Hokedun doksanlar ruhunu hâlâ yitirmemiş bir ikiliden oluşan black metal grubu... Geçtiğimiz yıl bir demo cd ve bu yılda aynı demo cd’nin yeni basımı Günebakan Production’dan kaset formatında yayınlandı. Grubun kurucu üyesi Eren ile kısa bir röportaj gerçekleştirdik.
İstersen röportaja grubun adıyla başlayalım. Hokedun’un anlamı nedir? Neden böyle bir ismi seçtin?
Hokedun, Ermenice “Ruh Evi” anlamına geliyor. Yıllar önce okuduğum bir kitapta rastlamıştım ve çok hoşuma gitmişti sonra gruba bu adı vermeye karar kıldım.
Peki parçalarınızda nelerden bahsediyorsunuz?
Depresyon, çaresizlik kısacası hayat diyebilirim.
Grup ne zaman kuruldu, Ed ile nasıl buluştunuz bahseder misin?
Grup benim tarafımdan 2011 senesinin başında kuruldu. Ed benim çok yakın bir dostumun iş arkadaşıydı ve bana Ed’den bahsetmişti. Ed’in kayıt konusundan çok iyi anladığını ve bir konser salonunda ses mühendisi olarak çalıştığını söyledi. Ben de yaptığım besteleri Ed’e dinlettim ve çok hoşuna gitti ve sonrasında Hokedun’a katılmaya karar verdi.
Demo cd’yi dinledim ve çok beğendim. Buram buram doksanlar kokuyor. Sizi dinlerken eski Dissection ama en çok da eski Immortal etkileri gördüm. Size de bu yönde yorumlar geldi mi? Demoya gelen eleştiriler ne yönde?
Evet bir sürü kişi Dissection, Emperor ve Immortal’in ilk zamanlarına benzetiyor, zaten bu gruplarda benim favori black metal gruplarımdan. Demo cd’yi 150`e limitli olarak çıkardık ve buna ilaveten 50 tane promosyon cd bastım. Gelen eleştirilerin %85’i gayet olumluydu. Tabi beğenmeyenlerde olmadı değil ama bu benim için çok normal. Bu arada aynen dediğin gibi dostum, buram buram doksanlar evet... Bence doksanlar underground’un ve metal müziğin altın yıllarıydı. 32 yaşındayım, bu işlere ilk başladığımda 13 14 yaşındaydım. Şu zaman ki hali ile arasında dağlar kadar fark var. Sonuç olarak internet resmen eski usul underground’u öldürdü ama bunu yanında bir sürü şeyi kolaylaştırdı. Birde şunu söyleyeyim yeni dönem black metal bana hiç cazip gelmiyor.
Peki saydığın grupların yeni hallerini nasıl buluyorsun?
Dürüst olmam gerekirse fazla beğenmiyorum ama gene de müzikleri hoşuma gidiyor.
Türkiye'de son dönem underground metal piyasasını nasıl buluyorsun?
Gayet iyi. Bildiğin gibi ben İngiltere’de yaşıyorum ama internet sağ olsun her şeyi takip edebiliyorum. Hakikaten Türkiye’den çok iyi gruplar çıkıyor ama konum ve bazı başka etkenler yüzünden gruplar hak ettikleri yeri alamıyorlar ve bunu çok üzüyor.
En çok merak ettiğim şeylerden biri, neden grup iki kişiden oluşmakta? Grupta çalacak eleman bulamadın mı?
Yok, asıl sebebi o değil... İlk başladığımızda 4 kişiydik ama diğer elemanlar ile çok sorun yaşadık. Provaya 1 saat kala gelemeyeceğini söyleyen bir baterist ve sorumsuz bir bas gitaristimiz vardı. Sonuç olarak bütün kayıt ve provaları Ed’in evinde yapıyoruz diğer elemanlara ihtiyaç duymuyoruz hatta 2 kişi olmaktan çok memnunuz diyebiliriz. Konser olduğu takdirde çalacak bir bas gitaristimiz ve bateristimiz var.
