İnsan hakkı ihlalleri, düşünce ve ifade hürriyeti üzerine haberleriyle tanıdığımız gazeteci-yazar İsmail Saymaz’ın asker ölümlerini mercek altına aldığı kitabı “Esas Duruşta Cinayet” İletişim yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı.
Saymaz “Esas Duruşta Cinayet”te bu kez, çeşitli örnekleriyle asker ölümlerini mercek altına alıyor. Tahkir, kötü muamele, dayak, eziyet, intihar ve cinayet sebebiyle hayatlarını kaybeden askerlerin başlarına gerçekte ne geldiğini araştırıyor, ölümlerin gerçek sebeplerini ve bunların üzerinin nasıl örtüldüğünü ortaya koyuyor. Başka canların sorumsuzca feda edilmesine göz yumulmasın diye…
Zorunlu askerlik hizmeti altında her yıl pek çok asker hayatını kaybediyor. Baştan savma soruşturmalar aracılığıyla, ölümlerde sorumluluğu olanların aklanmasına ya da suçun hafifletilmesine yönelik tutumlar alınıyor. Ölen öldüğüyle kalıyor ama devlet kendi güvencesi altındaki -üstelik vatan borcu için silah altına aldığı- vatandaşlarının hayatlarını korumuyor! İşte İsmail Saymaz, bu gerçeğe yakından bakmak için kaybettiğimiz askerlerin ölüm nedenlerini araştırdı, aileleri dinledi ve üzerinde hayli konuşulacak kitap; Esas Duruşta Cinayet’i yazdı.
“Mehmetçik’in Kıyameti” ile açılan kitap, ölümleri beş ana başlıkta inceliyor... “Zorunlu Askerlik: Medeni Ölüm”, “Dayakla Ölüm”, “Silahla Ölüm”, “İntihar” ve “Bombayla Ölüm”ün ardından Saymaz’ın son sözü “Er Mezarı Görülmüştür” ülkedeki insan hakları konusunda yazılı verilen uğraşların temel taşlarından biri olacak kaynak kitabı noktalıyor...
Baba Kenan Polat: “Asker ölüsü, tavuk ölüsü gibi… Hani bir asker ölmüş, onların umurunda mı ki? Onların çocukları askerde yok ki, ölsün. Çocukları dünyanın dolarlarını götürdü, hiçbir şey yok...”
Anne Ani Balıkçı: “O gün o bir kurşun hayatımızı bir saniyede değiştirdi. Derler ya, bir ölenin arkasından kırk gün mum yanarmış, her gün biri sönermiş. Bizde hiçbiri sönmedi daha. İki buçuk yıl oldu. Kırkı da yanıyor.”
Baba Yaşar Özel: “TSK, yavrumun hayati sorumluluğunu üstlenmeyecekse neden yavrumuzu bizden zorla koparıp aldınız? Niye yavrumuzu o kışladaki canavarlara teslim ederken, ‘Bu çocuklar ana kuzusudur, sakın ha incitmeyin bunları’ demediniz?”
Anne Zekine Taştan: ”Vatan sağ olsun demem. Benim evladım yok ki, benim Tolgam yok. Vatan sağ olsa ne olur ki, vatanı batsın. Bana ne vatandan! Demem, asla demem! Hiçbir zaman dedirtemezler!”
Esas Duruşta Cinayet - İsmail Saymaz
Bugünün Kitapları – 164
1. baskı - Haziran 2014
293 sayfa
22,00 TL
Yorum Gönder