Sel Yayıncılık Şubat ayını altı kitapla karşılıyor. Ayın güzellikleri Kâmil Erdem’in yeni öykü toplamı “Bir Kırık Segâh”, Salâh Birsel’in ilk kez tamamı yayınlanan günlükleri “Hacivat Günlüğü” ve Alain Badiou’dan dünya edebiyatının usta kalemine alternatif bir yaklaşım “Beckett, Tükenmeyen Arzu”… Herkese şiddetle tavsiye ediyorum bu üç kitabı. Ayın diğer kitaplarıysa Tristan Tzara’nın Türkçeye ilk kez çevrilen “Diğer Metinler”i ekli “Dada Manifestoları”, Alexandra Ahouandjinou’nun hayatımıza sahip çıkabilmek için kılavuzu “Hayatta Kalmak İçin Küçük Felsefe Seti” ve Raymond Williams’ın teorik müdahalesi “Modernizmin Siyaseti”. Altı kitap da raflarda…
Hacivat Günlüğü * Salâh Birsel
Türkçenin gözbebeği Salâh Birsel’in düşüncelerini anbean kaydettiği gerçek bir edebiyat tefrikası olan Hacivat Günlüğü sıradan bir günce değil, yazının dehlizlerine açılan bir kapıdır. Günlüğünü bir deneme ustasının gayreti ve titizliğiyle tutan Birsel, bu türün edebi sınırlarını genişleterek bir ilke imza atmıştır.
1949-1956 ve 1972-1975 yıllarında tutulan notları kapsayan Hacivat Günlüğü, Birsel’in nüktedan kaleminden nasibini alan pek çok yazar, şair ve sanatçıyı bir araya getiriyor. Kimisi Birsel’in sevgi dolu övgüleriyle karşılaşırken kimisi ise eleştiri oklarının hedefi oluyor. Yeri geldiğinde kendisini de aynı oklara hedef ya da siper etmekten geri kalmayan Birsel eleştiri, deneme ve günlük türleri arasında mekik dokurken edebiyat tarihine emsalsiz bir katkı sunuyor.
Salâh Birsel’in denemeleri kadar yoğun, şiirleri kadar kısa ve vurucu günlüklerinin tamamını okurlarımızla buluşturacak olmanın kıvancını yaşıyoruz.
“Ey okur, bu günlüğü okurken bil ki her şeyi anlatmak isteyen yazar bile her şeyi anlatamaz.”
Türk Edebiyatı / Günlük, 286 sayfa, 20 TL
Bir Kırık Segâh * Kâmil Erdem
İlk kitabı Şu Yağmur Bir Yağsa ile hem okurun hem de edebiyat çevrelerinin beğenisini kazanan Kâmil Erdem, Bir Kırık Segâh’ta da iz bırakan anların, gün yüzüne çıkmamış ruh hallerinin üstündeki perdeyi ustalıkla kaldırıyor. Nesneleri yalayan karanlığı, kalpten dudaklara bir türlü ulaşamayan sırları, hafızanın bastırılamayan seslerini betimlerken, sükûnetine gömülerek sıkıntılarını bir duvar misali ören insanları kendine has o derinlikli üslubuyla aktarırken belleklerde yer ediniyor.
Gündelik hayatın nobranlığına karşı nahif ama güçlü bir başkaldırıya kulak kabartıyoruz bir kez daha. Her şeye rağmen gülümsemeyi elden bırakmayan bir umutla…
Türk Edebiyatı / Öykü, 135 sayfa, 14 TL
Beckett, Tükenmeyen Arzu * Alain Badiou
Samuel Beckett yazınına dair geleneksel algı ve çıkarsamalara karşı entelektüel bir meydan okuma niteliği taşıyan Beckett, Tükenmeyen Arzu, Alain Badiou’nun Beckett hakkında kaleme aldığı denemelerin eksiksiz bir derlemesi niteliğinde.
Kalıplara sıkıştırılmış Beckett okumalarını reddeden Badiou, onun üzerine yapışan “umutsuzluğun, saçmanın ve karamsarlığın varoluşçu yazarı” imajını yıkmanın yolunu açıyor. Yöntem olarak satırlardaki “örtük şiir”in prozodisini ve metinlerin temalarını izleyerek Beckett’in ılımlı, ölçülü, hassas fakat cesur çıkarımlarına ulaşmaya çalışıyor. Badiou tam da bu çıkarımlara dayanarak Beckett’in eserlerinin felsefenin ta kendisi olduğunu ileri sürüyor.
