Günümüz gençliği kendisini sıradan isimlerin yazdığı öykü ve romanlarda buluyor. İnternetin edebiyata (iyidir/kötüdür) yaptığı en büyük katkı olan Wattpad platformundan okumalarla gideriyor yalnızlığını. Bu platformda yer alan birçok romanın fenomene dönüştüğüne ve fiziksel baskı ile kitap haline geldiğine şahit olduk. Dünya çapında başarı yakalayanlarsa filme ve diziye dönüşüyor. İlk olarak 2013 yılında yayımlanan ve kısa sürede fenomen haline gelerek beş kitaplık seriye dönüşen “After” da sinemaya taşınanlardan. “1 milyardan fazla okura ulaştı, milyonlarca beğeni aldı.” İbaresiyle karşımızda.
Anna Todd’un yazdığı seri bizde de Pegasus etiketiyle raflarda ve beğeniyle okunanlardan. 40 ülkede satışa sunulan serinin filme dönüşmesi hiç sürpriz değil. Susan McMartin, Tamar Chestna, Jenny Gage ve Tom Betterton uyarlamaya senaryoya imza atarken yönetmen koltuğundaysa Jenny Gage oturuyor. Künye yepyeni isimlerle dolu… Ağırlıklı olarak tv sektöründe çalışan McMartin’i sinefiller ilk uzun metraj senaryosu “Mr. Church” ile hatırlayabilir. 2016 yapımı dökümanter “All This Panic” ile adını duyurduktan iki yıl sonra tv filmi “Lenny” ile vasat iş çıkaran Jenny Cage de ilk kez bu kadar hacimli bir iş için motor deme fırsatı yakalamış. Benzer serilerde olduğu gibi oyuncu kadrosu da yeni simalar ve ustalar harmanından oluşuyor. Josephine Langford ve Hero Fiennes Tiffin çiftimizi canlandırırken onlara Dylan Arnold, Samuel Larsen, Inanna Sarkis, Shane Paul McGhie, Pia Mia, Swen Temmel ile Khadijha Red Thunder eşlik ediyor. Selma Blair, Jennifer Beals ve Peter Gallagher da künyenin ustalar hanesinde.
Filmin konusunu basın bülteninden paslayayım… Zira çok güzel allanıp pullanmış: Üniversite öğrencisi olan Tessa, iyi niyetli, tatlı bir genç kızdır. Henüz lise mezuniyetinin ardından üniversitedeki ilk yılının ilk dönemindedir ve hızla adapte olmuştur. Mükemmel ders notları, rahat bir yaşamı ve sevimli bir sevgilisi olan Tessa’nın hayatında her şey yolundadır. Liseden beri birlikte olduğu sevgilisine sadık olan Tessa, iyi bir geleceğe sahip olmak için hırsla çalışır. Ancak onun sevgilisine sadakat,derslerine sorumluluk ve ailesine saygıyla kurduğu bu kontrollü hayatı, Hardin Scott adındaki genç bir delikanlı ile tanışması ile altüst olur. Gizemli bir adam olan Hardin, Tessa’dan oldukça farklı biridir. Tessa'nın korunaklı hayatına dahil olarak onun tüm değerlerini ve kendisini sorgulamasına neden olan olan genç adam ve Tessa arasında tarifi mümkün olmayan bir bağlılık ortaya çıkar. Tessa cinselliği keşfettiği Hardin ile bugüne dek kimseyle kurmadığı bir bağ kuracaktır...
“Hayatımızda bazı anlar vardır bizi tanımlıyor gibi görünen. Sürekli geri döndüğümüz anlar. Ondan önce ki hayatım çok basit ve kararlıydı. Ve şimdi, ondan sonra, sadece sonra.” diyerek filmi açıyor Tessa. En çok özenilen göl sahnesiyle… Tessa’nın geleceğini kurma odaklı sıradan bir kız olduğunu görüyoruz. Okumaya meraklı, kitap sevgisiyle dolu. Hardin ise tam zıttı bir kişilik. Rektörün oğlu olarak serserilik yapan, yakışıklı ve gizemli bir oğlan… Tipik bir saf kız ile popüler oğlan ilişkisi anlatılıyor. Son derece klişe ve bayağı. Hemen hemen her şey ezberden. Kelimelerin, kavramların anlamını bilmeyen birinin tartışma sırasında ezberlediği şeyleri sıralamasını anımsatıyor. “After” herhangi bir şey anlatmadığı gibi kitap serisi de “Hardin ile Tessa’nın bir küsüp bir barışmaları, beklenmedik, yoğun kimyaları ve sık kurgusal gerilimlerle hikâye fena halde bağımlılık yapıyor.” sözleriyle tanımlanıyor. Wattpad ve gençlik romanları düşünüldüğünde büyük çoğunluğu zaten aynı kalıptan oluşuyor. Derslerinde başarılı, hırslı, ne istediğini bilen, herhangi bir fiziksel özelliği olmayan sıradan bir kasaba kızı tüm saflığıyla üniversiteye adım atıyor. Tam bu adım sırasında karşısına yakışıklı, zengin, gizemli ve muhtemelen kötü alışkanlıkları olan bir erkek çıkıyor. “After” da aynı formülü uyguluyor.
Tamamen genç kızımızın cinselliği keşfetmesine dayanan filmin sonunda ortaya çıkan berbat bir sırrı da mevcut… “Bu kadar basit mi?” dedirten bir bayağılık… Dişe dokunur bir konuya sahip olmayan film tüm özel anlarını dudak dudağa geliş üzerinden yaşatmaya çalışıyor. Langford ve Tiffin’in kimyası tutmuş. Aralarında yaşananlar hayli gerçekçi görünüyor. 105 dakikalık filmin özeti de tastamam bu. Kitabı okumadım, bilmiyorum ama filmde herhangi bir şey yok. Ortada bir senaryo bulunmuyor. Karakterler yarım yamalak, Hardin’in kim olduğu muamma. Ana öykü olmadığı için yan öykü de yok haliyle. Müzikler sıradan, görüntüler eh işte. Serinin ilk filmi olduğu için iyiyi geçtim herhangi bir final de beklemiyor izleyiciyi. Bir dizinin ilk bölümü gibi ama uzun ve sıkıcı…
İkilinin ilişkilerini filizlendiren anlardan birinde ders konusu Jane Austen başyapıtı “Aşk ve Gurur” üzerine yaşadıkları tartışma. Hardin, “Aşk bir alışveriştir” diyor. Hepimiz aradıklarımızı bulma arzusundayız. Bunları sunduğumuzda oluşan şeye aşk diyoruz. Ama bunu başlatıp bitirebilir, açıp kapatabiliriz. Yeni neslin okudukları ve izlediklerini de böyle açıklayabiliriz aslında. Bana kalsa ortada vasat bir şey bile yok ama fenomen olmuş. Kitaptan farklı yanlarına rağmen uyarlamayı başarılı bulanlar çoğunlukta. Bana kalsa farklı herhangi bir şey anlatmayan klişelerle dolu bir film, tam bir eziyet ama okuyan da izleyen de memnun. Onlar için kazançlı bir alışveriş olsa gerek…
Yorum Gönder