Ezginin Günlüğü’nden bugüne keyifle takip ettiğim ve sevdiğim isimlerden biri geçti bu hafta Mersin’den... İki günü güzelleştirdi de geçti... Ne güzel oldu...
Önce Çarşamba akşamı Hayal Kahvesi’nde sahnedeydi Arkan... Grup ve solo toplamda kaçıncı kez izlediğimi hatırlamıyorum artık, saymıyorum da... Aldığım haz hiç değişmedi... Belki onların birinde kötü gün geçirmişti, belki rahatsızdı ama hiç geçmedi onlar bize... Sahnede hep beklediğimizi verdi, hangi şarkı geçse içimizden söyledi... Yine öyleydi... 23 Nisan’dı tam da, konserdeki kitleyi bilmem ama ben yine çocuklar gibi şendim...
Konser ilk açıklandığında tüm derdim imza günüydü aslında... :) Kitapları Kırmızı Kedi’den yayınlanan Arkan, Mersin’de Kırmızı Kedi şubesi olması gibi bir güzelliği kullanır mıydı acaba geldiğinde... Meraklı bekleyişim de buydu... Külliyat toplu halde hazır ne de olsa... Albüme de imza almak gibi bir hevesi hala yitirmedim... Çok konserini izledim ama almamıştım hiç imza... Konser sonraları müzisyenlerin çıkışlarını beklemek hiç doğru gelmiyor bana, hiç bir etkinliğin sonrasında onlar çıkışta imza vereceğiz demedikçe beklemiyorum saygımdan... O yüzden külliyat imzasızdı bugüne kadar... Bir istisna hariç tabi... Harika bir tesadüfle, çok sevdiğim bir dostum Tüyap Kitap Fuarı’na gidiyorum var mı bir isteğin dedi geçen yıl... Tam da Arkan’ın imza gününde ve neredeyse o saatlerde... “Ölü Kelebeklerin Dansı” onun aracılığıyla adıma imzalanıp geldi... Kalan 6 kitap ve 1 cd ise bugün kavuştu imzalarına...
Mersin’de imza günü demek halen açlık demektir... Çok nadir gelir buralara yazarlar... Son iki yıldır avm’lerin artışıyla kitabevleri’nin rekabeti de artınca daha bir öne çıkmak için akla gelir oldu... Şehrin okuru yalnızdır kısacası... Yazarlarla tanışma konusunda başka şehirlere diker gözünü... Neyse gelelim imza gününe... Yazarak hem kendimi şımartayım, hem de şehirde daha fazla etkinlik olması için teşvik edici olsun...
Fotoğrafta gördüğünüz an aslında her şey... Poşetten çıkanlar ve Arkan’ın “oo külliyatla gelmişsiniz” cümlesi... O gülümseme de, o anın sevinciyse ne mutlu bana... O kadar kitap olunca sohbet etme fırsatımız da oldu tabii... Adımı söyleyince, tanıyorum galiba twitter’dan demesi de benim sevincimdi... “Uyku” kırmızı kedi’den çıkmayacak mı, öneriyorum bulamıyor kimse dedim, kendisinde bile yokmuş ama çıkacakmış yakında... “Hırsız ve Burjuva”nın en sert romanı olduğundan konuştuk sonra... Kadın okur için zor olduğunda hemfikiriz... Bundan sonra ne olacağı konusunda ise “kendim için yazacağım biraz” dedi, sitenin atıl kaldığını söylediğimde de döndük yeniden... Siteye yazmak gibi bir düşünce mevcut... Ne zaman olur bilmem ama sitede yeni yazılar göreceğiz yakında... Böyle güzelleşti gün... Önce konser, sonra imza günü ile güzel bir hafta geride kaldı...
Teşekkürler Hüsnü Arkan... Artık kitaplığa dönüp baktığımda 7 kitap yan yana durmuş, şarkıda da dediğin gibi “madem yalnız değiliz bize bir şey olmaz” diyor bana...
Yorum Gönder