Kırk yıllık çalışmasının meyvelerini okurlarıyla buluşturan Badiou’dan dünya edebiyatının usta kalemine alternatif bir yaklaşım…
Özgün Adı: Beckett, l’increvable désir, Dünya Edebiyatı / Deneme, Türkçesi: Zeynep Turan, 96 sayfa, 14 TL
Dada Manifestoları & Diğer Metinler * Tristan Tzara
Yirminci yüzyılın ilk avangard sanat hareketlerinden biri olan Dada akımının, kurumsallığa, konformizmin her çeşidine reddiye niteliği taşıyan, burjuva düzenin her alanına dönük radikal bir yıkıcılık ve mücadele azmi içeren bu oyunbaz manifestoları aynı zamanda büyük bir sevinç ve coşkunun da taşıyıcısıydı.
Dayatılan tüm kuralları reddederken “hayat”ı savunan ve yepyeni bir şiirsel deneyimi yaşam deneyimiyle, öfke ve kahkahanın buluşmasıyla harmanlayan, anlam ve mantık kurallarını hiçe sayarak sanatı zincirlerinden kurtarıp bir şenlik alanına dönüştüren bu kısa ömürlü avangard hareket çağın tükenmişliğini absürdle ifşa ediyor.
I. Dünya Savaşı yıllarında, ilk büyük insan kıyımının ve burjuva dünyanın ilk büyük çöküşünün ortasında kamuoyunu şaşırtıp sarsmayı, böylece kitlesel bir farkındalık yaratmayı amaçlayan Dada Manifestoları, Francis Picabia’nın çizimleri ve Türkçeye ilk kez çevrilen Diğer Metinler (Lampisteries) ile birlikte, okunduğu salonların yankısını taşıyor.
Özgün Adı: Sept manifestes dada & Lampisteries, Sanat Kitapları, Türkçesi: Elif Gökteke, 126 sayfa, 14 TL
Hayatta Kalmak İçin Küçük Felsefe Seti, Gündelik Hayatın Saldırılarına Karşı Koymak * Alexandra Ahouandjinou
Bir tokat yediğinizde, bir toplantıda sürekli sözünüz kesildiğinde, yolda biri bakışlarıyla sizi soyduğunda, market kasası kuyruğunda birisi önünüze geçtiğinde, işyerinde her şey üzerinize yığıldığında, günah keçisi ilan edildiğinizde, cinsiyetçi ya da ırkçı “şakalar”a maruz kaldığınızda, kendinizi psikolojik baskı altında hissettiğinizde nasıl davranmanız gerektiğini bilemiyorsanız, kişiliğinizi, benliğinizi korumak ile insan haysiyetini ve onurunu savunmak arasındaki ince çizgide öfke ile kabulleniş arasındaki sınırlarda gidip geliyorsanız, bu kitap çok işinize yarayacak.
Fransa’da kung-fu şampiyonu olmuş, özsavunma hocası Alexandra Ahouandjinou, Aristoteles, Locke, Spinoza, Hobbes, Kant, Sartre gibi filozofların düşünceleriyle özsavunmanın ilkelerini kaynaştırıyor.
Gündelik hayatı zehir eden irili ufaklı saldırganlıkları filozof bir kadının, üstelik de bir özsavunma hocasının pratik bilgeliğiyle tanımak, anlamak ve kendini savunmak, hayatımıza sahip çıkabilmek için bir kılavuz...
Özgün Adı: Petit kit philosophique de survie Pour faire face aux agressions de la vie quotidienne, Yaşam Kitapları / Kişisel Gelişim, Türkçesi: Didem Tuna, 92 sayfa, 14 TL
Modernizmin Siyaseti * Raymond Williams
Modern olanın ötesine geçen ama postmodernizmin “yeni konformizm” tuzağına düşmeyen bir kültürel analiz nasıl geliştirilebilir? Kültürel teorinin önde gelen isimlerinden Williams, Modernizmin Siyaseti’nde bu soruya cevap ararken devrimci sosyalist siyaset ile avangard sanat arasındaki karmaşık ilişki üzerine yoğunlaşıyor.
Modernist projenin zayıflıklarını ve güçlü yönlerini ele alarak, tartışmanın çerçevesini edebiyat, sinema, tiyatro ve medyayı kapsayacak şekilde genişletirken, sanat tekniklerinin biçimsel analiziyle yetinmeyerek, kültürel ifadelerin tek tek toplumsal oluşumlarda nasıl temellendiğini araştırıyor.
Williams’ın bu son teorik müdahalesi, düşünürün kültür ve toplum üzerine düşünenlere bıraktığı büyük mirasın en kıymetli parçası kabul edilebilir.
Özgün Adı: Politics of Modernism, DüşünSel / Sosyoloji, Türkçesi: Barış Şannan, 248 sayfa, 20 TL
Yorum Gönder