Kayıp kardeşiniz ile ilgili çelişkili belirsizlikler
varsa ve kaybolduğu düşünülen orman ile ilgili rivayetler doğrulatılamıyorsa ne
yaparsınız? Kimsenin hakkında bilgi sahibi olmadığı, sadece bir kişinin yardım
edebileceğini söylediği bir belirsizlik söz konusuysa ne yaparsınız? 2018
yapımı bağımsız korku/gerilim “The Axiom” bu sorulara arkadaşlarımı da alır
düşerim yola üzerinden cevaplıyor.
“The Axiom” bir ilk film. Kısa filmlerden sonra
atılmış ilk uzun metraj adımı. Nicholas Woods dört kısa filminin ardından ilk
uzun metrajı için motor demiş. 2012’de 18 dakikalık suç draması “Tatter's Mask”
ile başlayan Woods, “The Good Fight” ve “Like the Ant” ile yola devam ederek
senede bir film kotarmış. 2015 yılında “Darkstar” ile adını duyurmuş. Kurgu,
görüntü yönetmeni ve prodüksiyon tasarımı işlerini üstlenerek piştikten sonra
ilk uzun metrajında korku gerilime geçiş yapmış. Senaryosunu da kotardığı
filmin oyuncu kadrosu da mütevazı ve kendisi de küçük bir rol üstlenmiş. Hattie
Smith, Zac Titus, Nicole Dambro, Michael Peter Harrison, Taylor Flowers ve William
Kircher kadronun başını çeken isimler.
McKenzie ve arkadaşlarıyla tanışıyoruz. Kaybolan kız
kardeşini aramak için direksiyon başına geçen kadına dört kişi daha eşlik
ediyor. Abisi, abisinin sevgilisi ve kardeşi ile ortak arkadaşlarıyla
tamamlanan grup iki kardeş ile durumu perçinleyerek kardeşlik bağlarının
önemine vurgu yaparak başlıyor. Kaybolan kardeşi aramak üzere internete ilan
koyan McKenzie’ye bir kişi cevap vermiş. Plan önce ona uğramak sonra da bölgeye
gitmek. Beşlinin arasında sorun çıkma ihtimali ve söz konusu kamp alanının
hakkındaki söylentilerle olaylar gelişiyor.
The Axiom, ormanda geçen korkuyu fantastik bilim kurgu
ile harmanlayarak işlemeye çalışıyor. Woods, iyi bir başlangıç yapmış. Hazır
ormana gidiyorken türün klişeleri üzerinden diyaloglarla dalgasını geçiyor.
Dönemin internet bağımlılığına da ucundan kıyısından dokunduruyor. Seyirci için
yarattığı bu rahatlığı korkuyu başlattığında kullanacağını düşündürtüyorsa da
işin aslı öyle olmuyor. Klişelerle dalga geçerek başladığından olsa gerek
alışılan kalıpları kullanmamayı seçmiş. Ormanda geçen korku filminde geceyi neredeyse
hiç kullanmıyor. Tüm olayın gündüz vaktinde geçmesi gibi bir meydan okuma eğer
iyi planlanırsa avantaja dönüşebilir. Karakterlerin iyi yaratılması,
oyunculukların vasatı aşması, tasarımların da özgün olması gerekiyor. Woods,
maalesef bu konuda tamamen sınıfta kalmış. Ormana giriş yapılmasıyla birlikte
dağılan konuyu bir türlü toparlayamıyor. Tercihlerinden şaşıyor ve sonrasında
da bir türlü filmi toparlayamayarak kaldığı araf seyirciye de geçiyor. Ormanda
bir portal söz konusu. Bu portaldan geçince başka bir dünyaya geçilmiş oluyor.
Solgunlar adı verilen yaratıklar tarafından ele geçirilerek ölmek dışında bir
ihtimal yok. Bunu önleyecek malzemeler varsa da çare değil. Portal teorisini başlangıçta
iyi kuran Woods, solgunları konuya dahil etme safhasında epey ürkek davranıyor.
Rüyalar, ele geçirilmeler, şaşırtmacalar gibi birçok formül var iken açık
alanda sevişme sahnesi gibi basit tercihlerde bulunuyor. Bir de çok gerekliymiş
gibi portal meselesini tarihi bir olay ile bağdaştırma çabasına girişiyor.
Hepsinden eli boş çıkınca teoride bolca olasılığa açık olan filmin pratiği
ormana giden beş arkadaşın çıldırıp birer birer ölmesi gibi bir yapaylık olmuş.
İyi bir sinematografi de yok. Güneş tepedeyken onca aydınlığın içinde
solgunların gelişi korkudan gerilimden uzak. Basit diyaloglarla iyice komediye
dönüşmesi de sürpriz olmuyor. Son on dakikada işi toparlama çabası da çoktan
kaçan trenin ardından koşmak gibi.
Aralık 2018’de Austin’de festivalde prömiyerini yapan
filmin Feratum Film Festival’inden ödül alması da hayli ilginç. En iyi Bilim
Kurgu filmi olarak taçlanmış. Afişteki övgü ibaresini de filmle bağdaştırmak
zor. Ağustos’un son haftasında ev sineması izleyicisine sunulmuş. Türü
sevenleri afili afişiyle tavlamayı bekliyor. The Axiom, kolaycı senaryosu ile
yarattığı can sıkıntısını kötü oyunculuklarla katlayan ve izleyicisine doksan
sekiz dakikayı harcatan bir müsamere. Gördüğünüz yerde kaçın derim…
Yorum Gönder