Yani grup müziği yapmak her yerde zor. İngiltere’ye yerleşmeden önce vaveyla adında doom grubun vardı. Türkiye ve İngiltere’yi müzik yapma, konser vs. konularında kıyaslarsak durum nasıl?
Aynen her yerde müzik yapmak zor dostum. Evet, 2000’de kurdum 2007’de grup dağıldı. Çünkü grubu devam ettiremedik. Türkiye ve İngiltere arasında çok fark var. Her şeyin başında burada özgürsün zaten ne demek istediğimi sen çok iyi anlıyorsun. İmkan bakımından şanslısın ülke dışında konser olduğunda rahat ve ucuz bir şekilde gidebiliyorsun sonuç olarak... İngiltere bir Avrupa birliği ülkesi vize gibi saçma sapan bürokrasi isleri ile uğraşmıyorsun. Birde burada insanların bu müziği anlayışı daha değişik.
Peki senin Türk olduğunu öğrenince neler soruyorlar Türkiye’de gruplar olduğunu duyunca şaşırıyorlar mı?
Valla pek bir şey sordukları ve söyledikleri yok. Bazıları tatile geldikleri için Türkiye’yi biliyorlar ve seviyorlar. Türk metal müzik piyasası hakkında fazla bilgileri yok ama bildikleri gruplar var. Bildikleri bazı gruplar dışında bende Türk metal gruplarını burada tanıtıyorum.
Genelde hangi Türk gruplarını biliyorlar?
Burial Invocation, Decaying Purity, Cenotaph, Ebonsight, Pentagram şu an aklıma gelenler.
Bende yazıştıklarımdan yurt dışında yaşayanlara sorunca genelde eski Türk gruplarını sayıyorlar. Şimdi internet var ve bunu bile kullanmıyorlar. Ve ne yazık ki gözlerinde o müzik aşkını göremiyorum...
Haklısın ama şu bir gerçek eskiden bir günde sayılı grup ismi duyar ve dinlerdin ama günümüzde internet sayesinde bundan daha fazla gruba ulaşabilmen çok kolay.
Konser verme imkanınız oldu mu?
Maalesef şimdiye kadar olmadı ama gelecek sene için planlarımız var. Asıl sorun ikimizde hizmet sektöründe çalışıyoruz ve en yoğun olduğumuz zaman hafta sonları Cuma, Cumartesi ve Pazar. İşten izin almamız bir hayli güç oluyor. Bu da bize canlı çalmamız için çok sorun olabiliyor.
Bir thrash metal, bir death metal olsun gruplarımız yeteri kadar varken black metal türünde neden çok gruplarımız yok? Oysa ki eskiden bayağı black grubumuz vardı...
Enteresan bir soru Semihcim, bence Türkiye’de dinin etkisi var gibime geliyor. Buna ek olarak 1999 senesinde olan satanist olayları da etkisi olmuş olabilir. Ama doksanların sonunda çok moda olmuştu black metal... Bence Türkiye`den çıkmış en iyi black metal grubu Ominous Grief’tir ama yazık oldu onlara da :((
Peki şu anki black metali nasıl buluyorsun? Sanki black metal black metallikten çıkmış gibi...
İnan bana yeni metal gruplarını takip etmiyorum desem herhalde mübalağa etmem. Benim için 2000’lerin başı iyiydi sonra bozuldu. Ama en güzel zamanlar doksanlardı...
Şu anda grup olarak neler yapıyorsunuz?
Yeni parçalarımız bitmek üzere, şimdiye kadar 5,6 tane yeni şarkı besteledik. Herhalde seneye, en geç sonbahar’da yeni CD’miz çıkmış olur.
Son olarak, gelecek için planlarınız neler?
2015 senesi içinde birkaç konser vermek, yeni cd’mizi çıkartmak bununla birlikte birkaç merchandise yapmak tshirt, yama, rozet gibi… Ve son olarak röportaj için çok teşekkürler.
http://www.reverbnation.com/hokedun
Röportaj: Semih Şimşek
Yorum Gönder