2016’da başlayan dizisi “Chesapeake Shores”, kalabalık bir ailenin gündelik sorunlar ve krizlerle boğuşmalarını anlatıyor. Sherryl Woods’un aynı adlı roman serisinden uyarlanmış. 2009 ila 2017 arasında yayımlanmış on dört kitaplık seri yüzden fazla romana imza atmış yazarın sevilen işlerinden biri. İrlanda kökenli O'Brien ailesini ete kemiğe büründürüp kitap kulüplerinin vazgeçilmezi olduktan sonra diziye uyarlanmış. Ellerindeki bu bol malzemeyi kullanma işini üstlenen isimler de John Tinker ve Nancey Silvers olmuş. Denzel Washington’ın da kadrosunda yer aldığı “St. Elsewhere” ile 1982’de kariyerine başlayan Emmy ödülü sahibi Tinker’ı pek çok diziden biliyoruz. Silvers da seri üretim romantik komedilerin senaristi olarak Hallmark’ın usta isimlerinden biri. Teoride çok doğru kurulan ekibi aynı isabetle oyuncu kadrosu ile de desteklemişler. “Once Upon a Time”ın kırmızı başlıklı kızı Ruby olarak tanıyıp sevdiğimiz Meghan Ory ve “Desperate Housewives”ın John Rowland’ı olarak hafızalara kazınan Jesse Metcalfe başrolleri paylaşan ikilimiz. Onlara da tipik Hallmark yapımlarında gördüğümüz üzere temiz yüzlü sempatik beyazlar eşlik ediyor. İsmen hemen bilinmeseler de tanıdık simalar. Laci J Mailey, Emilie Ullerup, Brendan Penny ve Andrew Francis kardeş kadrosunu oluştururken Treat Williams, Barbara Niven ve Diane Ladd de ebeveyn kadrosunu üstlenmişler. Altı sezonluk dizinin yan karakterlerinden öne çıkan isimlerini de Jessica Sipos, Carlo Marks, Britt Irvin, Robert Buckley ve Brittany Willacy tamamlamış diyebiliriz.
İlk bölümü 14 Ağustos 2016’da yayımlanan dizi konuya girişini önce geçmişten bir sahne ile yapıp ailenin baş aktörü olduğunu gördüğümüz Abby’nin yaşadığı sorunlardan bir nebze uzaklaşıp nefes alabilmek için baba evine tatile gelmesiyle yapıyor. New York’taki hızlı yaşamın zaman bırakmamasından muzdarip iki çocuklu annemiz zamanın adeta yavaş aktığı Chesapeake Shores’da nefes alıyor. Elbette o nefesin bedeli var. Gelir gelmez lise aşkıyla karşılaşmak, yaşadıkları aile travmasıyla yüzleşmek gibi sorunların içinde buluyor kendini. Bu sorunların aşılabileceğini gösteren şey ise ailesinin varlığı oluyor. Üç kız ve iki erkekten oluşan beş kardeş, anneleri tarafından ansızın terk edilmiş. Babaları boynu bükük kalıp kendini işe verirken çocuklara da babaanne Nell bakmış ve büyütmüş.
Dizinin kendini çabucak sevdirmesinde kardeşlerin her birinin farklı özellikleri ve birbirlerine zıtlıkları başrol oynuyor. Tezcanlı Jess ailenin bitirim kızı ve pansiyon açma hazırlıkları yapıyor. Kararsız bencilimiz Bree yazarlık hedefinde yaşadığı tıkanıklıkla baş etmeye çalışıyor. Güvenilir ve nazik Kevin asker olarak ortadoğu’da görevde. Ailenin en uçuk ve delişmen kişisi olarak görünen Connor da avukatlık için baro sınavının eşiğinde. Her birinin hayatları yarım yamalak. Evet birbirlerine bağlılar ama anneleri tarafından terk edilmiş olmalarının ve babalarının da ortada olmamasının getirdiği boşluğu içlerinden atamamışlar. Babaanne Nell yazarın ta kendisi gibi karşılık buluyor senaryoda. Altı çizilecek cümlelerin, öğütlerin ve tavsiyelerin sahibi. Baba Mick, yaşadığı hayal kırıklığından kaçmanın yolunu sürekli çalışmakta bulduğu için çocuklarıyla açılan mesafeyi kapatma uğraşında. Her daim destekçi. Anne Megan ise yaşadığı bunalımın ardından kaçtığı çocuklarına kendisini yeniden kabul ettirmek üzere giriyor bu kadraja. Yolu uzun ama sabırlı ve şefkatli… Abby’nin lise aşkı Trace ise dizinin can damarı diyebiliriz. Country müzik ile uğraşan müzisyen olarak diziye ezgiler katıyor. Başarılı bir müzik kariyeri varken yaşadığı bir olay sonrasında her şeyden vazgeçerek kasabasına dönmüş. Şifayı bulmak için kendini işe verenlerden biri olmuş. Tahmin edilebileceği üzere Chesapeake Shores herkesin yenilendiği, şifa bulduğu yer bir bakıma.
Altı sezon boyunca pek çok olayda aynı sona ulaşan “birlikteysek her şeyi çözeriz” diyen aile dizisi Chesapeake Shores, 55 bölümlük altı sezonun sonunda 16 Ekim 2022’de final yaparak ekran macerasını tamamlamış. İzleyicinin tam yaşanır burada dediği deniz kıyısı bir kasabada güzel manzaralar eşliğinde işlenen hikâyede öyle büyük çatışmalar, kötü karakterler falan yok. Sürekli nahif ve incelikli şekilde ilerliyor. Büyük olaylar ve aksiyonlar da yok elbette. Muhafazakar bir dizi olduğunu da belirtelim. Siyahi karakter neredeyse hiç yok. Lgbti karakterler ve ilişkiler de yok. Aile ile ilgili görüşler de izleyenin yorumlarına göre değişkenlik gösterebilir. Bence Jess çok sevimli bir bıcırık mesela. Connor neşe kaynağı. Bree tam bir mal. Abby anlayışsız bir bencil. Nell biraz yapay. Kevin fazla şefkatli. Tüm bu yorumları bu kadar rahat yapabilmemin sırrı da aileyi kısa sürede benimsetmiş olmaları. Bir aradayken yarattıkları uyumla ortaya çıkan sinerji çok iyi.
Her gün bir iki bölüm izleyip şöyle hafifleyeyim diye düşünenler için biçilmiş kaftan olan Chesapeake Shores, seyri hayli keyifli, iç ısıtan dakikalar içeriyor. Meraklısı Netflix’te bulabilir.
Yorum Gönder