15 yıl önce 60 bin dolar gibi küçük bir bütçeyle çekilmiş bir film herkesi sinemaya çağırıyordu... Yaşanan olaylar gerçek diyordu ve bulunan kaset filme dönüştürülmüştü... Henüz ortada sosyal medya yokken, kullanılabilecek her mecrayı çok iyi kullanarak daha açılış haftasında 29 milyon dolar kazandı ve sinema tarihinin en çok gelir elde eden filmlerine dönüştü... Bu büyük başarı öyküsünün dezavantajlarıysa sonradan çıktı ortaya... Buluntu film türünün her gerilim filminde karşımıza çıkmasının önüne bir türlü geçilemiyor... Türe meraklı her yönetmenin geçtiği yoldan bu kez 2013 yapımı Amerikan işi “The Hunted” ile bir aktör geçiyor...
Mavi gözlerinin öne çıktığı yüzüyle gerilim filmlerinin parlayan oyuncusu Josh Stewart, küçük rollerle başlayan kariyerinde ilkin “Dirt” dizisiyle tanınır hale gelmiş ve çok geçmeden adını 2009 yapımı “The Collector” ile duyurmuştu... Devam filmiyle de yerini sağlamlaştıran oyuncu, Criminal Minds kadrosunda da yer alarak yüzünü kimseye unutturmamaya niyetli... Bununla da yetinmeyen Stewart, ilk yönetmenlik deneyimine soyunmuş... Senaryoyu da kotaran aktör, başrolü de kendisine vermiş ve filmi de buluntu mantığı üzerine kurmuş... Kameramanı da kendisi doğal olarak... Küçük ve kendini bilen bir film yaratmayı tercih etmiş ve hikayesini de iyi hesaplayarak kurmuş... Çok oyuncu da kullanmayan Stewart’a, Skipp Sudduth, Katherine Von Till, Ronnie Gene Blevins ve Nikki Deloach eşlik ediyor...
Filmi neredeyse tek başına kotaran Stewart, bir tv şovu için hazırlanan Jake ile tanıştırıyor bizi... Av programı için kameralarla tüm hazırlıklarını yapan adamımız, kameraman Tony ile soluğu ormanlık bölgede geyiklerin ortasında alıyor... Üç gün kalacakları bölgede geyikleri bol bol çekmek ve içlerinden birini avlayarak başarılı bir av programı kotararak kanallara sunma hedeflerine başlıyorlar... Tamamı el kamerasıyla çekilen film, konusuna gayet iyi başlıyor, buluntu mantığını da iyi kullanarak ilerliyor...
Spoiler vermeden anlatmak zor, kısaca çıtlatmak gerekirse av için başlayan ikilimiz av haline geliyor... Gerilimin fitilini ateşleyen bir çığlık... Ormanın ortasında zifiri karanlıkta duyulan çığlığın ne olduğunu çözemiyor ikili... Kadın sesine benzeyen o çığlık oldukça da etkili... Vaşak sesi zannedip devam ediyorlar ama bunun geçmişte yaşanan bir olaya dayandığı ortaya çıkıyor... Sonrası da bildik manzaralar... Atmosferi iyi kuran, ilk yarı boyunca da beklentiyi oluşturan Stewart göstermemeyi tercih etmiş... Göstermeden hissettireyim, çığlıklarla idare edeyim düşüncesiyle devam edince de filmin tüm albenisini öldürüyor... Filmin vasat seyirliğe dönüşmesi de tam o söylentilerin anlatıldığı sahneden sonrası... O andan sonra tempoyu ve gerilimi arttırması gereken Stewart, onun yerine aynı tonda gidip bildiğini okuyunca sıradanlığa teslim oluyor... Kovalamacaya ayırdığı son dakikaları da bu yüzden etkisiz ve çok olağan... Oysa olağanüstü olaylara tanık olmamız gerekiyor... En azından iyi bir final yaparak durumu toparlayarak durumu bir nebze kurtarıyor...
Prömiyerini geçtiğimiz yıl Screamfest Horror Film Festivalde yapan ağır ilerlediği için eleştirilerek beklenen ilgi görmeyen film, Eylül’den bu yana ev sinemasında izleyicisini bekliyor... Korku gerilim filmleriyle dikkat çeken bir aktörün türe yönetmen olarak katılma sevdasının ürünü “The Hunted”, gerekli sıçramayı yapamayınca germekten uzaklaşan bir deneme olarak kalıyor... Buluntu film tutkunları dışında kimseye hitap etmiyor...
Yorum Gönder