Uyumsuz iki kişinin bir olay sonucu istemeye istemeye birlikte çalışmak zorunda olması ve bunun ölüm kalım meselesine dönüşmesi sinemanın sürekli işlediği formüllerden… Bu formülü zamanında siyah adam ile beyaz adamın arasındaki buzları eritmek için kullanan Hollywood ne kadar klişe olursa olsun dönemin popüler isimleriyle kullanmaya devam ediyor. 2015 yapımı Amerikan işi “Hot Pursuit” iki kadını eşleştirerek sorunlardan kurtulmak için birlikte hareket etmeye zorluyor.
Klişe konusunu nasıl işleyeceğini daha künyesinden belli ediyor film. Son dönemin birçok sitcomunun senarist kadrosunda bulunan David Feeney ve John Quaintance senaryoyu birlikte kotarmış. Feeney ilk kez sinema için çalışırken, Quaintance “Aquamarine” ve “Material Girls” fiyaskosundan sonra üçüncü senaryosunda. Yönetmen koltuğundaysa sektöre koreograf olarak giren ve “Step Up” ile yönetmenliğe geçiş yapan Anne Fletcher oturuyor. İyi giriş yapan Fletcher, “27 Dresses”, “The Proposal” ile en azından keyifle izlenen romantik komediler çıkarmıştı. 2012’de anne ile oğlunu “The Guilt Trip”le yol macerasına çıkaran yönetmen bir kez daha yollara düşmüş. Filmin kozu kaçak iki kadını canlandıran Reese Witherspoon ile Sofía Vergara’ya Matthew Del Negro, Michael Mosley, Robert Kazinsky, Richard T. Jones ve John Carroll Lynch eşlik ediyor. 2012’de “This Means War”da iki ajanın tavlamak için birbirine girdiği Witherspoon bu kez beceriksiz polis rolünde ve yeniden gişe klişesinde. “Modern Family” ile seks objesine dönüşen Vergara’ysa nihayet başrol seviyesine yükselmenin sevinciyle rol kesiyor.
Açılışını çaylak polisi Cooper’ın babasının izinden giderek nasıl büyüdüğünü işleyerek yapan “Hot Pursuit”, kanıt odasına hapsolmuş kadının önemli bir fırsat yakalamasıyla başlıyor. Bir uyuşturucu baronunun aleyhine tanıklık edecek adam ve karısının evlerinden mahkemeye götürülmesi için önemli bir dedektife eşlik ediyor. Amirinin deyişiyle kadın için kadın koruma gerekiyor hepsi bu, basit iş… Ama daha eve gider gitmez o kadar da basit olmadığı ortaya çıkıyor. Evi iki ayrı tetikçi grubu basıyor ve tanıkla dedektifi öldürüyor. Cooper ve Daniella da çareyi kaçmakta buluyor… Her zamanki gibi işler göründüğü gibi yansımıyor ve ikilinin kanun kaçağı olarak aranıyor olması da her şeyin üzerine tuz biber ekiyor.
Her saniyesi klişelerle dolu film hem çok kolay tahmin edilebilir şekilde ilerliyor hem de güldürmekten çok uzak. Senaristlerin şaşırtmak yerine seyirciye istediği ne varsa vermeye çalışması ve türün öncüllerinden karma yapmasıyla eğlendirmek yerine temposuz ve sıkıcı bir komedi denemesine dönüşmesine yol açmış. Vergara zaten kartondan bir karakter olduğu için hiçbir etkisi yok, Witherspoon ise çok çaba gösterse de kendisine hiç yakışmayan bir rol olduğu için çok sırıtmış. Kurallara sıkı sıkıya bağlı tuhaf bir kadın olarak yaratılmış karakter, kadınlığını hiç kullanmayan bir tür robot olan Cooper hiç uymuyor oyuncuya. Bir de üstüne Vergara ile kimyaları tutmayınca elde filmi izlenir kılan bir malzeme kalmıyor. Uzun boylu dişi ile kısa boylu sönük kadın formülü üzerinden ilerlemeye çalışan film beklendiği gibi cinselliği de kullanmamayı tercih etmiş. Vergara’nın fiziğinden ve dekoltelerinden faydalanmıyor ve ne kadar klişe olsa da hikayeye bağlı kalmaya çalışıyor. Tabi ortada yaratıcı bir hikaye olmadığı gibi bir tane komik sahne ya da minicik bir an bile yok...
35 milyon dolar bütçeli film, 10 Mayıs’ta gösterime girmiş ve ilk üç günlük hasılatıyla faciaya dönüşeceğinin de sinyalini vermişti. Dünyanın birçok ülkesinde gösterime girse de benzer tepkiler alarak Temmuz ortasında bile bütçesini çıkaramamıştı. Ülkemizde de “Sıcak Takip” adıyla 19 Haziran’da gösterime girmesi beklenirken Warner Bros’un takvimden çekmesi de durumu daha net gösteriyor. Direk ev sinemasında karşımıza çıkması daha mantıklı görünüyor.
Eskimiş konuyu hiç bir ekleme olmadan klişeler üzerinden işlemeye çalışan “Hot Pursuit”, vasat bir kaçış macerası olmayı bile beceremeyen kötü bir yol komedisi denemesi olarak 87 dakikanızı çalmak istiyor, oltaya gelmeyin...
Yorum Gönder